Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Manavgat İlçe Başkanı Ahmet Öztürk, iç güvenlik paketinin yasalaşması halinde özgürce basın açıklaması yapabilme imkanın son bulacağını söyledi. Söz konusu yasanın polise sınırsız yetki verdiğini belirten Öztürk, "Eğer iç güvenlik paketi Meclis'te yasalaşırsa CHP İlçe Başkanı Ahmet Öztürk olarak Cumhuriyet Meydanı'nda özgürce son basın açıklamam olabilir. Paketin yasalaşmasıyla ülkemiz resmen polis devleti olacaktır. Paket tamamen muhalefeti yok etme ve susturma yöneliktir. " dedi.

Manavgat Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yapan Öztürk, AK Parti iktidarının 12 yıl süresince 92 yıllık cumhuriyetin bütün değerlerini altüst ettiğini, toplumun kardeşçe yaşaması ve siyasi iktidarın zulmünden kurtulmak için 4 ay sonra yapılacak olan seçimin tarihi öneme sahip olduğunu söyledi. Siyasi iktidarın, topluma sunduğu Yeni Türkiye Projesi'nde kişi hak, hürriyet, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, temel hak ve evresel hukuk ilkelerinin olmadığını belirten Öztürk, iktidarın projesinin isminin aslında bir faşizm olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin hızla polis devletine doğru savrulduğunu belirten Öztürk, "İç Güvenlik Paketi yasalaşırsa CHP Manavgat İlçe Başkanı olarak bu meydanda son konuşmam olabilir. Konuşursam bile polis tarafından göz altına alınır keyfi uygulamalara tabi tutulabilirim. Kaç gün gözaltında kalırım bilmiyorum. Ülkemiz dikta bir rejime sürüklendi. Paketin yasalaşması halinde polis, hakim ve savcıların yetkisini kullabilecek. İllerde valiler, ilçelerde kaymakamlar kişilerin hak ve hürriyetlerini elinden alma adına her türlü yetkiyi kullanmaya sahip olacak. Biz bunun adına faşizm diyoruz. AKP'nın slogan olarak kullandığı Yeni Türkiye Projesi'nde özgürlük yok, kendisi gibi düşünmeyen her mualif düşünceyi susturma var. Bu sebeple 7 Haziran seçimleri ülkemizin demokratik bir cumhuriyetle mi yoksa dikta bir rejimle yönetilme noktasında olduğu için tarihi öneme sahip." diye konuştu.

7 Haziran seçimlerine Manavgat'ın mahallelerinde başladıklarını aktaran Öztürk, 25. dönemde Manavgat'tan partilerinden 2 ismi TBMM'ye göndermeyi hedeflediklerini kaydetti. Herkesin özgürce fikri düşünce ve inancını yaşama noktasında bu seçimde CHP'de kenetlenerek tek başına iktidara taşımaları çağrısında bulunan Öztürk, siyasi iktidarın, 12 yıl içinde bunca hukuksuz ve zorba icraatlarına karşı halen iktidara gelebiliyorsa 'halka kendilerini doğru bir anlatamadıkları' için bir CHP ilçe başkanı olarak kendisini suçlu gördüğünün altını çizdi.

Mahallelerde yaptıkları seçim gezilerinde geçmiş dönemde AK Parti'ye oy vermiş seçmenlerin de yeni Türkiye'den tedirgin olduğunu belirten Öztürk, cumhuriyetin 92 yıllık kazanımlarına sahip çıkmada 25. dönem milletvekilliği seçiminin 'dikta rejimine dur deme adına' tarihi bir fırsat olduğunu, bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Öztürk, Antalya'dan Meclis'e gönderecekleri milletvekillerin halktan kabul gören kişilerin ön seçimler belirlenmesi taraftarı olduğunu sözlerine ekledi.