İzmir Valiliği’nin çok tartışılan basın açıklaması, gösteri ve yürüyüş yasağına tepki gösteren 13 oda, meslek odası, sendika ve STK, ortak bir basın açıklaması yaptı. Yasağın Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve kanunlara aykırı olduğu belirtilerek, adeta olağanüstü hal (OHAL) dönemi uygulamasını anımsattığı vurgulandı ve genelgenin geri çekilmesi talep edildi.

İzmir’deki 13 sendika, meslek örgütü, sendika ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, İzmir Valiliği’nin 3 Mart 2015'te yayımladığı siyasi parti, sendika, dernek ve STK’ların hiçbir kamu binası önünde basın açıklaması yapamayacağına dair genelgesine karşı ortak basın açıklaması düzenledi. İzmir Barosu’nun evsahipliğindeki açıklamayı okuyan Baro Başkanı Aydın Özcan, genelgenin iptali ve yürütmenin durdurulması için dava açtıklarını söyledi. Baro Başkanı Aydın Özcan, İç Güvenlik Paketi yasalaşmadan İzmir’de uygulanmak istendiğine dikkat çekerek, İzmir Valiliği’nin ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı genelge yayımlamasının kabul edilemez olduğunu belirtti. İzmir Valiliği’nin genelgeye gelen tepkiler üzerine yayımladığı, ortada yasaklama olmadığı ve basının durumu abarttığı şeklindeki açıklamasını da eleştiren Özcan, “Yanlış anlaşıldı diyor ama kararın ekinde, uyulmadığı takdirde idari para cezası kesileceği karar altına alınmış. Dolayısıyla hiç de yanlış anlaşılacak bir durum yok. Kamuoyu ve STK’lar, valilin aldığı kararı çok iyi almamış durumdalar. Onun için de tepkilerini gayet demokratik olarak ortaya koymaktadırlar.” dedi. Yasağın ardından basın açıklamaları yapmaları için kendilerine gösterilen bir alan olmadığını da ifade eden Özcan, basının suçlanmasını da kabul etmediklerinin altını çizdi. Özcan, “Basın, kamuoyunu bilgilendirme görevini yapmıştır. Basının bu şekilde kısıtlanmak istenmesini de antidemokratik ve basın özgürlüğüne vurulmuş bir darbe olarak görüyoruz.” şeklinde konuştu. "Bundan sonra basın açıklaması yapacak olursanız nerede yapacaksınız, yasak sınırlarına nereleri girmiyor?" sorusuna Özcan, bu kararı açtıkları davalarla bertaraf ettikten sonra istedikleri yerde basın açıklaması yapacaklarını söyledi. Basın açıklamasına katılan bazı temsilciler de yasak alanına denizin girmediği karşılığını verdi.

'GENELGE ANAYASA VE AİHS'YE AYKIRI'

Baro Başkanı Aydın Özcan, ortak basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Valilik, STK’lar tarafından yapılacak her türlü düşünce açıklamasını yer, zaman, şekil itibariyle kısıtlayarak, kullanılacak cihaz ve platformlara dahi müdahale ederek neredeyse olanaksız hale getirerek hakkın özüne müdahale etmektedir. Gerçekte, valiliğin anılan kararı ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle teminat altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, kamu güvenliği ve genel asayiş yönünde düzenleme gerekçesiyle ortadan kaldırılmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesi, bu hakların kullanılmasının ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabileceğini düzenlemiştir. Ancak kanunla sınırlanabilecek bu özgürlüklerin valilik kararıyla kısıtlanması kanunilik ilkesini bertaraf eden, kanundaki sınırlama ölçütlerini ihlal eden ve valilere tanımamış yetkilerin kullanılmasını içeren adeta OHAL dönemi uygulamasını anımsatmaktadır.”

'VALİLİK YETKİ GASPI YAPMAKTADIR'

İzmir Barosu olarak, uluslararası anlaşmalar ve üst hukuk normlarının tümüme açıkça aykırılık teşkil eden valilik kararına karşı idare mahkemesinde iptal davası açarak yürütmeyi durdurma talep ettiklerini ifade eden Özcan, “Önemle belirtmek isteriz ki şehrimizde bugün itibariyle kamu düzeni ve genel asayişi bozacak bir olay yaşanmamışken valiliğin almış olduğu bu karar, mevcut iktidarın siyaseten yıpratılmaması çerçevesinde alınmış bir tedbir mahiyetindedir ancak idari amir olan valilik, İzmir halkının, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini siyasi iradeden üstün tutmalıdır.” diye konuştu. Özcan, İzmirlilerin özgürlüklerine sonuna kadar sahip çıkacağını ve fiili sıkıyönetim uygulamalarını kabul etmeyeceğini sözlerine ekledi.

'YUNANİSTAN’A YAZI YAZALIM, MEYDANLARINI BİZE VERSİNLER'

Toplantıya katılan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir Valisi Mustafa Toprak’a genelgeyi bir an önce geri çekmesi için çağrıda bulundu. Yürütmeyi durdurma davası devam ederken sokaklardan çekilmelerini kimsenin düşünmemesi gerektiğini söyleyen Sarı, “Bu alınan kararlar, sıkıyönetim kararlarıdır. 12 Eylül’ün ayak sesleri gibi şimdi yeni darbelerin ayak sesleridir. Pilot bölge olarak İzmir seçilmiştir, İzmir cumhuriyetin, demokrasinin özgürlüklerin şehridir. Eğer İzmir Valiliği bize kentte basın açıklaması yapacak yer bırakmıyorsa o zaman uluslararası sözleşmelere bunu intikal ettirelim, Yunanistan devletine yazı yazalım, bize meydanlarını versinler, gidelim orada yapalım. Oysa biz kendi ülkemizde basın açıklamasını her özgür birey, kurum gibi yapmak istiyoruz.” dedi.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Melih Yalçın ise daha önce yaptığı bir açıklamada, "Bu İç Güvenlik Paketi geçmese dahi İzmir’de bu yasaları uygulamaya gönüllü bir vali ve emniyet müdürü var." dediğini hatırlatarak, “Tam da İç Güvenlik Paketi görüşülürken paketi de aşacak şekilde İzmir Valiliği’nce kararlara imza atıldı.” diye konuştu.

Ortak basın açıklamasına İzmir Barosu, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, İzmir Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası, İzmir Diş Hekimleri Odası, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, Türk–İş 3. Bölge Temsilciliği, KESK Şubeler Platformu, Birleşik Kamu İş İzmir Temsilciliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, İzmir Eczacılar Odası ve İzmir Veteriner Hekimler Odası katıldı.