Sabah ve Takvim gazetelerinde 20 Ocak'ta yayınlanan ‘İnlerine girildi’ ve ‘İşte Marmara imamları’ başlıklı haberlerde, haklarında iftiralarda bulunulan isimler bir bir yargıya gidiyor. Haberlerde ‘Bursa İmamı’ olarak yer alan eğitimci Cansun Sarıyıldız da, avukatı Orhan Tekoğlu aracılığıyla bugün konuyu yargıya taşıdı. Tekoğlu, "Müvekkilim Cansun Sarıyıldız, Silm Eğitim Kurumları'nda çalışan bir eğitimci olup, bu güne kadar geçen 50 yıllık hayatında bir karıncayı dahi incitmemiştir. Paralel Devlet Yapılanması (PYD) gibi hayali bir takım örgütlerden bahsedip, müstesna kişiliği ile tanınan müvekkilimi olmayan bir örgütün mensubu olarak göstermek, en hafif tabiri ile insafsızlık ve izansızlıktır. İnsanları bu şekilde karalayıp töhmet altında bırakanlar elbette ki bu yaptıklarının hesabını adalet önünde vereceklerdir." dedi.

"KAMUOYUNA YÖNELİK DEZENFORMASYON UYGULANIYOR"

Eğitimci Cansun Sarıyıldız'ın avukatı Orhan Tekoğlu, müvekkiline yönelik hedef gösterme ve iftira haberlerini yargıya taşıdıklarını açıkladı. Avukat Tekoğlu, müvekkili ile birlikte toplumun bir kesimine yönelik ardı arkası kesilmeyen bir iftira kampanyasının sürdürüldüğüne dikkat çekerken, “Yaklaşık bir yıldan beri Türkiye kamuoyunu yoğun şekilde meşgul eden ve kamuoyunda 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması olarak bilinen, dönemin hükümetinde yer alan bir kısım bakanlara yönelik rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun, toplumda oluşturmuş olduğu olumsuz etkiyi giderebilmek için bir kısım hükümet yanlısı medya organları tarafından kamuoyuna yönelik dezenformasyon uygulanmaktadır. Bu algı yönetimi, git gide bir cinnet halini almıştır. Kamuoyunu aldatmak amacı ile hiçbir somut delile dayanmayan bir ‘paralel yapı’ söylemi geliştirilmiş, sonrada bunun içini doldurabilmek için gerçek dışı beyanlar üzerinden yeni senaryolar üretilmeye başlanmıştır. Bu süreç tam bir kişilik katliamına dönüşmüştür. Bu güne kadar on binlerce kişi sürgün yemiş, haklarında gerçek dışı iddialarla soruşturmalar açılmış, bu kadar gürültüye rağmen hiçbir somut bilgi ve belge ortaya konulamamıştır. Ancak olan binlerce masum aileye olmuştur.” şeklinde konuştu.

"İFTİRA HABERLERİ YAPILDI"

Söz konusu medyanın 20 Ocak tarihli nüshalarında benzer şekilde iftira haberlerinin yapıldığına vurgu yapan avukat Orhan Tekoğlu, şöyle konuştu: “Bunun en son örneklerinden biri de hükümet yanlısı duruşu ile bilinen bazı görsel ve yazılı basının 20 Ocak 2015 tarihli nüshalarında ‘İnlerine girildi’ ve ‘İşte Marmara imamları’ başlığı ile sürmanşetten verilmiş olan gerçek dışı haberler ile yapılmıştır. Müvekkilim Cansun Sarıyıldız, Silm Eğitim Kurumları'nda çalışan bir eğitimci olup, bu güne kadar geçen 50 yıllık hayatında bir karıncayı dahi incitmemiştir. Hayatını milletinin bekasına adamış eğitim sevdalısı birdir. Paralel Devlet Yapılanması (PYD) gibi hayali bir takım örgütlerden bahsedip, müstesna kişiliği ile tanınan müvekkilimi olmayan bir örgütün mensubu olarak göstermek, en hafif tabiri ile insafsızlık ve izansızlıktır. İnsanları bu şekilde karalayıp töhmet altında bırakanlar elbette ki bu yaptıklarının hesabını adalet önünde vereceklerdir. Bu mesnetsiz saldırılar ile Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti kimliği de saldırı altındadır. Geçmişte aynı taktiklerle bir çok kişi ve kurum mağdur edilmiş, demokratik hayatımızın en büyük teminatlarından olan siyasi partiler kapatılmıştır.”

"VESAYETÇİ BİR DÖNEM ARZULANIYOR"

Türkiye'de vesayetçi bir dönem arzulandığına işaret eden Tekoğlu, “Türkiye bin bir zorlukla almış olduğu demokratik kazanımlarından hızlı bir şekilde uzaklaştırılarak vesayetçi bir sürece sürüklenmek istenmektedir. Bir yandan olmayan deliller üzerinden sahte haberler yaparak kamuoyunu yönlendirilmesine, öte yandan gazete kupürleri ile kişilik cinayetleri işlenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’nin tam demokratik bir hukuk devleti sürecinden asla dönemeyeceğine olan inancımız tamdır. Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin geleceğini karartmak için yapılmış olan bu tür kumpasların akim kalacağı açıktır.”

"HABERLERİ YAPANLAR KANUN KARŞISINDA HESAP VERMELİ"

İftira ve karalama haberlerini yapanların kanun karşısında hesap vermesi gerektiğine inandıklarını ifade eden avukat Orhan Tekoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu haberle tek gözetilen kendi pisliğini başkasına sıçratma çabasıdır. Gerek Takvim Gazetesinin gerekse Sabah Gazetesinin hiçbir somut delile dayanmayan, tam bir tetikçilik mantığı içinde yapmış olduğu bu haberlerini kınıyoruz. Gerek hukuki gerekse cezai süreç tarafımızca ilgili mercilere müracaat edilmek sureti ile başlatılmıştır.”