İnsan Hakları Derneği (İHD) 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç’ta SGDF-ESP-BEKSAV gruplarına yönelik bombalı intihar saldırısının gözlem raporunu açıkladı. Raporda olay yerindeki en büyük handikaplardan birinin, olay yerinde hiçbir güvenlik görevlisinin olmamasının bölge insanlarında büyük bir tedirginlik oluşturduğuna dikkat çekilerek, "Basın açıklaması yapılması esnasında daima kitlenin yakınında olan güvenlik görevlilerinin olmaması dikkat çekicidir, patlamadan hiçbir güvenlik görevlisi etkilenmedi." tespiti aktarıldı.

İHD heyetinden Atilla Yazar ile Kadri Konak'ın Amara Kültür Merkezi’nde yaptıkları gözlemler raporda şöyle yer aldı: "Olay yerinde sivil halkta tedirginlik vardı. Olaydan yaklaşık üç saat sonra gelen bomba uzmanlarından sonra olay yeri inceleme geldi. Olay yerinde ilk karşılaştığımız görüntü, parçalanmış cesetler (patlamanın etkisiyle), cesetlerden ayrılmış uzuvlar, sağa sola, binanın camlarına, ağaç gövdelerine, çöp kutularına fırlayıp yapışmış olan insan etleri vardı. Zaman zaman (40 – 45 derecelik yaz sıcağında) kokudan ve dehşet verici görüntülerden bunalan sağlık personeli ve AFAD görevlileri, güvenlik şeridinin dışına çıkıp yüzlerini yıkayıp dinleniyorlardı."

"ŞOK GEÇİREN YARALILAR ANLAMSIZ ANLAMSIZ BAKIYORLARDI"

Suruç Devlet Hastanesi’ne gözlem yapan İHD üyesi Hasret Bulut Doğan ise hastaneye vardığında hastane önünde yoğun kalabalık olduğunu anlattı. Her taraftan çığlıklar, bağrışlar yükseldiğini aktaran Doğan, "Bahçede ağaçların gölgesinde şok geçiren ve insanlara anlamsız anlamsız bakıp hiç konuşmayan hafif yaralılar vardı. Bazıları ise patlamanın etkisiyle duymadıklarını söylüyorlardı. Başlarına geleni idrak edemeyen yaralılar da vardı." dedi.

Doğan, hastane içerisinde de büyük bir telaş ve tedirginlik olduğunu belirterek, görevlilerin ve gönüllülerin koşuşturduğunu şöyle aktardı: "Hastane yetkilileri, hastane kapasitesini artırmak amaçlı, normal hastalarla bir an önce ilgilenip hastaneyi boşaltarak hizmeti artırmayı amaçlıyordu. (Saldırıdaki hastalarla daha rahat ilgilenmek için)."

"OLAYDAN ÖNCE KÜLTÜR MERKEZNİN ETRAFINDA POLİS VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ YOKTU"

Amara Kültür Merkezi sorumlusunun İHD heyetine anlattıkları ise raporda şöyle yer aldı: "Yaklaşık 300 kişi ile yapılan basının açıklamasının biteceği esnada, biz de kaymakamlıkla görüşüp 20 temsilci ile kültür merkezimize girmek üzereyken şiddetli bir patlama ile sarsıldık. Patlama 11.45'de oldu. Patlamadan hemen sonra ardıma baktığımda kanlar içinde yatan insanlar duruyordu. Patlama basın açıklaması için bir araya gelen insanların tam ortasında gerçekleşti. Olaydan önce kültür merkezinin etrafında hiçbir polis ya da güvenlik görevlisi yoktu. Oysaki tüm basın açıklamalarında çok yakınımızda bulunan emniyet görevlilerinin olmaması son derece dikkat çekiciydi."

RAPORUN SONUCU

İHD Urfa şubesi yönetim kurulunun gözlem ve izlenimleri ile oluşturulan raporun şonuç bölümünde şunlar aktarıldı: "Şanlıurfa’da meydana gelen patlamada 32 kişi yaşamını yitirdi. 104 kişi yaralanmış, yaralıların 50 ye yakını ayakta tedavi edilmiş, 46’sı Urfa’daki hastanelerde tedavi altına alınmış 8’i ise civar illerdeki hastanelere gönderildi. Olay yerinde kimliği bulunan, Şeyh Abdurrahman Alagöz isimli Adıyaman 26.01.1995 doğumlu şahsın kimliği, olay yerinden alınıp emniyet yetkililerine gösterildiğinde; bu kişiden 6 aydır haber alınamıyordu. Olay yerindeki en büyük handikaplardan biri olay yerinde hiçbir güvenlik görevlisinin olmaması bölge insanlarında büyük bir tedirginlik oluşturdu. Patlamadan hemen sonra Urfa Valiliğinin; gösteri, basın açıklaması gibi demokratik faaliyetleri yasaklaması halkta tedirginlik yaratmakta. Güvenlik önlemlerinin alınmayıp, sadece demokratik faaliyetlerin yasaklanması insanları huzursuz etmekte. Basın açıklaması yapılması esnasında daima kitlenin yakınında olan güvenlik görevlilerinin olmaması dikkat çekicidir, patlamadan hiçbir güvenlik görevlisi etkilenmedi."