Mersin’de vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’a destek için cübbelerini çıkararak tepki gösteren Antalyalı kadın avukatlar, kadınlara ve çocuklara yönelik suçlarda ceza indirimine son verilmesi istedi.

Mersin’de üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın eve dönmek için bindiği minibüs şoförünün önce cinsel saldırısına uğraması ardından da öldürülerek yakılması tepkiler devam ediyor. Özgecan’a destek için Antalyalı kadın avukatlar da adliye önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Siyah giyinen yaklaşık 100 kadın avukat ellerinde ‘Özgecan Aslan'ım buradayım, sizi izliyorum, yasta değil, isyandayız’ yazılı döviz taşıdı.

Grup adına açıklama yapan Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu Üyesi Avukat Figen Şengün, 20 yaşındaki Özgecan'ın sadece kadın olduğu için hunharca katledildiğini söyledi. Şengün, kadınlar ile erkekler arası fiili eşitsizlik ve her türlü ayrımcılığın bir sonucu olarak erkek şiddetine karşı acil olarak önlem alınması gerektiğini, ancak bu konuda bir arpa boyu yol alınamadığını belirtti. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddette artış olduğunu ifade eden Şengün, “Annesinin diz kapağından dahi tahrik olabileceğini utanmadan söyleyen, hamilelerden sokağa çıkmasının edepsizlik olduğunu ileri süren, 6 yaşındaki kız çocuğu ile evlenmek mümkündür diyen zihniyetin kadın üzerinden yürütülen cinsiyetçi politikaların sonucudur. Bu olaylar azımsanamaz, küçümsenemez. Kadın önce insandır ve erkekle eşit haklara sahiptir. Yaşama hakkı, eğitim hakkı, sokağa çıkma, bir yerden bir yere gidebilme hakkı vardır. Bu bağlamda, çağdaş bir sosyal devlet olmanın gereği yerine getirilmeli eşitlik ve kadının insan hakları için mücadele eden sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde eğitim çalışmaları ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“CEZA İNDİRİM UYGULAMASININ ÖNÜNE GEÇİLMELİ”

Konuşmasında idam cezasının geri getirilmesiyle ilgili tartışmalara da değinen Şengün, bunun amacının dikkatleri asıl sorumluların üzerinden dağıtmaya yönelik bir kandırmaca olduğunu söyledi. İdam cezasının çözüm olmadığını belirten Şengün, “Yapılması gereken, öldürülen ya da şiddete uğrayan kadınların, giydikleri elbiselerin rengi, makyaj yapmaları, evlerine gittikleri saat, cep telefonuyla sıkça konuşmaları gibi nedenlere dayandırılan haksız tahrik indirimi uygulamalarının terk edilmesidir. Ayrıca toplumun savunmasız bırakılan kesimi olan kadın ve çocukların yaşama hakkına, vücut bütünlüğüne ve cinsel dokunulmazlıklarına yönelen suçlarda ceza indirimleri uygulanmasının önüne geçilmelidir.” şeklinde konuştu.

Şengün, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hakları Komisyonu bünyesinde yargılama sürecine müdahil olup sanıkların en ağır şekilde cezalandırılması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

Basın açıklamasından ardından ‘yasta değil isyandayız’ sloganları atan kadın avukatlar, şiddete uğrayan kadınlar için cübbelerini çıkararak yere attı.