12 Eylül davasının ikinci duruşmasına GATA'ta sağlık sorunları nedeniyle tedavileri süren dönemin Milli Güvenlik Konseyi üyesi sanıklar Kenan Evren (94) ile Tahsin Şahinkaya (87) katılmadı. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada 12 Eylül darbesine zemin hazırlayan Sivas, Kahramanmaraş ve Çorum olayları sırasında CHP milletvekili olan müdahiller dinlendi. Eski CHP Sivas Milletvekili Azimet Köylüoğlu, “Darbe gecesi silahlı polis ve askerler evime zorla girdi. Dokunulmazlığım olduğunu söyledim. Zorla götürdüler. Aileme 15 gün yerim söylenmedi. 12 Eylül'den sonra işsiz kaldım. 5 yıl siyaset yasağı aldım” dedi. Darbeden önce Sivas'ta yaşanan olaylar sırasında 11 kişinin öldüğünü belirten Köylüoğlu, “İç savaş provası yapıldı” dedi. Köylüoğlu, “Dönemin vali, emniyet, sıkıyönetim komutanlarından hesap sorulmalı. Ahı gitmiş vahı kalmış Evren ve Şahinkaya ile benim hesabım yok. Onlar tarihin çöp sepetinde yerlerini almışlardır” diye konuştu. Eski Kahramanmaraş Milletvekili Hüseyin Doğan da, “116 kişinin hayatını kaybettiği olaylar sırasında malı mülkü tahrip edilen bir ailenin ferdiyim” dedi. “Olaylar çıktığında Maraş'tan ”˜evlerimiz yakılıyor' diye telefonlar geliyordu. Telefonu Başbakan Bülent Ecevit'e verdim. Ecevit, komutanlığı aradı, yanıt alamayınca sinirlenerek, telefonu masanın üzerine öfkeyle bıraktı” diyen Doğan, “90 yaşında insanlar gözleri oyularak kazana konuldu. Ölen annelerin karnından bebekleri ölü olarak alınarak mezara konuldu” ifadesini kullandı. Camiler yakılıyor söylentisi Eski Çorum Milletvekili Şükrü Bütün de, MHP'li Gün Sazak'ın hunharca öldürülmesi bahane edilerek, Çorum'da nüfus cüzdanlarına göre Ebu Suud'un fetvasına uygun olarak “camiler yakılıyor” söylentisi çıkarıldığını, 57'den fazla insanın canavarca katledildiğini söyledi. Bilerek güvenlik önlemi alınmadığını söyleyen Bütün, 12 Eylül'den sonra tutuklandığını, işkence gördüğünü, CHP'nin de kapatıldığını kaydetti. Vatan hainliğinden... Devrimci Komünist Partisi yöneticisi Mustafa Yalçıner ise, mahkeme heyetine seslenerek, “Gerçek bir yargılama yaparsanız tarihe geçersiniz” dedi. Yalçıner, “Evren ve Şahinkaya'yı iki suçtan yargılayabilirsiniz. Birincisi faşizm ile halk düşmanlığı. İkincisi ABD nedeniyle vatan hainliği” diye konuştu. TBMM'nin müdahillik talebini de eleştiren Yalçıner, “Kenan Evren'in kurduğu TBMM nasıl müdahil kabul edilebilir? Aslında darbeye ne kadar karıştılar diye soruşturulmaları gerekir. Bunu da yaparsanız tarihe geçersiniz” dedi. Kahramanmaraş olaylarının ardından açılan davada bir numaralı sanık olarak yargılanıp beraat eden Ökkeş Şendiller ise, “Bugün baktığımda Maraş olayları perdesinin inmediğini düşünüyorum. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde üçüncü katip görünen Aleksander Peck, Paul Heinz'ın CIA temsilcisi olduğu dönemde Kıbrıs temsilcisiydi. 56 piyangocu Kıbrıs'tan alınarak Maraş'a getirildi. Bu ekip Peck'in ekibiydi. En son Maraş'tan sınırdışı edildiler” dedi. Şendiller, 12 Eylül darbesinin ardından terörün bir anda bıçak gibi kesildiğini de belirterek, “Sonucun memleket ve millet için hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu. Hukukla arasında mesafe Dev-Yol sanıklarının avukatı Sabri Kuşkonmaz da, 12 Eylül'den sonra katliamların bitmediğini, devrimcilerin kanının akıtıldığını söyledi. “Dolayısıyla bıçak gibi kesildiği doğru değildir” diyen Kuşkonmaz, “Bu cuntanın söylemidir. Bu tarihi yalan hala sürmektedir. Bu yalanın önüne geçmek için müdahil olmak istiyoruz” dedi. İddianamede cuntanın dili ve söyleminin aynen devam ettiğini kaydeden Kuşkonmaz, “Fatsa olayları darbeye zemin hazırlayan olaylar arasında gösterilmiştir. Seçilmiş bir belediye başkanının karalanması kabul edilemez. Fatsa halkı devrimcilerine sahip çıkmıştır” diye konuştu. Berfo ananın bu yargılamayı görmeye hakkı olduğunu söyleyen Kuşkonmaz, 12 Eylül döneminin devam ettiğini belirterek, “Sayın Başbakan bu davayı kirli politikalarına alet etmektedir. Hukukla arasında mesafe vardır. Bu meseleyi bugünkü beyanlarında da dile getirmiştir. Çünkü, davaya müdahale için anayasa değişikliğine evet oyu vermek bir ön şart değildir. Hukuk tahrip edilerek bu şekilde yalan beyanda bulunulmuştur” dedi. Kuşkonmaz'ın konuşmasının ardından ayağa kalkarak “Bana yalancı dedi” diyen Şendiller'e Kuşkonmaz, “Niye üzerinize alınıyorsunuz?” yanıtını verdi. Bu sırada salonda bulunan Devrimci 78'liler üyesi Cumhur Yavuz, “Alınması gereken katil o. Katil” diye bağırdı. Başkan Süleyman İnce, Yavuz'un “katil” sözlerini tutanağa geçirdi. Basına twitter ve röportaj uyarısı Mahkeme Başkanı İnce, duruşma sırasında basın mensuplarını da eleştirdi. İnce, “Dava burada yapılıyor. Bazı müdahiller dışarı çıkarak basına ropörtaj veriyor. Zaten yüzümüzü kapatmamız lazım. Sağolsun basından arkadaşlar verilen arada yüzümüzü çekmişler. Twitter'dan göndermişler” dedi. Bazı müdahiller ve avukatlar da, sanıkların tutuksuz yargılanmasını ve duruşmaya getirilememelerini eleştirdi. Bunun üzerine İnce, “Bizim argümanlarımız belli. Gereken imzaları bugüne kadar attık. Kalkıp da biz mi getireceğiz yani?” dedi. 104 yaşındaki Berfo nine, duruşmaya Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın gelmemesini eleştirerek, “Ben bu yaşımda geldim, O niye yok? Gelsin karşıma çıksın” dedi. Berfo nine salonda Önceki günkü ilk duruşmada ambulansla adliye önüne getirilen, ancak salona girmeyen 104 yaşındaki Berfo nine, oğlu Cemil Kırbayır'ın öldürülmesi nedeniyle müdahillik başvurusu yaptı. Berfo nine, duruşmanın öğleden sonraki oturumuna da kızı Fatma Gülmez'in yardımıyla yürüyerek geldi. Duruşma salonuna girişte salondaki izleyiciler tarafından ayakta alkışlarla karşılanan Berfo nine, ön sıradaki müdahiller için ayrılan yere oturdu. 104 yaşında olmasına rağmen gayet rahat konuşan Berfo nine, “Kenan Evren utanmadın mı? Sen benim çocuğumu niye böyle yaptın? Sana da inşallah büyük ceza verilirler, inşallah evin yıkılır, yuvan dağılır. Utanmaz. Sen benim ocağımı söndürdüm, yuvamı dağıttın. Çocuğumu aldın niye getirmedin namussuz herif” dedi. Söylemek istiyorum Başkan İnce, Berfo ninenin sözlerini, “Kenan Evren'in duruşmaya getirilmesini istiyorum. Hislerimi ve tepkilerimi yüzüne söylemek istiyorum” ifadeleriyle geçirdi. Yarım saat duruşmada kalan Berfo nine, geldiği gibi yine yürüyerek adliye dışına çıktı. Berfo nine, burada da, “Ölene kadar Evren'den davacıyım. İnşallah Allah vardır, yuvası dağılır. Niye böyle yaptın?” diye konuştu. Berfo nine, iki sayfalık müdahale dilekçesini de mahkemeye verdi. Dilekçesinde Evren ve Şahinkaya'nın cezalandırılmasını talep eden Berfo nine, dilekçesini de imzaladı. Kırbayır'ın kardeşi Mikail Kırbayır da, “Kardeşim 13 Eylül 1980'de Kars'ta askerler gözaltına alındı. Gözaltında öldürüldü” dedi. Başkan İnce'nin “Kardeşinizin gömülü olduğu yer belli mi” sorusuna Kırbayır, “Hayır, hala nereye gömüldüğünü öğrenemedik. Anamızın yüreği onun için sızlıyor” yanıtını verdi. Darbelere karşı 3 öneri TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, darbe ve muhtıraların birincil muhatabının TBMM olduğuna dikkati çekerek, bu amaçla kapsamlı bir tasfiye yasası hazırlanması halinde içerisinde şu üç hükmün bulunması önerisinde bulundu: - Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1960 ve 1980 darbelerinin ve cumhuriyetin organlarına karşı verilmiş askeri muhtıraların, hukuku ve demokrasiyi ağır şekilde ihlal eden fiiler olduğunu beyan eder, asli faillerini kınar, mağdurlarından ve Türk milletinden özür diler. Bu hakaretlerin TSK'ya zarar verdiğini ve itibarını sarstığını kabul eder. Devlet, itibarın iade edildiğini ve kendisinedn özür dilendiğini içeren bir belgeyi her mağdura veya haleflerine ayrı ayrı verir. - Darbe ve muhtıra dönemlerinde gerçekleştirilen işlem ve uygulamalardan, haksız koruma tedbirlerinden ve yeterli delile dayanmadan, özellikle tabi hakim ilkesine aykırı olarak kurulan idam kararından ve diğer yargı karalarından doğan destekten yoksun kalma ve cismani zarar dahil, her türlü maddi ve manevi zararlar, devlet tarafından tazmin olunur. - İdari, ödediği tazminatı, ihlalin ağırlığını gözeterek failellerine rücu edebilir. Rücu borcu, rücu borçlusunun haleflerine intikal etmez.” NOTLAR İlgi azaldı - Davanın 2. gününde Ankara Adalet Sarayı önünde vatandaşların ilgisi azaldı. Adliye önünde önceki gün 2 bine yakın kişi, duruşmanın bitimine kadar gösteriler yapmıştı. Duruşmanın 2. gününde ise adliye önünde bekleyenlerin sayısı önemli biçimde düştü. Bekleyişini sürdürenlerin büyük bölümünün Eşitlik ve Demokrasi Partisi üyesi olması dikkati çekti. EDP üyeleri, “Bu dava sahipsiz değildir” yazılı dövizler taşıdı. - Adalet Sarayı önünde bekleyenlerden Elif Torun Öneren, 32 yıl önce kardeşini kaybettiğini belirtti. Kardeşinin fotoğrafını taşıyarak hak aradığını dile getiren Öneren, Evren ve Şahinkaya'nın yargılanmasıyla 12 Eylül'ün aklanamayacağını ifade etti. Öneren, duruşmalar bitene kadar Ankara Adalet Sarayı önündeki bekleyişini sürdüreceğini söyledi. - Atilla Güven isimli vatandaş darbe döneminde cezaevine girdiğini ve işkence gördüğünü belirtti. Yaşanan acılarla hesaplaşılması gerektiğini ifade eden Güven, ”Türkiye'de bir daha böyle acılar yaşanmasını istemiyorum. Bunlara neden olanlara örnek cezalar verilmelidir” diye konuştu. ”˜Eren'den önce ben asılırdım' Şendiller, duruşmanın ardından “katil” tepkisinin hatırlatılması üzerine, “İnsanlar birbirlerini bu şekilde suçlamaya kalkarsa bu işin sonu iyi olmaz. Bir tek suç delili bulunsaydı Erdal Eren'den önce ilk ben asılırdım” diye konuştu. Hükümet ile TBMM'nin katılma taleplerinin reddedilmesi yönündeki görüşlere yanıt veren, duruşmaya Türkiye Cumhuriyeti hükümetini izafeten Başbakanlık'ı temsilen katıldığını söyleyen Avukat Sami Arslan, “Bu yargımayı yapıyorsak bu Başbakan, TBMM ve hükümete borçluyuz. Hükümet olarak bu darbe ortadan kaldırıldı. Bunu kesinlikle inkar edemeyiz. Burada hükümetin soyut kişiliği vardır, şu anki yerlerinden bağımsızdır” dedi. ”˜İnsanları öldürme yetkisi veriyor mu?' Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, Arslan'ı “burada siyasete girmeyin” diye uyardı. Arslan'ın sözleri tutanağa, “TBMM'de kabul edilen yasa ve anayasa değişikliğinin halk tarafından onaylanmasıyla bu davanın yolu açılmıştır. Başbakanlık soyut bir kurumdur. Şu anki idarecilerinden bağımsızdır” şeklinde yazdırıldı. Avukat Müşir Deliduman ise, sanık avukatlarının, “kurucu iktidar yargılanamaz” savunmasına karşı, “Kurucu iktidar insanları öldürme yetkisi veriyor mu? Bu cellatlık, insafsızlıktır” dedi. “Bu cunta şefleri ileride mahkum olacaklarından mallarını CIA şeflerine kaçıracaklardır. Mallarına el konulsun” diyen Ay, “Mamak cezaevindeki işkencecilerin şefi Raci Tetik Avusturya'dadır. Celp edilerek tanık olarak dinlenmesini istiyoruz” ifadesini kullandı.