Kayseri Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyeleri, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, gazeteci Mehmet Baransu, hakim Mustafa Başer, Metin Özçelik ve tutuklu polisleri ziyaret etti. Kayseri Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyesi Süleyman Gürkök, ''İçerideki hem hakimlerin hem de gazetecilerin tek kişilik koğuşlarda tutulması fiziki imkan varken bizce de bilinçli bir şekilde bir yıpratma ve yıldırma güdüldüğünü düşündürmektedir.'' dedi.

Silivri Cezaevi'nde incelemelerin ardından açıklamalar yapan üyeler, tutukluların morallerinin iyi olduğunu söyledi. Cezaevi koşullarının ve uygulanan muameleleri insan hakları noktasında değerlendirmek için cezaevine geldiklerini belirten Kayseri Barosu İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Süleyman Gürkök, ''Bugün burada Kayseri Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyeleri olarak Silivri Cezaevi’nde yatmakta olan özellikle son dönemde medyaya yansımış tutuklamalarla ilgili, haklarında tutuklama kararı verilmiş medya mensupları, hakim, savcı ve polis mensuplarıyla ilgili ziyarette bulunduk. Bu ziyaretin iki önemli amacı vardır. Özellikle medyaya yansıyan boyutuyla cezaevi koşullarının ve cezaevinde kendilerine uygulanan muamelelerin insan hakları noktasından konumunu değerlendirmek. İkincisi ise kendileriyle ilgili yükletilen suçlar ve tutuklamalarla ilgili muhataplarından detaylı bilgi alabilmek için burayayız.'' diye konuştu.

Cezaevinde görüştükleri şahısların moral ve motivasyonlarının yüksek olduğunu belirten Gürkök, ''Görüştüğümüz şahıslar bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına, meslek etiklerine, anayasal ilkelere hem kendi vicdanlarına hem de toplum vicdanlarına aykırı hiçbir iş yapmadıklarını, bütün vermiş oldukları kararlar ve yayınlarda da yine toplum yararına faaliyette bulunduklarını özellikle söyleyerek konuşmaya başladılar. Bu anlamda moral ve motivasyon olarak kendilerini oldukça morallerini yüksek gördük.'' ifadelerini kullandı.

'TECRİT UYGULANIYOR'

Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve 63 polis memuru hakkında tahliye kararı ve reddi hakim kararı veren eski İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Mustafa Başer ve eski 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik'in de kendilerine tecrit uygulandığını ifade ettiklerini belirten Gürkök, ''Hakim Mustafa Başer ve Hakim Metin Özçelik’le yapmış olduğumuz görüşmede kendilerine bir tecrit uygulandığını ifade ettiler. Silivri Cezaevi kampüsünün yeni bir bloğu açılmış. Bu bloğa henüz Adalet Bakanlığı bir tanımlama ve tipleme koyamamış ve isimlendirememiş. Ancak yüksek güvenlikli adı altında faaliyete alelacele geçirilmiş gördük. Binaların fiziki anlamdaki aksaklık, eksiklikler inşaat olması nedeniyle kısmen var. Ancak özellikle içeride Hakim Mustafa Başer ve Hakim Metin Özçelik ikisi de hakim olmasına rağmen ve üç kişilik koğuşlarda kalmalarına rağmen ayrı ayrı ve tek başlarına tutulduklarını gördük. Bunun cezaevi yönetimi ve savcılık tarafından özellikle bilinçli olarak yapıldığını düşünmekteyiz. Aynı mesleğe sahip aynı adliyede çalışmış insanların aynı koğuşta kalmasından doğal bir şey olmazken bu bir psikolojik harekat gibi yapılmış olmasını manidar bulduk. İncelemelerimiz esnasında bizi üzen yanı şu olmuştur; hukuku bilen, hakkını bilen hakimlere dahi hukuk uygulanmaz ise ülkemizde sade vatandaşımızın bireyimizin ve kanunları bilmeyen insanların acaba yetkili olanlar karşısında ne tür hak kayıplarına mağduriyetine uğrayacaklarını da ayrıca düşünmek gerekmektedir.'' diye konuştu.

'YIPRATMA VE YILDIRMA GÜDÜLÜYOR'

Özkök, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve gazeteci Mehmet Baransu ile görüşmesinde de tecrit edildiklerini beyan ettiklerini belirterek, ''Mehmet Baransu ve Hidayet Karaca ile görüştük. Yine kendileri de içeride 3 kişilik koğuşlar bulunmasına rağmen tek kişi olarak koğuşlarda tutulduklarını ve kendilerinin tecrit edildiklerini beyan etmişlerdir. İçerideki hem hakimlerin hem de gazetecilerin tek kişilik koğuşlarda tutulması fiziki imkan varken bizce de bilinçli bir şekilde bir yıpratma ve yıldırma güdüldüğünü düşündürmektedir.'' şeklinde konuştu.

'TUTUKLULUK SÜRESİ UZATILIYOR'

Dosyaların ilerlemesi konusunda yeterli özenin gösterilmediğini ve tutukluluk süresinin uzatıldığını belirten Gürkök, ''Şüphelilerin tamamı hakkında iddia edilen suçlar yönüyle yapılan soruşturmalarda dosyanın keyfi olarak sürüncemede bırakıldığı, soruşturma savcılarının dosyalarının ilerlemesi konusunda yeteri kadar dikkat ve özen gösterilmediği ve böylece tutukluluk sürelerinin uzatılması ve devamının sağlandığını düşünmekteyiz.'' dedi.