25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde Kahramanmaraş Kadın Girişimciler Derneği, kadına yönelik uygulanan şiddete toplumsal mücadelenin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

KAGİD Başkanı Kibar Özdemir ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin Ulu Cami Meydanı’nda düzenlediği “Kadına Şiddete Dur De” etkinliğinde hazırladıkları bildiriyi dağıttılar.

Kadına uygulanan şiddetin her ne sebeple olursa olsun kabul edilemeyeceğinin, şiddet mağduru kadınların yasal haklarını aramalarının önemine değinilen bildiride şu ifadelere yer verildi:

“25 Kasım, kadının cinsiyetinden dolayı maruz kaldığı saldırıların sonlandırılması için yapılan bir mücadelenin adıdır.

Kadına reva görülen şiddetin günümüzde artarak devam etmesi bütün toplumu kaygılandırmaktadır. Sadece 2016 yılında 223 kadın, en yakınları, eşi, abisi, babası, oğlu tarafından öldürüldü.

Yasaların caydırıcılığı, hukukçuların sanığa iyi hal indirimi vermesi gibi birçok uygulamalar da hukuka karşı bir güvensizlik yaratmaktadır. Yasaların yetersiz olması ve cezaların tam uygulanmaması sonucunda ise erkekler de olumsuz davranışlarını değiştirmeye çok ihtiyaç duymamaktadır.

Şiddete uğrayan kadına toplumun sahip çıkması, demokratik ortamlarda reaksiyon vermesi Özgecan davasında olduğu gibi yukarıda saydığımız yanlış sonuçlar ortaya çıkmadığı gibi kötü niyetli erkekler üzerinde caydırıcılığı da söz konusu olacaktır.

TBMM’de hazırlanan “Cinsel istismar” yasa tasarısında, tüm Türkiye nasıl ayağa kalktı ve yasa tasarısı geri çekildi. Bu örneklerde olduğu gibi şiddete karşı toplumsal mücadeleyi güçlendirip hep beraber yürütmeliyiz. Şiddete uğrayan kadın şiddeti uygulayan kişi kim olursa olsun üstünü örtmeden yargıya gidip, mağduriyetini anlatıp, hakkını aramalıdır.

Ayrıca öfkenin kontrol edilebilinir bir duygu olduğunun okullarda ders olarak okutulması da büyük katkı sağlayacaktır. Sanayi toplumlarında birey olarak kadının güçlenmesi, buna bağlı olarak gelenekçi rollerinin giderek zayıflaması ve ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadının bir birey olarak anayasal haklarını bilmesi ve bu yönde talebini artırması kuşkusuz şiddeti doğuran nedenlerdir. Netice de kadın, Konuştuğu için, talep ettiği için şiddete uğruyor. Unutulmamalıdır ki; kadın bir bireydir. Kadının da duyguları var, istekleri var, arzuları var… Bunlar suç mudur? Elbette değildir.

Hiç düşündünüz mü kadın nedir?

Kadın; Peygamberleri, dünyada iz bırakmış bilim insanlarını, dünya düzenini insanlık adına değiştiren kahramanları doğurandır.

Kadın; Yetiştiren, yaşama hazırlayıp karakteri ile var edendir.

Kadın; Anne, babaanne, anneanne, teyze, hala, abla, kardeştir…

Kadın; Her sıfatıyla aile ve toplumun direği, mihenk taşıdır.

Kadın; Doğuran, üreten, yetiştirendir.

Kadın; Toplumun geleceği olan çocuklarımızın sevgi yumağı, ailemizin bilgesi, bilirkişisi anneanne, babaannelerimizdir.

Kadın; Anne ve babaların sevgili evladı, yaşlılığın sigortası, ailenin neşesi ve sosyal hayatın yapımcısı ablalarımız.

Kadın; Ailelerin hızır servisi teyze ve halalarımız.

Kadın; Huzurun, barışın, güzelliğin mimarıdır.

Kadın; Hz. Muhammed’in annesi Amine Hatundur.

Kadın; Fatih Sultan Mehmet’in annesi Hatice Âlime Hüma Hatundur.

Kadın; Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanımdır.

Ve insan türünün diğer cinsi olan kadın, toplumun mimarı olarak dünyanın geleceğini elinde tutan, Allah’ın bu dünyanın cenneti üzerine konuşlandırdığı tek varlıktır. 25 Kasım kadınlara yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele ve dayanışma günü. Bu mücadeleye toplum olarak katkı sağlayalım, şiddete dur diyelim.”

Bildirinin dağıtılmasının ardından, hazırlanan panoya el basılarak “Kadına Şiddete Dur” denildi.