"İstanbul'un en yaşlı berberi" olarak kayıtlara geçen 89 yaşındaki Abdullah Duran, 73 yıllık mesleğini ilk günkü şevkle yapıyor.

Mesleğe ilkokulu tamamlayıp 1945 yılında komşunun berber dükkanında çırak olarak başlayan mega kentin en yaşlı erkek berberi Abdullah Duran, 4 yıllık çıraklık ve kalfalık döneminin ardından 1949 yılında askere gitti. Terhis olduktan sonra 8 yıla yakın Emirgan'da, bir yıla yakın Beyoğlu'da, 10 yıl da Kadıköy'de bir iş yerinde kalfalık yapan Duran, 1970'te berber dükkanını açarak işinin patronu oldu. 48 yıldır kendi iş yerinde usturası, makası ve tarağıyla saç keserek ekmek parasını kazanan Duran, ilerlemiş yaşına rağmen mesleğine olan sevgisini diri tutuyor.

Dükkanın dekorunu ilk günkü gibi koruyan, her sabah iş yerini temizleyerek güne başlayan Duran, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

İşini severek yaptığını anlatan Duran, iş yerinin bulunduğu pasajda sabahları ilk dükkanı kendisinin açtığını söyledi.

Öğleden önce 4, öğleden sonra 2 saat çalışan, öğle araları da dükkanı kapatarak bir saatlik yürüyüşe çıkan Duran, şunları anlattı:

"Eskiden daha da erken gelirdim, 08.00'de gelirdim, şimdi yaş da fark ediyor 09.00'da geliyorum. Sabah gelirim, öğle (13.00) muhakkak kapatırım. Her gün öğle arası bir saat yürüyüş yaparım. Tekrar 14.00'te açarım, akşam 16.00'da kapatırım. Eskiden 20.00-21.00'e kadar kalırdım ama şimdi yaş ilerledi, iş de yok o yüzden erken kapatıyorum. Bazen telefon ediyor, '17.00'de geleceğim.' falan diyorlar. O zaman müşteriyi bekliyorum, tıraş ettikten sonra gidiyorum. Müşteriyi kıramam."

Nam yaptı, saç yıkamayı kaldırdı

Eskiden toplumda çıraklık kültürünün olduğunu, şimdiki gençlerin bu olgudan uzak yaşadığını dile getiren mesleğin duayenlerinden Duran, gençlerin mesleğe ilgisiz olduğunu söyledi.

Kendisinin çırak olarak çalıştığı dönemde mesleğe girenlerin işin hakkını vermek ve başarı sağlamak için çaba gösterdiğini anlatan Duran, gençlerin artık maddi kazanç odaklı çalıştığını vurguladı.

Duran, şöyle devam etti:

"Benim dönemimde aileler çocuklarını çırak olarak veriyorlardı. Şimdi çırak kalmadı. Ben de yanıma çırak ve kalfa aldım ama baktım yapamıyorum, kendi başıma çalışmaya başladım. O dönemlerde iş de çoktu. İstanbul'un bütün liselerinden müşterilerim vardı. O zaman kuaför falan yoktu. İşim çok iyiydi, sabah başlıyordum akşama kadar durmuyordum. Ben iş yerini açtığımda nam da yapmıştım. Saç da yıkıyordum, fakat baktım olacak gibi değil su sıçrıyor falan, çırak da yoktu bıraktım saç yıkamayı. Ben de titizimdir, saç yıkıyorsun sonra temizlik yapıyorsun, ardından tekrar müşteri alıyorsun falan derken baş yıkamayı kaldırdım." 

Sakal ve modern saç da kesmiyor

Geçmiş dönemlerde saçın yanı sıra usturayla sakal tıraşı yapan Duran, jilet kullanımının yaygınlaşması ve kendisinin jilet kullanım pratiğine alışamaması dolayısıyla sakal tıraşını da bıraktığını anlattı. Modern saç kesmeyen, saç kesimi sonrası yıkama yapmayan Duran, istisna durumlar hariç sakal tıraşı da yapmıyor. Duran, jilet kullanımını benimsemediği için kendi sakalını da usturayla kesiyor.

Duran, "Şimdi çok basit jilet var. Jileti takıyorlar, tıraş oluyor sonra atıyorlar. Kendim usturayla tıraş olurum. Jiletin acemiliğini çektim, ağzı ince olduğu için usturaya benzemiyor. Jileti kullanırken imtina etmek lazım. Onun için sakal kesmeyi de bıraktım, sadece saç kesmeye başladım. Müşteriler de bilirler o yüzden sakal için gelmezler, çok nadirdir sakal kestiğim. Genel itibarıyla saç kesiyorum. Saçı da zevkle kesiyorum ama yıkama yok." ifadesini kullandı.

Yeni nesil saçları da kesmediğini de aktaran Duran, "Yeni nesil saç modellerine ayak uyduramıyorum. Ense için çizgi yapıyorlar, ben yapamıyorum. Gençler de onu istiyor, ben ense kenarlarına ustura vurmam. Biz böyle gördük. Onun için yeni tıraşları yapamam desem yeri var. İçimden gelmez. Enseyi yaptığım zaman indirerek yapardım, çizgi falan kalmazdı. Gençlerin taleplerine pek uyamam." değerlendirmesinde bulundu.

Resmi kayıtlara göre İstanbul'un en yaşlı berberi olduğunu belirten Duran, 60 senedir kendisinde tıraş olan müşterisi bulunduğuna dikkati çekti. Duran, yurt ve il dışından da müşterilerinin olduğunu kaydetti.

Kızının da zaman zaman, "Baba yeter artık, işi bırak evinde otur." dediğinin altını çizen Duran, bir dönem mesleği bırakmayı düşündüğünü ancak "Bizim ömrümüz bu meslekte." diyerek vazgeçtiğini sözlerine ekledi.