Baba Görgülü, patlamanın yaşandığı gün iki arkadaşıyla olay yerinde bulunan lise öğrencisi 15 yaşındaki oğlu Yusufcan'ın tedavi gördüğü Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, AA muhabirine açıklama yaptı. 

Olay gününü anlatan Görgülü, 23 yıldır Ankara İtfaiyesinde çalıştığını ve bugüne kadar çok trajik olaylara şahit olduğunu belirterek, "Bir gün böyle bir olayın benim başıma geleceğini bilmiyordum." dedi. 

"İçimdeki yangını söndüremiyorum" 

Kızılay'da patlama ihbarını aldıktan sonra bölgeye gittiklerini ifade eden Görgülü, o anları şöyle anlattı: 

"İki-üç dakika sonra oradaydık. Yangını söndürüp, yaralılara yardım ederken eşim aradı ve 'Yusufcan, evde yok' dedi. İçime bir sızı düştü. Sonra ikinci bir telefon daha geldi ve oğlumun Kızılay'da olduğunu ve hastaneye kaldırıldığını öğrendiklerini söylediler. Yandım, içim yandı... 

Abim aradı, çok bir şeyinin olmadığını söyledi. Ben de hastaneye ulaştırıldığı için emin ellerde olduğunu düşündüm ve durumunun ağır olmadığına inandırdım kendimi. Burada birçok kişinin durumu çok ağırdı. Onlara yardım etmem gerekiyordu. Her yerden bağırma sesleri geliyordu. Önce otobüs ve taksideki yangının söndürülmesine yardımcı oldum. Otobüsün içinde ve çevrede yaralılar vardı. Onların taşınmasına yardım ettim. Etrafımdakilere yardımcı olup, ondan sonra oğlumun yanına gittim." 

Hastaneye gittiğinde oğlunun durumunun ağır olduğunu öğrendiğini söyleyen Görgülü, "Sağ olsun doktorlar hemen ameliyata aldılar. Bu acıyı anlatamam. Bugüne kadar birçok yangın söndürdüm. İçimiz çok yandı ama bugün oğlum yaralandı ve ben içimdeki yangını söndüremiyorum." sözleriyle duygularını dile getirdi. 

Yusufcan Görgülü ise terörün bedeninde açtığı yaraların iyileşeceğini ancak hafızasındaki görüntüleri silmenin mümkün olmayacağını anlattı.