İç Mİmar Hakan Karabulut, şİddet ve gerilimin toplumsal hayatın her alanına egemen olmaya başlamasıyla insanlar için evleri ve işyerlerinin en güvenli alanlar olma vasfının daha da artırdığını söyledi.

"Günümüzde huzuru ve mutluluğu dört duvar arasında yaşamak mecburiyetinde kalıyoruz." diyen İç Mimar Karabulut yaptığı değerlendirmede açıklamasında, "Bizim yapmamız gereken ömrümüzün çoğunluğunu geçirdiğimiz bu mekanlarda sinerji yakalamak ve hayatımızı olumlu bir çizgide götürmek olmalı. Aksi takdirde şiddet, huzursuzluk, umutsuzluk hayatımızdan çıkmayacaktır. Şiddetsiz, huzurlu bir hayat tasarımdan geçiyor." ifadelerini kullandı.

Karabulut, tasarımın bir aşk ve şevk meselesi olduğunu, yaptıkları işin bu şekilde anlam kazandığını belirterek, "Son dönemde artan kadına şiddet gibi toplumsal meseleler bizi de doğrudan ilgilendiriyor. İnsan hayatında iki önemli nokta var. İş ve yuva seçimi. Buralarda mutluluğu yakalamak hayatı önemli ölçüde sağlam bir temele oturtmak demektir. Tabi ki tasarımın psikolojik etkisi çok fazla ve bizler bu doğrultuda müşterilerimizi yönlendirerek onlara huzurlu bir hayatın kapılarını açıyoruz." diye konuştu.

"TASARIM, TÜRKİYE İÇİN ÇOK YENİ BİR KAVRAM"

Tasarımın Türkiye için çok yeni bir kavram olduğuna işaret eden İç Mimar Hakan Karabulut, şunları dile getirdi: "Geçmişte sadece mobilya anlamında dekorasyon vardı, bugün ise yaşamın her alanında, her yerinde tasarım var. Tasarımın girdiği her yerde bir farkındalık, bununla birlikte kalite standartı ortaya çıkmaktadır. Yaptığımız işle aslında hayatı renklendiriyoruz. Bir mekanı sıfırdan alıp, konsept geliştirip, huzurlu ve sağlıklı bir hayatı sizlere sunuyoruz."