İzmir 2. İdare Mahkemesi, Gaziemir ilçesinde, bahçesinde radyoaktif atıkların gömülü olduğu eski kurşun fabrikasındaki temizleme çalışmaları için valilik tarafından verilen, "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir" kararını oybirliğiyle iptal etti. Daha önce yürütmeyi durdurma kararı veren mahkeme, atıkların nihai bertaraf işlemi için ÇED projesi gerektiğine dikkat çekerek, dava konusu kararda hukuka uyarlık görülmediğini belirtti. Davacı olan çevreci avukatlardan Arif Ali Cangı da, “ÇED sürecini derhal başlatın. Gaziemir’deki nükleer atıkları temizleyin.” dedi.

İzmir’in Çernobil'i olarak bilinen ve 10 bin metreküp radyoaktif atığın gömülü olduğu eski kurşun fabrikasıyla ilgili olarak 2. İdare Mahkemesi önemli bir karara imza attı. Mahalle sakinleri, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin, İzmir Valiliği'nin verdiği "ÇED gerekli değildir" kararına karşı açtığı iptal davasında, karar iptal edildi. Mahkeme kararıyla ilgili konuşan Av. Cangı, “Gaziemir’deki nükleer atıkları sağır sultan duydu ama bu atıkların ticaretini, depolanmasını engellemesi gereken, atık bölgesindeki insanların sağlıklı yaşamasını sağlamakla yükümlü olan kamu idareleri, kamu görevlileri duymazdan, bilmezden geliyor.” dedi. Kurşun fabrikası atıkları içinde radyoaktif olanlar bulunduğunun, 2007 yılında Türkiye Atom Enerji Kurumu (TAEK) tarafından resmen tespit edildiğini, buna rağmen çevresinde yoğun yerleşimin ve okulun yer aldığı fabrika sahasının halen radyoaktif ve tehlikeli atıklarla dolu olduğunu söyleyen Cangı, “Ortada duran hakikat, Türkiye'nin üçüncü büyük kenti olan İzmir'in göbeğinde nükleer santral atıkları var ve İzmirlilerin sağlığı için tehlike saçmaya devam ediyor. TAEK de, İzmir Valiliği de buradaki nükleer ve tehlikeli atıkların miktarı ve ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor ama sorunu çözmüyorlar. Diğer yandan atıkların nereden, hangi yollarla getirildiği, yasadışı nükleer atık ticaretinden kimlerin sorumlu olduğu halen açıklanmadı. Şirket yetkilileri hakkında açılan davada beraat kararı verildi, kamu görevlileri hakkında dava dahi açılmadı. Ortada suç var ama suçlu yok.” diye konuştu. 2014 yaz aylarında, "Atıkları ayrıştırıp temizliyoruz." denildiğini, konunun uzmanlarının, "Öyle temizleme olmaz. Kaş yapacağız derken göz çıkarıyorsunuz." uyarısında bulunduğunu ifade eden Av. Cangı, “Ama dinleyen olmadı. Daha sonra ortaya çıktı ki nükleer atıkların ayrıştırılması ve bertarafı için ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilerek, çevresel etki değerlendirmesi dahi yapılmamış. Atıkların varlığından haberdar olduğumuzdan beri mahalle sakinleriyle birlikte demokratik ve hukuksal haklarımızı kullanarak olayın takibini yapıyoruz.” diye konuştu. Yapılması gerekenin, en kısa zamanda ÇED sürecinin başlatılması, halkın ve bilimadamlarının katılımını sağlayarak, atıkların daha fazla zarar vermesinin önüne geçilmesi olduğunu belirten Cangı, bilimsel yöntemlerle atıkların bertarafının sağlaması gerektiğine dikkat çekti. İzmir Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TAEK'e, “Derhal ÇED sürecini başlatın, Aydın ve Emrez Mahallesi'ni bu beladan kurtarın. Uyarıyoruz, ‘Biz temizliyorduk, mahkeme durdurdu yalanına başvurmayın.’ Mahkeme kararının gereğini zaman geçirmeden yerine getirin.” çağrısı yaptı.