Afyonkarahisar Barosu, kamuoyunda 'iç güvenlik paketi' olarak bilinen kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlayan maddeler içeren yasayı endişeyle karşıladıklarını açıkladı. Düzenlemenin çift başlılığa neden olacağı ve bunun mağduriyetlerin artmasına neden olacağı vurgulandı.

Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Meclis'teki görüşmeleri bir hafta daha ertelenen mülkü amire ve kolluk kuvvetine hakim ve savcı izni olmadan yakalama, gözaltı, dinleme ve arama yetkisi veren yasanın insanların özgürlüklerini kısıtlayacak, özensizce ve hukukun temel ilkelerine riayet edilmeksizin hazırlanmış bir çalışma olarak değerlendirdiklerini söyledi.

Şahin, “Kritik dönem ve süreçlerde aşırı veya özel yetkilerin nasıl kullanıldığı toplumsal hafızamızda henüz çok tazedir. Bundan mutazarrır olan, mazlum pozisyonuna düşen, incitilen, ötekileştirilen insanların böyle bir metni kaleme almış olmaları hayret ve endişemizi bir kat daha artırmıştır.” dedi.
Şahin, iç güvenlik paketinde tuhaf ve ucube düzenlemelere yer verildiğinin görüldüğünü belirterek, gözaltı süreleri bir günden 48 saate çıkartıldığını, doğrudan mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirleri tarafından gözaltı işlemi yapılabileceğini belirtti. İç güvenlik paketindeki düzenleme çift başlılık ve kaos yaratacağını ifade eden Şahin, “İç güvenlik paketindeki düzenleme çift başlılık ve kaos yaratacaktır. Aynı anda ve aynı konuda hem mülki amir emriyle kolluk; hem de savcılık bir soruşturma başlatırsa sonuç ne olabilir? Üstelik iki soruşturma farklı neticelenirse be birinden takipsizlik diğerinden dava açılması neticesi hasıl olursa bu çelişki nasıl izah olunacak ve giderilebilecektir?” " diye konuştu.

Mülki amire soruşturma talimatı yetkisi verilmesi düzenlenmesinin de ceza soruşturma usul ve safahatını tepetaklak edeceğini belirten Şahin, polisin 'adli kolluk' tanımının dışına çıkarak, yargı erkinin kullanabileceği hürriyetten yoksun bırakma yetkisini kullanacağını, bunun yerine adli kolluk kurularak savcılık emrine verilmesi gerektiğini dile getirdi.


“YÜRÜTME YARGININ YETKİLERİNİ KULLANMIŞ OLACAK”

Afyon Barosu Yönetim Kurulu Üyesi İnsan Hakları Komisyon Başkanı Av. Nedim Saru, anayasayla teminat altına alınan hak ve özgürlüklerden geriye doğru bir dönüş olduğunu, baskıcı, totaliter bir rejime doğru gidiş olduğunu söyledi. Demokrasiden ve insan haklarından ödün vermemesi gerektiğini ifade eden Saru, toplumun herkesin buna tepki vermesi gerektiğini belirtti. Yasayla özgürlüklerin kısıtlanmasının ileri telafisi imkansız zararlar oluşturabileceğini belirten Saru, yakalama, gözaltı, dinlemelerde polisin yetkileri arttırılırken savcı ve hakimin yargısal yetkilerini kullanacağını anlattı.

Saru, şunları söyledi: “Artık valiler, kaymakamlar da yargısal alanda söz sahibi oluyor buda çok büyük sıkıntılar oluşturacak. Bunlar yürütmenin temsilcileri olduğu için yürütme yargının alanına girmiş olacak.Anayasayla teminat altına alınmış haklar bu yasayla rafa kalkmış oluyor, keyfi ve siyasi uygulamaların önü açılarak birçok vatandaşın mağdur olması sonucunu doğuruyor. Bu uygulama AİHM’ de bir çok davaların açılmasına ve Türkiye’nin mahkuk edilmesine neden olacaktır.”

“POLİS DEVLETİ OLACAĞIZ”

CHP Merkez İlçe Başkanı Kemal Demirkırkan da iç güvenlik yasa tasarısı Türkiye’nin, bir uçurumun kenarından yuvarlanır gibi polis devletine doğru yuvarlandığını söyledi. Demirkırkan, 12 yıldan beri ülke insanının üzerine çullanan bir hükümet gördüklerini, bu yasayla temel hak ve hürriyetlerin kısıtlandığını, bir uçurumun kenarından yuvarlanır gibi polis devletine doğru sürüklendiğini kaydetti.

Av. Yusuf Onur Seçme de İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nın temel hak ve hürriyetlere zarar vereceğini vurguladı. Seçme, “Anayasal hakların, temel hak ve hürriyetlerin yasalarla yorumlanabileceği aşikardır. Bu yasa paketiyle hak ve hürriyetlerin kısıtlanabileceği gündeme gelmektedir.” şeklinde konuştu.