Psiko-Onkolog Elçin Biçer, kanserle mücadelede, aile bağlarını ve çocukları psiko-sosyal olarak desteklemenin önemine işaret ederek, "Kanser geldiği zaman sadece bir kişiye değil bütün aileyi etkiliyor. ‘Bağları Kuvvetlendiriyoruz’ projesi ile hastalık ve tedavi döneminde anne, baba, çocuk ilişkilerini daha da güçlendirecek bir eğitim programı sunuyoruz.” dedi.

Neolife Tıp Merkezi, kanser tanı veya tedavisi almış ebeveynlere yönelik gerçekleştirdiği ‘Bağları Kuvvetlendiriyoruz Kanser Tedavisinde Aile İçi İletişim Programı’nın tanıtım toplantısı, Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleşti.

Adana Kent Konseyi ve Çukurova Üniversitesi’nin destek verdiği program hakkında bilgi veren Proje Koordinatörü Neolife Tıp Merkezi Psiko-Onkoloğu Elçin Biçer, kanserle mücadelede, aile bağlarını ve çocukları psiko-sosyal olarak desteklemenin önemine dikkat çekti. Kanserin geldiği zaman sadece bir kişiye değil bütün aileyi etkilediğini belirten Biçer, “Küçük veya ergenlik çağında çocuğu olan anne, baba kanserlerinde tedavi süreçlerinde hastalığı anlatmak, getirdiği psikolojik reaksiyonları küçüğe yansıtmak veya yansıtmamak her zaman hastaların ilk maddesi olmuştur. Böylesine zorlu bir süreçte çocuklar ile ebeveynler arasında iletişim kopukluğu gözlemlenmiştir. Çünkü biz geleneksel bir toplum olarak korumak adına olumsuzlukları saklamak eğilimindeyiz. ‘Bağları Kuvvetlendiriyoruz’ projesi ile hastalık ve tedavi döneminde anne, baba, çocuk ilişkilerini daha da güçlendirecek bir eğitim programı sunuyoruz.” dedi.

Böyle bir çalışmanın Türkiye’de ilk kez yapıldığını ifade eden Elçin Biçer, eğitimin 5-18 yaş aralığında çocukları olan anne ve babalardan sadece birine verdiklerini kaydetti. Kanserli ebeveynlerin, vakitlerinin çoğunun hastaneye gidip-gelmekle geçtiğini ve eskisi kadar çocuklarına vakit ayıramayabildiklerine dikkat çeken Biçer, şöyle devam etti: “Yakın akraba desteği alıyorlar. Bir yandan da onları zorlayan çocuklarının soruları var. ‘Sana ne olacak anne, bir dahaki doğum günümü kutlayabilecek miyim baba’ sıklıkla rastladığımız, cevaplaması güç cümleler. O yüzden anne baba bu konuda konuşmaktan kaçınır hale geliyor. Böyle olduğu zaman, çocuklar bir değişim ve stresli ortam olduğunu fark ediyor. Fakat kendi korkularıyla baş başa kalıyor. Bu programla anne ve babanın hastalığı çocuğa nasıl anlatması gerektiğini; çocuğun yaşadığı ‘korku, endişe, çökkünlük, uzaklaşma, daha çok yapışma’ gibi pek çok reaksiyonu doğru gözlemlemesini ve bunun sonunda doğru müdahalelerde bulunmasının yöntemlerini öğretiyoruz. Beş oturumluk bir eğitimdir. Proje için 10 gönüllü psikolog hizmet veriyor. Bu hizmeti pilot iller Adana, Eskişehir ve İstanbul’da veriyoruz.”

Ücretsiz olan program ile tedavi sürecinin ebeveyn ve çocuk için psiko-sosyal bakımdan daha konforlu geçmesini sağladıklarını hatırlatan Biçer, hastalık sonrası travmatik yaşantıya dair kalıntıları en aza indirgenmeye çalıştıklarını aktardı. Biçer, böylece aile bütünlüğünü korumak, ebeveynlerin çocuklarını doğru anlamaları ve uygun müdahalelerde bulunmalarını sağlamayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berksoy Şahin de tanı ve tedavi sürecinin çok zor olan kanserle ilgili yürütülen bu projeye sevinerek yaklaştığını anlattı. Adana Kent Konseyi Genel Sekreteri Ekrem Aslan ise “Bağları Kuvvetlendiriyoruz” projesinin Adana için önemine işaret etti. Aslan, “Böyle bir projede iki önemli kurumla bir arada bulunmaktan mutluyuz. Toplumda dezavantajlı gruplar içerisinde önemli yere sahip olan onkoloji hastalarının dertlerine bir nebze de olsa çözüm bulmak için yapılan bu tür çalışmaları elzem görmekteyiz.” şeklinde konuştu.