Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Ankara katliamında yaşanan zafiyete dikkat çekti. "Tedbirler alındıysa bu neyin nesi?" diye soran Kamalak, "Bize gelen haberlere göre son 2-3 ay içinde şu veya bu biçimde 20 bin polisin üzerinde polisin emekliye sevk edildiği söyleniyor. Bunların hemen tamamı yetişmiş kalifiye elemandır. Efendim bunlar paralelciymiş, şuymuş, buymuş. Hadi oradan! derim." ifadelerini kullandı.

SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Topkapı Eresin Otel'de gazeteci ve yazarlarla bir araya geldi. Dış politika ağırlıklı olarak yaptığı konuşmasında hükümeti eleştiren Kamalak, Suriye krizi derinleşmeden önce bir grup kurarak Suriye'de Esed'i ziyaret edip ciddi manada uyardıklarını söyledi. Bir dönem dile getirilen 'Cuma namazı Şam'da kılınacak' sözüne de atıfta bulunan Kamalak, "Biz dedik ki siz Suriye'ye 15 dakikada girersiniz ama 15 yılda çıkamazsınız. Çıktığınızda da kolunuz kanadınız kırık bölünmüş olarak çıkarsınız. Orada sadece Suriye değil 72 millet var. Çin var, İran var. Bugün Rusya orada hem karadan hem denizden konuşlanmış durumda. Dünyaya da meydan okuyor Türkiye'ye de gözdağı veriyor. Hazar Denizi'nden attığı füze ile Suriye'deki IŞİD mevzilerini vuruyor. Mesafe 1500 kilometre. Uçaklarımızı taciz ediyor. Çin'in uçakla yardım ettiği belirtiliyor. Bu durum karşısında bizimkiler ne yaptı? NATO'yu toplantıya çağırdı." ifadelerini kullandı.

'BİZİM HUKUKUMUZDA SUÇ İŞLEYEN EMEKLİ EDİLİR DİYE BİR HÜKÜM YOKTUR'

Katılımcıların sorularına verdiği cevapta Ankara'daki bombalı saldırıya ilişkin de değerlendirmeler yapan Kamalak, güvenlik zaafiyeti konusunu bir kez daha gündeme taşıyarak dikkat çeken değerlendirmeler yaptı. Kamalak şöyle konuştu: "Yetkililer diyor ki emniyet sorunu, güvenlik sorunu yoktu. Ben o zaman mertçe soruyorum, eleştirileceğim biliyorum. O zaman bu cesetler neyin nesi? Ben mi öldürdüm? Ben öldürdüysem bile sen neredesin? Suruç patlaması olur güvenlik tedbirleri alınır, Reyhanlı patlaması olur güvenlik tedbirleri alınır. E Ankara merkezde patlama olur 100 küsur vatandaşımız ölür. Tedbirler alındıysa bu neyin nesi? Zafiyet nereden geliyor? Bize gelen haberlere göre son 2-3 ay içinde şu veya bu biçimde 20 bin polisin üzerinde polisin emekliye sevk edildiği söyleniyor. Bunların hemen tamamı yetişmiş kalifiye elemandır. Belki binlercesi de istihbaratçıdır. Efendim bunlar paralelciymiş, şuymuş, buymuş. Hadi oradan! derim. Bizim hukukumuzda suç işleyen emekliye sevk edilir diye bir hüküm yoktur. Suç ve cezanın karşılığı kanunda belirtilir.Eğer biri hakkında bir suç isnadı varsa devlet onu deşifre edemez. Nereye kadar, hakkında iddianame hazırlanıncaya kadar."

'İŞLER İYİ GİTMİYOR'

Mustafa Kamalak, son günlerde bazı televizyon kanallarının yayın platformlarından çıkarılması ve en son da uydu yayınlarının kesilmesi konusuyla ilgili de değerlendirme yaptı. Kamalak, benzer uygulamaların darbe dönemlerinde yaşandığını hatırlatarak, "İşler iyi gitmediği zaman iktidarlar tarihe baktığımız zaman bir taraftan baskıyı artırır bir yandan da lüks harcamalara girer. Üçüncü olarak da gayrı meşru kazanç artırımları artar. Medyaya sansür uygulaması işlerin iyi gitmediğinin en önemli delilidir diye düşünüyorum. Ne zaman korkar insan, işler iyi gitmediği zaman." şeklinde konuştu.

Partisine oy veren kitlenin bugün AK Parti tabanında olduğunu bunda da mütedeyyin kesimin geçmişte yaşadığı travmaların yeniden yaşanabileceği korkusunun yattığını söyleyen Kamalak, Milli Görüş'ün kitle halinde oy aldığı bölgelerin AK Parti'ye yöneldiğini ifade etti.

Türk okullarının kapatılmak istenmesi konusunda da eleştiriler getiren Kamalak, 12 yıl boyunca teşekkür edilen insanların belirli olaylar nedeniyle bir kesimin şu anda şu bu oldu denilerek eleştirildiğini anlattı. Bülent Arınç'ın da aynı konuyu dile getirdiğini anlatan Kamalak, "Hangi hukukçuya sorarsanız sorun tırnak içinde söylüyorum belirli kesimler suç işledi diye emekliye sevk edilir diye bir yaptırım var mıdır?" diye sordu.

AK PARTİ İLE İTTİFAK

Kamalak, 1 Kasım seçimleri ile ilgili AK Parti ile partileri arasında yapılan ittifak görüşmelerini de açıkladı. Yapılan görüşmelerde partilerine istedikleri oranın altında aday imkanı sağlandığını söyleyen Kamalak, "10 tane seçilebilir yerden kontenjan isteriz dedik. 5 tane seçilmesi muhtemel yerden kontenjan isteriz dedik. Mesela Diyarbakır'dan iki milletvekili çıkarmışsınız, ikincisi bizim olsun. Bunun gibi. 8 tane de oluşacak sinerji nedeniyle seçilecek kişilerden isteriz dedik. Onlar bize 2 tane seçilebilir yerden dediler, 3 tane muhtemel yerden dediler. Misalen Diyarbakır için 1 milletvekili seçilmişler bize 4. sırayı önerdiler. Ağrıdan hiç milletvekili çıkaramamışlar bize 3. sırayı önerdiler. Bu şartlar içinde da tabii ki ittifak olması mümkün değildi." dedi.

'YANGINI SÖNDÜRMEK LAZIM'

Mustafa Kamalak, AK Parti ile ittifak görüşmeleri yapmalarının kendi tabanında eleştiri konusu olabileceğini, Ak Parti'nin yaptığı söylenen yanlışlara destek anlamına gelebileceği endişesini taşıyıp taşımadığı yönündeki bir soruyu da cevapladı. Kamalak, "Yangını kim çıkarırsa çıkarsın, yangının söndürülmesi gerekiyorsa oraya mutlaka elimizi uzatmamamız lazım. Yangın yerine varmak için de araca ihtiyaç var. Bunun için aracın rengine bakılmaz, geminin rengi söz konusu değildir. Kendilerine de söyledik. Nasıl ki BBP ile ittifakımız 7 Haziran akşamı sona erdiyse burada da 1 Kasım akşamı sona erer." dedi.

Bir gazetecinin, parti olarak farklı gruplarla görüntü vermiş olmalarının Saadat Partisi'nin istediği oy oranına ulaşamamasında etkisinin olup olmadığı sorusuna Kamalak şu cevabı verdi: "Biz hiç bir kanala çıkmasak Saadet yok deniyor. Halk TV'ye çıksak solcuyuz, Ulusal TV'ye çıksak komünistiz, STV, Bugün TV'ye çıksak paralelciyiz. Ben derdimi nerede anlatacağım o zaman. Hürriyet gazetesinde bizden bahsedilmiş olsa Doğancı olacağız."