TKD Girişimsel Kardiyoloji Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Göktekin, kalp krizlerinden yaşanan ölümlerin en fazla zaman kaybından kaynaklandığını belirtti. Göktekin, “Türkiye'de kalp krizine bağlı ölümlerin yarısı belirtilerin başlamasıyla birlikte ilk üç saat içinde hastaneye ulaşmadan önce gerçekleşmektedir. Kalp krizinin önündeki en önemli engellerden biri 112 acil servisin aranmaması ve evde hastaların bu ağrının geçmesini beklemesidir. ” dedi.

Son yıllarda daha erken yaşlarda görülmeye başlayan kalp krizi her 10 kişiden dördünün hayatını kaybetmesine neden oluyor. Özellikle kriz anında yaşanan zaman kaybında kurtarılması ihtimali olan hastalar kurtarılamıyor. Türk Kardiyoloji Derneği ve TKD Girişimsel Kardiyoloji Birliği'nin, kalp cerrahisindeki yeni yöntemleri tanıtmak için düzenlediği sempozyumda konuşan Ömer Göktekin, kayıpların önüne geçip, vatandaşları bilinçlendirmek için bir proje yaptıklarını dile getirdi. Göktekin, kalp krizi sonucunda yaşanan ölümlerin zamanlama konusunda hızlı davranılmamasından kaynaklandığını anlattı. Bu konudaki aksaklıkları gidermek için ‘Hızlı Davran Hayatını Kurtar' projesi hazırladıklarını ifade eden Göktekin, “Türkiye'de kalp krizine bağlı ölümlerin yarısı belirtilerin başlamasıyla birlikte ilk üç saat içinde hastaneye ulaşmadan önce gerçekleşmektedir. Bu projenin amaçları arasında kalp krizinin tanınması, vakit kaybedilmeden 112 Acil Servisin aranması ve en uygun tedaviyle hastanın hayatının kurtarılması yer alıyor. Artık ambulansta müdahale yapılırken hastanın kalp krizi mi kalbe bağlı başka bir rahatsızlık olup olmadığı belirlenecek. En yakın hastaneye sevk edilecek. ” ifadelerini kullandı.

'AMELİYATSIZ KALP KAPAĞI İLE HASTALAR AĞRI ÇEKMİYOR'

TKD Girişimsel Kardiyoloji Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Yavuzgil ise, son yıllarda kalp kapağı hastalıkları genç yaşlarda azalsa da, ortalama yaşam süresi uzadığı için yaşlılarda daha sık görülmeye başladığını ifade etti. Pek çok yeni yöntemin tanıtıldığı konferansta ameliyatsız kalp kapağı değişimi ile ilgili konuşan Abacı, kalp kapakçığı hastalıklarında genelde cerrahi uygulamaların tercih edildiğini söyledi. Ancak hastanın yaşı ve diğer hayatı fonksiyonlarının aneztesizi kaldırmadığı durumların da yaşandığını belirten Yavuzgil, “Genelde kalp kapağı hastalığı olan kişiler ileri bir yaşa sahip olduklarından ameliyat olmak istemiyorlar. Böyle vakalarda doktorlar çaresiz kalmaktaydılar. Artık ameliyatsız bir yöntem olan kalp kapakçığı anjiyografi ile hastalar çaresiz kalmıyor. Bu yöntem ameliyat bittikten sonra da hastaya ağrısız bir konfor sunuyor. Ancak bu işlem çok özellikli bir işlemdir, deneyimli eller uygulamalıdır ”diye konuştu. Yavuzgil, hangi hastaya by-pass uygulanacağına, hangi hastaya stent takılacağına ekip olarak karar verilmesi gerektiğini vurguladı.

ARTIK EL BİLEĞİNDEN DE ANJİYO YAPILIYOR

Türk Kardiyoloji Derneği Gelecek Dönem Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin de geçmiş yıllarda hastaların çoğunda hastaneye yatış yapılarak uygulanan koroner anjiyografi tedavisinin artık kasıktan değil de, el bileğinden yapıldığını açıkladı. “Bu sayede hastaların hastaneye yatırılmaksızın yaşam kalitesi artıyor” diyen Şahin, “Bu yöntemle hasta operasyondan sonra yürüyebilmekte, kanama ve ağrı olmamaktadır. Ancak bunun yapılabilmesi için hastalarımızda aranan en önemli kriter ileri yaşta olmamaları ve ciddi bir rahatsızlıkları bulunmaması gerekiyor.” şeklinde konuştu.