Adana’da 2002’den beri faaliyet gösteren hekimevinin ‘zarar ettiği’ iddiasıyla 31 Ağustos tarihi itibariyle kapatılmasının ardından 35 işçi ortada kaldı.

Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği önünde toplanan işçiler, Sağlık Bakanlığı personeli olduklarının yargı kararıyla tescillendiğini belirterek, “Bayram öncesi, okulların açılacağı zamanda hepimiz dışarı atıldık. İnsanda biraz vicdan, merhamet olur.” dedi.

İşçilerden Şadi Gül, hiçbir sosyal hakları ödenmeden kapı dışarı edildiklerini söyledi. Hekimevinin zarar ettiği gerekçesiyle kapatıldığını kaydeden Gül, “Burası zarar etmiş değil; zarar ettirilmiştir. Çünkü hiç iş alınmamıştır. Bundan dolayı zarar etmiştir. Esas amaçları tesisi kapatmaktır. Bizi dışarıya koymaktır.” diye konuştu.

İşe usulsüz bir şekilde alındıklarının iddia edildiğini; ancak Sağlık Bakanlığı’nın elamanı olduklarını Yargıtay’ın kararı ile kanıtladıklarını dile getiren Gül, şöyle devam etti: “Yargıtay kararıyla esas işyerimiz hekimevi değil, Sağlık Bakanlığı personeli olduğumuz kesinleşmiştir. Sokağa bırakıldık. Bize başka bir iş verilmedi. Aylık, mesai, ikramiye ve tazminatlarımız verilmedi. Hakkımızı alıncaya kadar eylemimize devam edeceğiz. Altı yıldan aşağı olmamak üzere 14 yıla kadar çalışan var. Herkes elindeki imkanlarla buranın devam etmesi için çabalamıştır. Hakkımızda hiçbir şikayet yok. Burayı zarar ettirenler hakkında neden soruşturma açılmıyor.”

İşçilerden Abuzer Tosun’da devletin 4-C işçilerine olduğu gibi kendilerine de iş imkanı vermesini istedi. Tosun, “Bütün arkadaşlarımız evlerine ekmek götüremiyor. Bayram ağzı, herkes parasız pulsuz. Burada sorumlu kimse harekete geçmesini bekliyoruz. Başbakan bizlere de 4-C kadrosu açsın.” ifadelerini kullandı.

‘EL BİRLİĞİYLE BURAYI İFLAS ETME YOLUNA GİTTİLER’
Hekimevinin muhasebe biriminde çalışan işçilerden Nilgün Dağdoğan da tesis kapatılmadan önce elbirliğiyle zarara uğratıldığını savundu. Dağdoğan, şunları söyledi: “Aylık gelirimiz 240 - 250 bin TL iken temmuz ayı gelirimiz 70 bin lira civarına düştü. Ağustos ayı bundan daha düşüktü. Bu gelirin düşmesinin tek nedeni organizasyonlarımızın hiç birinin alınmayışıdır. ‘Tadilat yapılacak’ denilerek, tüm programlar iptal edildi. El birliğiyle burayı iflas ettirme yoluna gittiler. Daha sonra ’70 bin lira geliri olan bir yerin 145 bin lira personel gideri var; biz bunu nasıl karşılayacağız?’ diyerek, tesisi iflasta gösterip, kapattılar. Aslında biz iflasa uğramadık. Bir müfettiş gelsin incelesin. Haziran ayı öncesi gelirlerimize baksın. Eğer 70 bin lira ve zarara uğrayacak bir durum var ise biz kabul etmeye hazırız. Özellikle bir müfettişin araştırmasını talep ediyoruz.”

1.6 milyon lira borçtan bahsedildiğini aktaran Dağdoğan, bunun doğru olmadığını anlattı. Dağdoğan, “Burası tadilat yapılırsa, hiçbir ödenek gelmezse bile gereli kaynağı temin edebilecek güçte. Bizim 352 bin lira emeklilerden dolayı, 150 bin lira satıcılara borcumuz var. Personel borçları bir şekilde ödeniyor. Önemli rakamlar değil. Hekimevi çok güzel bir yerde. Çevrede oteller yapıldı.” şeklinde konuştu.