Araştırmacı Kasım Kocabaş, 1921 yılında yapılan ilk İstiklal Marşı yarışmasına katılmış ve bugün kayıp olan 724 şiirden birini bulduğunu belirtti. Yarışmaya gönderilen şiirin ikinci nüshası olan belgeyi bir sahaftan aldığını belirten Kocabaş, "Bu şiirin 724 şiirden biri olma ihtimali oldukça yüksek. Mehmet Rüştü tarafından suyollu filigranlı kâğıtta tek sayfa olarak kaleme alınan şiir ikinci bir nüsha olarak saklanmış. Bilinen şairler arasında ismine rastlayamadığımız Mehmet Rüştü’nün diğer şairler gibi halktan birisi olduğunu düşünüyoruz. Tek sayfaya iki ayrı şiir yazılmış. Arka sayfada kurşun kalemle 25 Teşrin-i sâni 1336 (25 Kasım 1920) tarihi not düşülmüş. İki şiir de milli marş olabilecek tema ve vurgular içermekte." diyor.

İstiklal Marşımızın tarihi sürecinde açığa kavuşturulamayan kısımlarından birisi de, yarışmaya katılan 724 şiirin bugüne kadar ortaya çıkarılamaması. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, o günlerde kurulmadığı için belgelerin, yarışmaları açan kurum olarak Maarif arşivinde bulunması gerekirdi. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı dâhil henüz hiçbir arşivde 724 şiirin izine rastlanılamıyor. Bu konudaki yorumlar, Ulus’taki Maarif Vekâleti’nde 23 Aralık 1947’de çıkan ve binada her şeyi kül eden yangından sonra bütün beste-güfte yarışma arşivlerinin de yandığı yönünde yoğunlaşıyor. İstiklal Marşı yarışmasına katılan şiirlerden sadece meclise sunulan 6 şiir ve Akif’in şiiri dışında bugün bir bilgi henüz ortaya çıkarılamadı.

Araştırmacı Kocabaş, Osmanlı döneminde yazılan mektup, telgraf, şiir gibi yazıların genellikle bir yere gönderilmeden önce ikinci bir nüshasının da (nüsha-i saniye) yazılarak saklandığını ifade etti. Bu bilginin kendisini, yarışmaya katılan 724 şiirin yazarları tarafından ikinci bir kopyasının yazılarak saklanmış olabileceği düşüncesine sevk ettiğini belirtti.

Kocabaş, bir sahaftan aldığı belgenin kendisini oldukça heyecanlandırdığını ifade ederek şunları söyledi: "Bu şiirin 724 şiirden biri olma ihtimali oldukça yüksek. Mehmet Rüştü tarafından suyollu filigranlı kâğıtta tek sayfa olarak kaleme alınan şiir ikinci bir nüsha olarak saklanmış. Bilinen şairler arasında ismine rastlayamadığımız Mehmet Rüştü’nün diğer şairler gibi halktan birisi olduğunu düşünüyoruz. Tek sayfaya iki ayrı şiir yazılmış. Arka sayfada kurşun kalemle 25 Teşrin-i sâni 1336 (25 Kasım 1920) tarihi not düşülmüş. İki şiir de milli marş olabilecek tema ve vurgular içermekte. Bu durum yarışmaya katılan 724 şiirin içlerinden bazılarının aynı şairler tarafından yazılmış olabileceği fikrini doğuruyor. Yani kanaatimize göre, yarışmaya bazı şairler birden fazla şiirle katılmış olabilir ve bu şiir de onlardan biri olma özelliğini taşıyor."

Kocabaş, 2009 yılında 1925 İstiklal Marşını değiştirme yarışmasına ait 60 kadar belgeyi bir sahaftan satın alarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağışlamıştı.

İstiklal Marşı değiştirilmek istendi: Milli Mücadele döneminde (1918-1922) Büyük Millet Meclisi’nin kurulmasından sonra sıra, milleti cephe ve meydanlarda coşturacak milli bir marşın yazılmasına gelir. Erkân-ı Harbiye Reisliği’nin teklifi ile meclis tarafından 1921 yılı içerisinde marş yarışması düzenlenir. Müsabakaya yurdun dört bir yanından 724 şiir katılır. Şiirlerin çoğu milli marş olabilecek nitelikte değildir. Ayrıca müsabakaya ünlü şairler de değişik sebeplerle rağbet göstermez. Dönemin Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mehmet Akif’i ikna ederek İstiklal Marşını yazmasını sağlar.
Yarışmaya katılan 724 şiirden sadece 7 tanesi ön elemeyi geçerek meclise sunulur. Ancak 12 Mart 1921 günü Akif’in şiir ittifakla milli marş olarak seçilir. Bütün vekiller tarafından ayakta üç kez büyük bir coşkuyla söylenir. Sonraki süreçte 1925 ve 1937’de değiştirme girişimlerine maruz kalan İstiklal Marşı, 1980 anayasası ile değiştirilmesi dâhi teklif edilemeyen ilk üç madde arasına alınarak korunması sağlanır.
Üzerinde Mehmet Rüştü imzası bulunan belgedeki Osmanlıca iki şiir şöyle:
(Nüsha-i saniye)
Bismillah
Vatanı çiğnedi düşman bize farz oldu gazâ
Hazır ol ehl-i vatan eyleyelim ahde vefâ

Şüheda rütbesidir rütbe-i bâlâ-i vâlâ
Sabr edip nail-i maksad olabilsen ne âlâ

İşte meydan-ı gaza düşman-ı bedhah salâ
Bize imdat eder elbette o Kadir Mevlâ

Sell-i seyf eyleyelim tekbir alarak doğru
Kalb-i düşmanı yarıp arş edelim tâ ileri

Ya şehit rütbesi ihraz edelim ya gazi
Bize dünyada hem uhrevi saadet bâki

İşte meydan-ı gaza düşman-ı bedhah salâ
Bize imdat eder elbette o Kadir Mevlâ

Hasma süratle bu dem atf-ı inân eyleyelim
Hedef âsâ sine-i a’da nişan eyleyelim
Uğratıp inhizama bağrını kan eyleyelim
Ya bütün yere serip yerle niran eyleyelim

İşte meydan-ı gaza düşman-ı bedhah salâ
Bize imdat eder elbette o Kadir Mevlâ

İkinci şiir

Biz Müslümanlar hükm-i Furkan’a iman eyledik
Damen-i şera yapıştık ahdü peyman eyledik

Bu divan-ı âliye hep arz-ı şükran eyledik
Dostları memnun edip düşmanı giryan eyledik

Biz fedayı millet olduk resmen ilan eyledik
Düşmanın yerle bu dem niran hicran eyledik

Bizi mahvetmeye kast eylemiş şimdi rakip
Bu ne tertib-i temâyül? Bu ne efkâr-ı acîp?

Bu muhal ender muhal ağzını topla ey hatip
Yakılırsın ateş-i sûzana oldukça garip

Biz fedayı millet olduk resmen ilan eyledik
Düşmanın yerle bu dem niran hicran eyledik

Eyledik temin-i istikbal, adalet bizdedir
Emr-i ceyşe itaat hem şecaat bizdedir

Biz vatan evladıyız fenn-i riyaset bizdedir
Biz halis Osmanlıyız cünd-i besalet bizdedir

Biz fedayı millet olduk resmen ilan eyledik
Düşmanın yerle bu dem niran hicran eyledik