Demokratik Sol Parti (DSP) Antalya İl Başkanı Metin Oktay, siyasi iktidarın, özgür basına 14 Aralık'ta Zaman Gazetesi ve Samanyolu Televizyonu'na korku oluşturmaya yönelik yapılan baskının Doğan Medya'sıyla 'ya benimlesiniz ya da hepinizin sesinizi' kısarım noktasına geldiğini söyledi.

DSP olarak her zaman basın hürriyeti taraftarı olduklarını ve merhum liderleri Bülent Ecevit'in de bir gazeteci olmasıyla fikir ve düşünce hürriyeti önündeki engellerinin kaldırılması için çalışma yaptıklarını belirten Oktay, AK Parti İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın'ın Hürriyet gazetesi önünde yaptığı eylemi Meclis çatısında altında görev yapan bir parlamentere hiç yakıştıramadıklarını kaydetti.

Tepkilerin her zaman demokratik yollarla olması gerektiğini ifade eden Oktay, bugüne kadar hakaret ederek, kırarak, dökerek tehdit ederek hiç bir sorunun çözüldüğünün görülmediğini ifade etti. Siyasi iktidarın kendisi gibi düşünmeyen muhalif her sesi kesme ve yok etme girişiminde olduğunu vurgulayan Oktay, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca ile başlayan özgür basının sesinin kısılma sürecinin bugün Can Dündar, Ahmet Hakan, Sedat Ergin, Hasan Cemal, Yavuz Baydar, Cengiz Çandar ve daha bir çok gazeteciye ulaşmasının üzüntü verici olduğunun altını çizdi.

Siyasi iktidar eliyle son 2 yıl içinde tek tip gazetecilik anlayışının ortaya çıkartıldığının altını çizen Oktay şöyle konuştu: "Ülkemizdeki medya baskınları artık dünya gündeminde. Ülkemizde artık basın ve iş adamları özgür değil. Hangi gazetecinin, hangi iş adamının ne zaman gözaltına alınacağı bilinmiyor. Bir ülkede basın hürriyeti yoksa o ülkede demokrasi olmaz. Anlaşılan o ki iktidar 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi ülkede korku dağları oluşturmak için kendine muhalif gördüğü farklı seslerin sesini kısmaya kararlı. Elindeki bürokratik gücü özgür basın ve iş adamlarının sesinin kesmek için baskı aracı olarak kullanıyor. Gelişmiş ülkelerde basın hürriyeti anayasal garanti altında. Medya gruplarına ve gazetecilere yapılan baskı ve sindirme operasyonlarını kabul edilemez bularak kınıyoruz. Zaman gazetesi, Samanyolu televizyonu, İpek Medya Grubu, Hürriyet gazetesi, Nokta dergisi ve Doğan Medya Grubu'na yapılan baskı ve sindirmeyi asla kabul edilemez buluyoruz. Medya özgür olmadan ülkemiz özgür olamaz. " diye konuştu.

Gelişmiş ülkelerde yazılı görsel medya açıklamalarıyla ilgili tepkilerin her zaman demokratik yollarla olduğuna dikkat çeken Metin Oktay, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir televizyon kanalındaki açıklamalarını, bir gazetenin internet sitesi velev ki yanlış bir şekilde verse bile bunun tepkisi gazete binasın camları kırılarak gösterilemez. Hele hele bunu yapanın başını çekenin bir milletvekili olması daha üzüntü verici. Tekzip diye bir şey var. Tekzip edilebilirdi, Hürriyet ülkemizin en köklü basın kuruluşu. Hürriyete yapılan saldırıyı kınıyoruz." açıklamasında bulundu.