7 Haziran’da yapılacak milletvekilliği seçimlerinde muhtemel bir olumsuzluğun önüne geçmek amacıyla sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları sürüyor. Geçtiğimiz yıl yapılan yerel seçimlerde adını duyuran Oy ve Ötesi Derneği de 120 bin üye ile sandıkları takip etmeye hazırlanıyor. Dernek, İstanbul’daki üyelerine eğitim vermek amacıyla panel düzenledi. Panelde konuşan Gazeteci-Yazar Kadri Gürsel, Türkiye’de iktidarın seçim yoluyla gitmesini imkansızlaştırmak için medya özgürlüğünün hiç görülmedik oranda kısıtlandığını söyledi.

Oy ve Ötesi Derneği 7 Haziran milletvekili seçimleri öncesi bünyesinde bulunan 120 bin gönüllü gözlemciyle ilgili eğitim çalışmaları düzenliyor. İstanbul’daki sandıklarda görev yapacak gözlemcilere eğitim vermek amacıyla bir panel düzenlendi. Panele Oy ve Ötesi Yönetim Kurulu Başkanı Sercan Çelebi, Avrupa Konseyi Seçim Destek Bürosu Başkanı François Friederich, Eski Avrupa Gazeteciler Federasyonu Direktörü Marc Grueber, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Gazeteci Yazar Kadri Gürsel ve seçimlerde görevli gözlemciler katıldı.

Panelde konuşan Kadri Gürsel, Türkiye’de şu andaki sistemin amacının iktidarı seçimle iş başından götürmeyi imkansızlaştırmak olduğunu söyledi. Bu sistemin ayaklarından birinin medyayı ortadan kaldırmak olduğunu belirten Gürsel, şunları söyledi: “Vatandaş olarak siz oyunuzun sayımında orada olmak istiyorsunuz. Gazeteci olarak ben de serbestçe mesleğimi icra etmek istiyorum ama ikisi arasında çok doğrudan bir bağlantı var. Sizin ve benim burada olmamızın sebebi özgürlüklerimizi ve haklarımızı tehdit etmekte olan bir sisteme karşı meşru zeminde durmak ve bu sistemi demokrasinin işleyişine daha fazla zarar vermesini önlemek. Şu andaki sistemin amacı bir iktidarın seçimle iş başından gitmesini imkansızlaştırmaktır. Bunun için kurulmuş bir sistemle karşı karşıyayız. Ve bu sistemin dört ayağı var birincisi medya özgürlüğünün ortadan kaldırılması var. Medya özgürlüğü demokrasinin sağlıklı değişim üretebilmesi için hayatidir. İnsanlar ancak hakkaniyetli özgür bir meyanın ülkedeki sorunların çözümü hakkında siyasi partilerin ne düşündüklerini doğru yansıtmaları nispetinde kanaatlerini doğru oluştururlar ve bu nispetle de siyasi tercihlerini doğru oluştururlar. Eğer bir ülkede medya özgürlüğü yoksa muhalefetin medyaya erişimi kısıtlanmışsa demokrasi en büyük erdemi olan halkın oyuna bağlı olan değişimi tahakkuk ettirme kapasitesini yitirir. Ve Türkiye’de iktidarın seçim yoluyla gitmesini imkansızlaştırmak için medya özgürlüğü alabildiğine ve hiç görülmedik bir oranda kısıtlanmıştır. Bugün Türkiye tarihinde askeri rejimlerin dışında çok partili dönemlerde bu kadar kötü bir dönem yaşanmamıştı.”

İktidarın seçimle iş başından gitmesinin imkansızlaştırılmasının ayaklarından birinin de para kaynaklarının yönetimi olduğunu ifade eden Gürsel, “İkincisi para kaynaklarının yönetimiyle ilgili; bütün bu artmakta olan yolsuzluk algısının kaynağında da zeten bu var. İktidarın seçimle iş başından gitmesini imkansızlaştırmak. İhale düzeni bu yüzden elli kere doksan kere değiştirildi. Türkiye belki bu nedenle serbest piyasa ekonomisi olmaktan çıkıp kumanda ekonomisine doğru gitti. Eğer kamu kaynaklarının siyasetin finansmanı için usulsüzce kullanılmasına imkan veren bir sistem oluşturursanız o zaman rakipleriniz karşısında ölçüsüz ve çok dengesiz çok güçlü bir parasal güce kavuşursunuz.” diye konuştu.