İztuzu Plajı'nın işletme hakkını alan İngiliz ortaklı özel şirket DALÇEV yetkililerinin, 28 Aralık gecesi üç otomobille tesisleri devralmaya gelmesi tepkilere neden oldu. Olayın ardından bölgede jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi alırken, tesislerin bulunduğu alana kimsenin girişine izin verilmedi. Dalyan'a gelen Muğla Vali Yardımcısı Kamil Köten, Dalyan Jandarma Karakolu'nda Ortaca Kaymakamı Hüseyin Yılmaz ve Ortaca Belediye Başkanı CHP'li Hasan Karaçelik'in de katılımıyla bir toplantı düzenledi. Toplantıda alınan karar neticesinde sahile gelen jandarma ekipleri, her iki tarafla görüşerek sahili boşalttı ve nöbeti devraldı. Sonrasında bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çevreciler, DALÇEV'in tekrar İztuzu'ndaki tesislere girmemesi için yılbaşı gecesinden itibaren plajın girişinde nöbet tutmaya başladı. 7'nci gününe ulaşan nöbette katılımcı sayısı giderek artmaya devam ediyor. Katılanlar tarafından oluşturulan, eyleme destek verenlerin isimlerinin yer aldığı panoya yeni isimler eklendi. Katılımcı sayısı bine ulaştı. Anı defteri oluşturuldu, eyleme destek verenler düşüncelerini yazdı. Eyleme destek için gelenler, getirdikleri kek ve kasalar dolusu meyveyi nöbete katılanlarla paylaştı. Ege Yolcu Grubu üyesi yaklaşık 20 motosiklet tutkunu da alanda çadır kurup geceyi burada konaklayarak geçirdi. Ayrıca, yerel sanatçılar Mete Şen ile Gökhan Budak, bağlama eşliğinde türküler söyledi. İztuzu Kumsalını Kurtarma Platformu (İKUP) öncülündeki eyleme CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, çevreciler, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarının taraftarlar katıldı.

CHP İstanbul Milletvekili Tanal, burada yaptığı konuşmada, ülkede hukukun katledildiğini belirterek, "Çevre hakkı denildiği zaman insanların sağlıklı, dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumak, devletin görevi ve ödevidir. Aynı zamanda sizler gibi vatandaşlarımızın görev ve ödevidir. Bu görevi yerine getiren sizlere teşekkür ediyorum. Ancak asıl vatandaşın sağlık ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını Anayasa'nın 5. ve 56. maddeleri uyarınca devletin yerine getirmemesini de şiddetle kınıyorum. Burada asıl devletin yapması gereken çevrenin korunması ve geliştirilmesini sizler yapıyorsunuz. Asıl bu devletin görevidir. Burada hukuk ayaklar altına alınmış durumda, hukuk katledilmiş durumda, hukuka aykırılık adeta siyasi iktidarın artık vazgeçemeyeceği eylem ve işlemler durumunda. Bizim başka gidecek bir dünyamız yok çünkü sağlıklı bir çevrede yaşamak bizim yaşam kalitemizin de artırır, bunun aksinde ise yaşam standartlarımızı düşürür. İztuzu'na müdahale etmek Muğla'nın turizmine müdahale etmektir. İztuzu'na müdahale etmek Muğla'nın ekonomisine müdahale etmektir. İztuzu'na müdahale etmek insanların sağlıklı çevrede yaşamasına müdahale etmek demektir. Bu müdahalenin sonucu insan hakları ihlaline girer. Bu iktidar meşruluğunu yitirmiş gayri meşru bir iktidardır. Eğer bakanlık bu karaları uygulamasa vatandaşlar sivil itaatsizlik hakkını kullanacaktır." dedi.

MHP Milletvekili Mehmet Erdoğan ise AK Parti'nin buradaki durumunu anlayışla karşılamak gerektiğini dile getirerek, "Çünkü arkadaşlar mağlup olmuş bir ordunun kaçarken yaptığını yapıyorlar, çantalarına ne koydular kâr olup çantalarına koymadıklarını da yakıp yıkıp tahrip ediyorlar. Bugün her nedense AKP milletvekilleri yok Antalya'daki plajları belediyeye verdiniz, kazanmadıkları yerleri de birilerine peşkeş çekiyorlar, burada yapılan ihale başından aşağıya saçmalıklarla dolu. Valilik, kurulumu olmayan bir şirkete nasıl ihale ediyor, o da ayrı bir muamma. Hani nerede iktidar partisi milletvekilleri ortada yoklar, sorduğumuzda da bizim haberimiz yok diyorlar. Haberi oldukları şeyleri söylesinler de biz de onlarla bu konuları konuşalım. Ben bu konuyu bu hafta TBMM'de gündeme getireceğim, bakalım nasıl cevap verecekler." ifadelerini kullandı.