Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Burada bir bütün olarak siyaset belgesini değerlendirmek gerekir. İç tehditler, dış tehditler, kaçakçılık, terörizm, her türlü tehdit unsuru bu siyaset güvenlik belgesinin mülahazaları içerisindedir. Bu manada elbette vatandaşlarımızın güven ve huzuruna katkı verecek çok önemli bir metindir. O anlamda da gerekli adımlar zaten Bakanlar Kurulu tarafından atıldı atılmaya da devam edecek.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Saray’ında gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Bir basın mensubunun, ‘paralel olarak nitelenen yapıyla ilgili güncellenen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin Bakanlar Kurulu tarafından benimsenmesinin Türkiye’nin huzur ve refahına katkı sağlayacağı ifade edilmiştir’ gibi bir ifade yer aldı. Acaba Bakanlar Kurulu’nda bu güncellenen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi benimsendi mi yoksa ileride benimsenmesine yönelik bir tavsiye kararı niteliğinde miydi? sorusuna, Kalın, şu ifadeleri kullandı: ”MGK’nın kararı tavsiye niteliğinde. Bakanlar Kurulu tarafından kabul ediliyor ve uygulanıyor. Bu gerçekleşti burada. Tabi altının çizilmesinin temel nedeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi bir ülkenin tehdit algılarını ve buna karşı geliştireceği tedbirleri belirleyen en üst siyasi metindir. Bu metin çerçevesinde de Türkiye kendi vatandaşlarının sınırlarının güvenliğini sağlamak için gerekli tedbirleri alır, adımları atar. Özellikle vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği vurgusu buna matuftur. Burada bir bütün olarak siyaset belgesini değerlendirmek gerekir. İç tehditler, dış tehditler, kaçakçılık, terörizm, her türlü tehdit unsuru bu siyaset güvenlik belgesinin mülahazaları içerisindedir. Bu manada elbette vatandaşlarımızın güven ve huzuruna katkı verecek çok önemli bir metindir. O anlamda da gerekli adımlar zaten Bakanlar Kurulu tarafından atıldı atılmaya da devam edecek.”

“PYD İLE VEYA ONUN TEMSİLCİLERİYLE YAPILMIŞ RESMİ BİR TEMASIMIZ SÖZ KONUSU DEĞİL”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, PYD ile resmi ya da gayri resmi yollardan bir temas oldu mu? şeklindeki soruya, “Şu aşamada PYD ile veya onun temsilcileriyle yapılmış resmi bir temasımız söz konusu değil. Fakat Salim Müslim’in son günlerde Kobani’ye giren direnişçiler Türkiye’den geçti mealindeki açıklamalar ki, orada da büyük tutarsızlıklar var. Kendileri bir şey söylüyor, başka sözcüleri başka şeyler söylüyor. Ama o tür imalar bile kabul edilemez iddialardır, suçlamalardır. Kesin bir şekilde reddediyoruz. Kürtlerin kazanımlarından dolayı Türkiye buradan memnun değil tarzı yorumların hiçbir gerçekliği yoktur. Türkiye’yi itham altına, şüphe, şaibe altında bırakmayı amaçlayan bu tür açıklamaları, kampanyaları da şiddetle kınadığımızı da ifade etmek isteriz. Bu kampanyaları yürütenler ateşle oynadıklarının farkında olmalılar. Burada Türkiye’ye karşı bir etnik grubu kışkırtarak Türkiye’deki barış ve huzuru bozmaya çalışanlar nasıl bir oyunun içinde olduklarını görmek zorundadırlar. Türkiye’yi itham ederek, Suriye’de fiili durumlar yaratarak ne Suriye’ye ne o bahsedilen hatta barış ve istikrarın gelmesi mümkün değildir. Aynı şekilde terör örgütünün Kandil’den yaptığı bir takım suçlamalar, tehditler. Bunları da hiçbir şekilde ciddiye almadığımızı ifade etmek isteriz. Terör örgütünün oradaki fiili durumu sahipleniyor olması bile yaşanan hadiselerle ilgili çok ciddi ip uçları vermektedir.” ifadelerini kullandı.

“ULUSLARARASI HUKUK NOKTASINDA BİZİM HERHANGİ BİR EKSİĞİMİZ, SIKINTIMIZ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”

Türkiye’nin kendi sınır güvenliğini sağlamak için her türlü hukuki zemine sahip olduğunu söyleyen Kalın, “Bizim uluslararası hukuk noktasında bizim herhangi bir eksiğimiz, sıkıntımız söz konusu değildir. Bu adımlar atıldığı zaman sınır güvenliğini sağlamak amacıyla bu tedbirler alındığı zaman bu her zaman hukuk kuralları içerisinde yapılmıştır. Uluslararası hukukun bize sağladığı haklar ve imkanlar çerçevesinde yapılmaya devam edecektir.” şeklinde konuştu.

“BİZ BAŞTAN BERİ DE TAMPON BÖLGE DEMEDİK”

Kalın, Tampon bölge konusunda Lübnan modeli olabileceği belirtiliyor, böyle bir düşünce var mı Türkiye’de? Sorusuna, “Bunlar spekülasyon. Biz baştan beri de tampon bölge demedik. Çünkü onun yapısı, statüsü, uluslararası hukuktaki karşılığı farklı. Biz bir güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge oluşturulması gerektiğini söyledik. Bu hem sınır güvenliğimiz hem Suriyeli mültecilerin orada ağırlanması hem de hür Suriye ordusu ve ılımlı muhalif grupların eğitilmesi, donatılması faaliyetleri için en uygun zemindir, dedik. Bu görüşümüzü de ifade etmeye devam ediyoruz. Son yaşanan hadiseler de bizim bu tezimizin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.“ diye cevap verdi.

“EGEMEN BAĞIŞ BEY İLE İLGİLİ BU HABERLER DOĞRU DEĞİL”

Eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın Cumhurbaşkanlığı’nda danışman olarak atanacağı yönünde iddiaları değerlendiren Kalın, “Egemen Bağış Bey ile ilgili bu haberler doğru değil. Böyle bir atama söz konusu değil. Kendisine baş danışman atamak Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirindedir. Şu an itibariyle yapılmış herhangi bir atama söz konusu değil. Cumhurbaşkanımızın takdiriyle önümüzdeki günlerde yapılabilecek bir tasarruftur.” diye devam etti.

Türkiye’nin Yunanistan’a ekonomik desteği olabilir mi? sorusuna Kalın, "Dün Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu mevkidaşıyla görüşme yaptı. Bizim üzerimize düşen bir şey olursa biz Yunanistan’ın iyi bir komşusu olarak her türlü yardımı yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettik. Fakat bu kredi borcu, borç verilmesi vs. konularıyla ilgili bize ulaşan bir talep söz konusu değil. İmkanlar ölçüsünde elbette komşumuzun ekonomik ve siyasi istikrarının sağlanması bizim için büyük önem arz etmektedir." dedi.