İzmir’de, Büyükşehir Belediyesi tarafından Yamanlar’da yapılacak olan katı atık bertaraf (çöp) tesisi ile ilgili tartışmalar sürüyor. İzmir Valiliği’nin verdiği onay sonrası projeyle ilgili Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlarken, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından hazırlanan raporda, tesisin yer altı suları için tehdit oluşturacağı ileri sürüldü.

Yamanlar semtinde katı atık bertaraf tesisi yapılması için yaklaşık 3 ay önce ilk ÇED toplantısı yapılmıştı. Oldukça gergin geçen ilk ÇED toplantısı sonrası TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden Yamanlar’da tesisin yapılması düşünülen araziyle ilgili bir rapor yayınlandı. Raporda, tesisin, bölgede on binlerce kişiye memba suyu sağlayan yeraltı suları için tehdit oluşturduğu ifade edilirken, ‘inert’ sisteminin kirlenmeyi önlemek için yeterli olmayacağı vurgulandı. Raporda, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na çağrıda bulunularak, talep gelmesi halinde çöp tesisi için sorunsuz bir arazi gösterebilecekleri belirtildi.

Jeoloji Mühendisleri Odası’nın hazırladığı raporda şu ifadelere yer verildi: “İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Karşıyaka Yamanlar Bölgesinde Kuzey Bölgesi Katı atık Bertaraf Tesisi ve Depolama Alanı planlanmıştır. Planlanan Projenin ÇED süreci devam etmektedir. Odamız yeraltı suları çalışma grubu tarafından 2013 yılında planlanan tesisin yapılacağı yerde ön inceleme yapılarak bir rapor hazırlamıştır. Bu raporda, planlanan alanda jeolojik birim olarak volkanik kayaçların yer aldığı, bu kayaçların ayrıntılı hidrojeolojik özelikleri, yeraltı suyu durumu, geçirimlilikleri, hidrolik değerleri, su tutma ve iletme kapasiteleri, olası bir kirliliğin yayılmasında etken olacak çatlakların sıklığı, uzunluğu, genişliği, hacimleri ve uzanımları ayrıntılı bir hidrojeolojik etüt ve modelleme ile ortaya konması gerektiği ifade edilmiş, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden bölgedeki yeraltı sularının durumu ile ilgili bir etüt raporu hazırlanması talep edilmiştir. 2014 yılında İZSU Genel Müdürlüğü’nce depolama sahasının olduğu bölgeyi kapsayan ayrıntılı bir hidrojeolojik etüt raporu yaptırılmıştır.

Hazırlanan etüt raporunda özetle, depolama sahasında yeraltı su seviyesinin yüzeye çok yakın (1 metre civarında) olduğu, bu alanın yeraltı suyu drenaj alanının üst kotlarında bölgenin yeraltı suyu kaynaklarının beslenme sahasını oluşturduğu, depolama alanı ve yakın çevresinde küçük debili çok sayıda yeraltı suyu kaynağı çıkışı olduğu, bu kaynaklardan da Karşıyaka, Çiğli, Ulukent ve Koyundere'de yaşayan insanların damacanalarla içme suyu sağladığı ve depolama sahasında geçirimsizliğin, sızdırmazlığın sağlanamaması durumunda yeraltı sularının kirleneceği belirtilmiştir. Bu rapor sonrası Odamız İzmir Büyükşehir Belediyesi Atık Yönetimi Daire Başkanı'nı ziyaret ederek, bu alanın depolama için uygun olmadığı, hazırlanan raporun önemli olduğunu ve dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Bu süreç içerisinde TMMOB İzmir İKK tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden depolama sahasının olduğu bölgeyi kapsayan hidrojeolojik etüt raporu talep edilmiş, Büyükşehir Belediyesi ise mevcut raporu eksik göndererek raporun sonuç ve öneriler kısmını TMMOB'dan saklamıştır. Planlanan katı atık depolama sahası, tesis alanı ve depolama sahası yeraltı suyu ve yüzey suyu kaynaklarının üzerinde bulunmaktadır. Bölgedeki yeraltı sularının beslenme havzasını da oluşturan bu alandan ve yakın çevresinden çıkan yeraltı su kaynakları ile Karşıyaka, Çiğli, Ulukent, Koyundere’de bulunan on binlerce insan damacanalarla içme suyu sağlamaktadır. Katı atık-Çöp Depolama Tesis alanında oluşacak bir kirlilik bölgedeki tüm yeraltı sularını kirletecektir. Yukarıda belirtilen tüm tespitler İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü'nce yaptırılan etüt raporunda da olanca açıklığınca anlatılmaktadır.

ÇED SÜRECİ DEVAM EDİYOR DEYİP SÜREÇ GEÇİŞTİRİLEMEZ

Yukarıda belirtilen nedenlerle katı atık bertaraf tesis alanın depolama sahasının yer seçimi son derece riskli olup, depolama için uygun değildir. İzmir'in zaman kaybetmemesi için projenin ÇED süreci durdurularak yeri mutlaka değiştirilmelidir. ‘ÇED süreci devam ediyor’ deyip süreç geçiştirilemez. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce katı atık bertaraf tesisinin en gelişkin teknoloji kullanarak yapılacağı, buradaki atıkların tehlikesi olmayan inert atık niteliğinde olacağı, sızdırmazlığın mühendislik önlemleriyle sağlanacağı, ayrıca etkin bir denetim sistemi olacağı ifade edilmektedir. Öncelikle şunu belirtmemiz gerekiyor, aşta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde yapılan son bilimsel araştırmalarda inert atıklarında suya geçmesi durumunda suları kirlettiğini ve sağlık açısından tehdit oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla inert atıkların tehlike içermediği bilimsel gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Diğer yandan atık depolama sahasında mühendislik önlemleriyle yapılacak sızdırmazlık-geçirimsizlik örtüsünde olası bir kaçak durumunda ne olacaktır. Böyle bir risk almaya değer mi? İzmir Büyükşehir bürokratları konuyla ilgili görev ve sorumluluklarını yerine getirmemektedir. Uzmanlık alanı su olmayan, suyu bütün meslek hayatı boyunca yalnızca muslukta gören bir bürokrat İZSU Genel Müdürü yapılırsa bu durumu da doğal karşılamak gerekir.

YER SORUNUNU ÇÖZERİZ

Büyükşehir Belediye Başkanı Belediye Meclisi’nde ve basına yaptığı birçok açıklamada katı atık-çöp depolama sahası seçiminde yer sorunu yaşadıklarını, daha uygun yer bulamadıklarını birçok kez ifade etmişlerdir. İzmir'de katı atık depolama sahalarına yönelik uygun yer bulunamaması sorunu yoktur. Sorun, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce konunun uzmanları, bilim insanları, meslek odalarıyla işbirliği yapılmaması ve böyle bir arayışın içinde olunmamasıdır. Sayın Kocaoğlu tarafından Odamıza bir talep geldiğinde İzmir’in atık depolama sahası yer sorununu sorunsuz olarak çözeriz.”