Günümüzde işverenlerin yabancı dil bilmeyen kişileri işe almaktan kaçındığı belirtildi. Bir öğrencinin akademik anlamda başarılı olmasının zaten o öğrencinin görevi olduğunu düşünen işverenlerin, bunun yanında neyiniz var diye baktıkları, bu anlamda dil bilmenin önemli olduğu kaydedildi.

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Uluslararası Ticaret ve Finansman Kulübü tarafından düzenlenen ‘Yabancı Dil Eğitiminin Önemi’ konulu seminerde İşletme, Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümleri için yabancı dil bilmenin çok önemli olduğuna dikkat çekildi. İngilizce öğretmeni Hasan Tahmaz, Türkiye’de ürettiğini Türkiye’ye satmak üzere plan ve proje yapan kurumun uzun vadeli yaşama şansı olmadığını söyledi. Tahmaz, "Ürettiğiniz malı yurt dışına satmak zorundasınız. Dünyada iletişimi sağlayabileceğimiz yegâne yol yabancı dildir. İngilizce ise dünyanın ana dili olmuş konumdadır. Günümüzde işverenler yabancı dil bilmeyen kişileri işe almaktan kaçınıyor. Çünkü insanlar ürettiklerini yurt dışına satmadığı sürece para kazanamaz." dedi.

Günümüzde işverenlerin artık sadece İngilizce bilmenin dışında başka diller ve vasıflar da istediklerini ifade eden Tahmaz, Türkiye’deki pek çok kimsenin özgeçmişinin sadece eğitim hayatından ibaret olduğunu, Avrupa’da daha pek çok yerde işe başvuran kişilerin özgeçmişlerinin ise bu noktada farklılık arz ettiğini ifade etti. Tahmaz, "Bir öğrencinin akademik anlamda başarılı olması, o öğrencinin görevi. Bunun yanında neyiniz var diye bakıyorlar. Kişiyi başkalaştıran şeylerden biri de dildir. Farklı olduğumuz takdirde yaşama şansımızın olduğunu unutmamamız gerekiyor." diye konuştu.

Tahmaz, uluslararası ticarette yabancı dilin olmazsa olmaz bir ayak olduğunu, yabancı dilin kendini ifade edebilecek, kururumu temsil edebilecek düzeyde olması gerektiğini belirtti. İş adamları ile bir süre önce Çin’e gittiğini anlatan Tahmaz, dil bilmenin özellikle ihracatta ve ithalatta büyük önem arz ettiğini kaydetti. Tahmaz şunları söyledi: "Orada bir fuarı geziyoruz. Bir makinenin fiyatını sorduk. 5 bin dolar cevabını aldık. Aynı makine Türkiye’de 25 bin dolar fiyata sahipti. İstanbul’daki bir avuç bu işi bilen insan Türkiye’ye bunu ithal ediyor. Türkiye’de Anadolu’daki esnafın dil bilmemesini kullanarak 5 bin dolarlık malı 25 bin dolara satıyorlar. Çin’e gittiğimiz o iş adamlarını ikna ettim ve sonuçta Türkiye’ye 3 defa her birinde 18’er makine olmak üzere makine ithalatı yaptırdım. Nakliyesi, vergisi, KDV’si dâhil makine 8 bin dolara Türkiye’ye getirildi. Biz bunu 12 bin dolara sattık ve makine başına 4 bin dolar kar ettik."