İzmir’de gazete kupürü ihbar kabul edilerek emniyet mensuplarına yapılan, mahkemede kumpas olduğu ortaya çıkan operasyonun ikincisinde, haklarında gözaltı kararı verilen 26 polisten 21’inin, sevk edildikleri adliyede savcılık sorgusu başladı. İki gün boyunca İl Emniyet Müdürlüğü önünde polislere destek veren bine yakın İzmirli, bugün de yağmura rağmen adliye önüne geldi. Kadınlar, haksız ve hukuksuzlukların son bulması için Kur'ân ve Cevşen okudu. Türk bayrakları taşıyan çok sayıda kişi de pankart açıp slogan atarak polislere destek verdi.

'OĞLUM, HASTA BABASINI POLİS ARACIYLA HASTANEYE BİLE GÖTÜRMEDİ'

Savcı Okan Bato tarafından ilk operasyonda olduğu gibi ikinci operasyonda da gözaltı kararı verilen Komiser Mustafa Edip Çakmak’ın, Muş’tan teslim olmak için İzmir’e geldiği öğrenildi. Adliye önünde oğlunu bekleyen annesi Fatma Çakmak, “Eşim kalp hastası. Bir gün hastaneye gideceğiz ekip arabasıyla, ‘Olmaz anne.’ dedi. Oğlum, baban tehlikede dedim, ‘Hayır anne.’ dedi. Bu muydu karşılığı?” diye sordu. 26 yıl öğretmenlik yaparak bu devlete, millete hizmet ettiğini, son dönemde yapılanların çok gücüne gittiğini söyleyen anne Çakmak, “Bütün evraklarım var. Ben başkalarından çok eziyet çektim, zulüm gördüm ama bunların yaptığını bir türlü içime sindiremiyorum. 79-80’lerde televizyonlara, gazetelere çıktım, açığa alındım. Sadece 'Allah' dedim diye, 'maymundan gelmedik' dedim diye açığa alındım ama onların zihniyeti belliydi. Bunlar Allah diye yola çıktılar, din diye yola çıktılar ama yaptıkları zulümleri içime sindiremiyorum.” diye konuştu.

'EVLATLARIMI VATANA MİLLETE HAYIRLI OLSUN DİYE YETİŞTİRDİM'

Evlatlarını hayırlı, vatanına, milletine faydalı olsun düşüncesiyle yetiştirdiğini, bir tek talebesinin onlara yanlış öğrettiğini söyleyemeyeceğini ifade eden Fatma Çakmak, “Vatan sevgisini, Allah sevgisini, hak hukuku öğrettim çocuklarıma. Bir tane devlete, millete zarar verecek hareketlerini görsem, hem evlatlarımın hem talebelerimin kulaklarını önce ben çekerim.” diye konuştu. Oğlunun ilk operasyonla ilgili mahkemesinin sürdüğünü, 23 Şubat tarihinde duruşmaları olduğunu hatırlatan Çakmak, mahkeme tarafından hiçbir suçları görülmediğini vurguladı.

'BUNLARA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM'

Tekrar kendilerine bu zulmü reva görenlere hakkını helal etmediğini de ifade eden anne Çakmak, şöyle konuştu: Bunları Allah’a havale ediyorum, kesinlikle bunları affetmiyorum. Benim eşim doğulu, Ağrılı, ben Balıkesirliyim. Tek kardeşlik olsun diye, iyilik olsun, güzellik olsun diye uğraştık. Çocuklarımı o istikamette yetiştirdim. Her birini imam hatipten, o kanaldan geçirdim. Hakkı hukuku, Allah'ı bilsin diye. Kesinlikle başka bir şey düşünmedik. Biz de mal mülk peşine düşebilirdik ama hiçbir şeyi düşünmedik. Okullarda başörtümden dolayı işkencelere tâbi tutuldum, sürgünlere gönderildim. Bu muydu devlete verdiğim hizmetin karşılığı?” diye sordu.

Oğlu Mustafa Edip Çakmak’ın beş aydır açıkta olduğunu, ilk operasyonun yapıldığı dönemde Malazgirt’ten, 1,5 yaşındaki evladına bakarken derdest edilerek İzmir’e getirildiğini anlatan anne Çakmak, “Suçu neydi söyleyin çocuğumun? Sadece Allah demek, namazlı niyazlı olmak, görevini yapmak. İlk komiserliğe atandığında berbere gitmiş. Berber, traşın sonunda para almak istememiş. Benim oğlum, ‘Karşılığını almazsan bir daha buraya gelmem.’ diyen biri. Bana devlet büyükleri söyleyin, ne yamuk yapmış, ne hata yapmış söylesinler. Ben onları Allah’a havale ediyorum.” sözleriyle duygularını ifade etti.

Babası Rıza Çakmak da ülkenin birliği beraberliği için çalıştıklarını, inançlı, imanlı, dürüst, hırsızlıktan uzak, bedava kazançtan uzak evlatlar yetiştirdiklerini söyledi. Oğlunun tek suçunun inançlı, imanlı, çalışkan olması olduğunu, güvendikleri için İstihbarat Şube’de görev verdiklerini belirten Çakmak, “Ama bunlar bugün ne yapıyorlar? Bir tane psikopat, bir tane tarla faresi, bir tane mırtıp çıkmıştır. Mırtıp da bugün aynı şeyi yapıyor. Bu dünya Saddam’a da, Kaddafi’ye de, Nemrut’lara da kalmadı. Ben korkarım, bu zulüm Gayretullah’a dokunur.” diye konuştu.