Manisa'da geçen hafta 5 derneğe, dün de Kimse Yok Mu Derneği'nin de aralarında bulunduğu 6 derneğe yapılan operasyonun ardından bugün de öğrencilere ücretsiz eğitim veren 3 okuma salonuna İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin de katıldığı baskınlara tepkiler sürüyor. Derneklere yapılan baskın ve atılan terör örgütü iftirasına tepki gösteren bağımsız İzmir Milletvekili İlhan İşbilen, baskınların manidar olduğunu söyledi.

Bu yapılan baskınlara bir anlam veremediğini belirten İşbilen, "İsminden de anlaşılacağı gibi kimse yok mu? Hakikaten ismiyle o kadar cazip o kadar güzel ki, kimse yok mu? Demek ki Manisa’da bu konu hakkında Kimse Yok Mu Derneği’nden başka kimse yokmuş. Böylesi bir hayır kurumuna, ecdat yadigarı bir şehir olan Manisa’da baskın yapılması, çirkin ve iğrenç muamele yapılması bence çok manidar bir olay. Yani buna hiç anlam veremiyorum. Biz bu derneklerin adına geçmişte ne diyoruz, vakıf. Bugün ne diyoruz. Sivil toplum kuruluşları, hayır kurumları ve dernekler diyoruz. Manisa, Fatihleri yetiştiren ve bu işe cevaz veren bir sürü ulema, şeyhlislamın yaşamış olduğu bir şehir. Manisa gibi şehirlerde idarecilik yapan veya kamu mensubu arkadaşlarımız, görevlilerimiz bu şehrin altında yatan ulemaları, şeyhülislamları incitmemelidir. Ama ne yazık ki incildi. Çok acı bir tablo çizildi." dedi.

Dünyada ve ülkemizde Kimse Yok Mu Derneği’nin bir marka olduğunu vurgulayan İşbilen, sözlerine şöyle devam etti: "Bizim Türk insanımızda paylaşma duygusunun kaybolmaya yüz tuttuğu bir dönemde Kimse Yok Mu Derneği bu duyguyu ihya etti. Onun için yalnız ülkemizdeki insanları değil, Afrika’sından Orta Doğu’suna, Orta Doğu’sundan Balkanlara, Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar Kimse Yok Mu Derneği hayırla yad ediliyor, bunları görüyoruz. Oradaki idareciler, oradaki insanlar, oradaki devlet yöneticileri bunları görmüyor, takdirle yad ediyor, bizim kendi ülkemizdeki insanlar, idareciler, hükmedenler böyle bir şey nasıl yapabilir, olamaz böyle bir şey. Kimse Yok Mu Derneği’nin varlığından rahatsız ve yardımların götürülmesinden kuşku ve endişe duyulması, bu da ayrı bir konu. Ecdat hayırda, hasenatta, vakıf kurmakta birbiriyle yarışmış, kendi insanını teşvik etmiş. Biz şimdi ne yapıyoruz? İnsanlarımızı hayır yapma konusunda korkutuyoruz, ürkütüyoruz. Peki, bunun neye faydası var? Ülkemizdeki sermayenin kaçmasına, kurulan fabrikaların pılı pırtıyı toplayıp gitmesine. Bunun daha ötesinde çıkarttığımız yasa ile insanların gelecekte ‘acaba bizim de malımıza el koyarlar mı?’ deyip o vakıf kuranları, o hayır işlerinde koşturanları ürkütmeye sebep olacaktır."

"Neden insan kâr eden bir yerden çıkıp gitsin. Demek ki bir endişe var Türkiye’de, bir tehlike var, demek ki bir şey görüyor. İnsanlar ne olur ne olmaz diye tedbirini alıyorlar." diyen İşbilen, "Ne oluyor da idareci arkadaşlarımız bu yapılanları görmemezlikten geliyor. İlk defa vali gelmedi bu şehre, ilk defa emniyet müdürü gelmedi bu şehre. Demek ki bunların kendisine bir çekidüzen vermesi gerekiyor. Osmanlı döneminde hayır kuruluşlarının önderliğini yapmış Manisa’da, böyle bir baskının yapılmasını anlamlı buluyor ve bunu da endişeyle karşılıyorum." diye konuştu.