Attığı bir tweet nedeniyle evinde arama yapmak isteyen polislere 'direnme' ve 'hakaret' suçları davasından beraat eden Gazeteci Sedef Kabaş, Türk adaletine inanmak gerektiğini dile getirdi. Kabaş, "Haksızın, hukuksuzun, yalan söyleyenin, talan edenin, rüşvet alıp verenin hırsızlık yapanın, yolsuzluk yapanın güçlü olduğu bir ülke, asla ve asla güçlü bir Türkiye olamaz." diye konuştu.

Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) açıklamalarda bulunan Sedef Kabaş, yıldırma baskılarına boyun eğmeyeceklerini belirterek, "Özü, sözü bir insanların korkmadığı, kendilerini baskı altında hissetmediği bir Türkiye’de yaşamak istiyorum.” dedi.

'ASLA VE ASLA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE OLAMAZ'

Kabaş, “Hiçbir şekilde dürüst, namuslu, özü sözü bir insanların korkmadığı, kendilerini baskı altında hissetmediği bir Türkiye’de yaşamak istiyorum. Türkiye ne zaman böyle bir Türkiye, o zaman gerçek anlamda güç bir Türkiye. Haksızın, hukuksuzun, yalan söyleyenin, talan edenin, rüşvet alıp verenin hırsızlık yapanın, yolsuzluk yapanın güçlü olduğu bir ülke asla ve asla güçlü bir Türkiye olamaz. O yüzden biz bunları dile getirmeye bunların hesabını sormaya devam edeceğiz. Sadece kendimiz için değil sadece bu toplum için gelecek nesiller içinde.” ifadelerini kullandı.

‘ADALETE İNANMAMIZ LAZIM’

Türk adaletine inanmak gerektiğini dile getiren Gazeteci Kabaş, “Her zaman olduğu gibi bir kez daha söylüyorum, Türk adaletine ve adalet sistemine inanmamız lazım. Türkiye’de ben son derece değerli hukuk insanları olduğunu düşünüyorum. Çok değerli hakim, savcı, avukatlarımızın olduğuna inanıyorum.“ diye konuştu.

Attığı tweet nedeniyle kapısına gelen 3 polise mukavemet ve hakaret iddiasıyla yargılandığı davada haklı bir şekilde kendisine beraat kararı verildiğini hatırlatan Kabaş, “Bu sadece Sedef Kabaş’ın beraatı, özgürlüğü değildir. Aslında bir twit ile ifade ettikleri zaman insanlar kendilerini özgür hissetmeliler. Siz bu twit olur köşe yazısı olur yada başka bir mecrada olur görüşlerimizi en özgür bir şekilde ifade edemiyor isek o zaman biz özgür ve demokratik bir Türkiye’den bahsedemeyiz. Güçlü bir devletten bahsedemeyiz.“ ifadelerini kullandı.

‘BASIN TEK TİP GÖRÜŞÜN SESİ OLMAMALI’

Basının farklı düşünceleri ortaya koymak için var olduğunu dile getiren Gazeteci Sedef Kabaş, şunları dile getirdi: “Sadece tek bir insanın tek bir görüşün tek bir ideolojinin sesi olursa basın, basın olmaktan çıkar. Basın tüm kamuoyunun dini değerlerinden, siyasi görüşlerinde, etnik yapısından bağımsız olarak farklı düşünceleri ifade edilebilecek bir ortam yaratmakla yükümlüdür. Çok seslilik dediğimiz de anlamıyla zaten budur. Gerçek anlam güçlü bir basının en temel sorumluluğu da bu çok sesliliği yansıtabilmek. Eğer siz tek bir görüşün gözü, kulağı, dili olursanız o zaman basın olmaktan çıkarsınız. O yüzden basınımızın çok daha sesli, çok daha demokrasiden yana olması haktan ve hukuktan yana olması gibi adalet sistemimizin de aynı şekilde haktan ve hukuktan yana olması lazım. Aksi takdirde biz Türkiye’de demokrasiden, insan haklarından, laiklikten bahsedemeyiz.”