Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi Üyesi ve eski Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, “Daha önce medyayı susturmayı 'Alo Fatih' yoluyla, yöntemiyle yapıyorlardı. Ona güçleri yetiyordu ama o kadar şımardılar ki şimdi gazetelere baskın yapıyorlar, gazetelerden adam attırıyorlar.” dedi.

CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda katıldığı bir program sonrası basın mensuplarına konuşan Kadir Gökmen Öğüt, gündemle ilgili konulara da değindi. İpek Medya Grubu'na yapılan polis baskınıyla ilgili konuşan Öğüt, baskınların baskı amaçlı olduğunu söyledi. Öğüt, “Tamamen diktatörlük tamamen baskı amaçlanıyor. Suçları varsa herkes suçunu çeksin istiyoruz. Eğer bu yayın grubunda teröre destek gibi bilmem bir şeyler varsa, onlar yine suçunu çeksin ama yargı yoluyla çeksin. Orada bile ayarlıyorlar; benim yargım senin yargın. Daha önce bunu Alo Fatih yoluyla, yöntemiyle yapıyorlardı, ona güçleri yetiyordu ama o kadar şımardılar ki şimdi gazetelere baskın yapıyorlar, gazetelerden adam attırıyorlar. Bakın Milliyet’te kimse kalmadı. En son iki kişi kaldı onları da atacaklar diye bir duyum var. Çünkü buraların sahipleri göbekten bağlı devlete. O yüzden toplumsal bir muhalefet doğmuyor. Şu anda medyanın yüzde 70'i hükümete bağlı yandaş havuz medyası, açık aleni şekilde yapıyorlar. Bunu engellemeye çalışacağız. Gazeteciler, sanatçılar öyle bir hale geldi ki bizim sanatçılar sizin sanatçılar, yandaş sanatçılar karşı sanatçılar diye şey kurmaya başladı, iş bulamaz hale geldiler. Onun için bunları kınıyoruz. Sonuna kadar karşısındayız.” ifadelerini kullandı.

'HİÇBİR ŞEKİLDE DEMOKRAT OLMAK İSTEMİYORLAR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın demokrasiye tahammülünün olmadığını söyleyen Öğüt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu 7 Haziran seçimlerinden önce bekliyordum. Fakat biraz geç oldu operasyonlar. Yani hiçbir tahammülü yok, hiçbir şekilde demokrat olmak istemiyor. Ama Sayın Cumhurbaşkanı daha belediye başkanı olmadan bunu söyledi; 'demokrasi trenine bindik istediğimiz yerde ineceğiz' diye. Yani zaten bunun bir diktatörlüğe gideceğini demokrasiden sadece yararlanacağını söylemişti baştan. Ona göre de bu toplum ona oy verdi. Şimdiye kadar takiyeydi ama bir şekilde götürdü. Bugünkü bu baskıları görüyoruz daha da ağırları olacak. Türkiye bir baskı altında. Herkes bir dayanışma içinde olmak zorunda. Ama Türkiye’de insanları kompartımana ayırmayı çok iyi becerdi bu hükümet yani artık kimse kimsenin derdiyle ilgilenmiyor. Herkes kendi derdinde. İnsanları atomize ettiler kimse birbiriyle dayanışma etmiyor. Herkesin içinde küçükte olsa bir düşmanlık tohumu var karşısındakine oldumu oh deniyor. Onun gazetesine baskın olduysa iyi oldu bunun gazetesine baskı olduysa kötü oldu. Türkiye’de insanlar polarize oldu, ayrıldılar. Bu yüzden böyle bir dayanışmada sıkıntı var. Ama gezi olaylarında olduğu gibi Türkiye bu baskılara dayanamayacak ve sonunda herkes yine bir arada olacak.”