Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, avukatları veya mesleği kutsamadıklarını ve böyle düşünenlerin yanılacağını ifade ederek, “Bu karşı duruş bir onur meselesidir. Cinayetin faturası olarak kesilecek faturayı reddediştir” dedi.

Kayseri Barosu Başkanı Avukat Konaç, Çağlayan Adliyesi’nde terör örgütü üyelerince rehin alınan savcının şehit edilmesiyle ilgili avukatlara yönelik yapılan açıklamalara neden karşı olduklarını dile getirdi. “Kim demiş avukatı kutsuyoruz” diyen Avukat Konaç, gelişmeleri şöyle değerlendirdi; “Terörle aynı karede gösterilmek, yaşanan olayda hedef haline gelmek, cinayetten sonra tüm milletin dilinde hakaret edilmek, gereğinden fazla haklara sahip olan seçkinci bir grup damgası yemek ve her şeyden önce, toptancı bir bakışla 87 bin avukatın aynı terazide tartılıp, yargılanıp, zihinlerde mahkum edilmesi. Kabul edilebilir mi? Elbette hayır! Ama terör örgütlerinde saf tutan, illegal grupların maşası olan, bu örgütlere yardım ve yataklık eden, tavırları ile şiddete meyilli gençlere cesaret veren, bu örgütlerin uşağı olmuş, hayatını ideolojisi adına kan ve cinayete adamış bir avukatı hoş görmemiz mümkün olabilir mi? Asla! Bu kargaşa içinde neyi nasıl düşündüğümüzün bilinmesi gerekir. Tarif ettiğim terör yandaşı kişi avukat değil, babamız olsa ne yazar! Kardeşimiz olsa ne ifade eder! Hassas olunması gereken konu, burada neyin arkasında durduğumuzu tartmaktır. Bizler çok dikkatli olmalıyız! Özellikle Çağlayan da yaşanan olaylarda İstanbul Baromuz, yukarıda ifade ettiğim bağlantıları olan, illegal niyetler taşıdığı ihtimali bulunan avukat veya bağlantılı örgütlerin yanında veya arkasında duruyor görüntüsü vermemelidir. Hiç bir insani vicdan, şakağına silah dayanmış birini görüp, onu yapan ve yaptıranları hak arıyor diye makul göremez. Varsa bu ruhu taşıyan avukat, ona da lanet olsun. Ekranlarda verilen görüntüler, milletin gönlünde yara almaktan öte bir işe yaramıyor, bunu avukatlar olarak görmemiz lazım.”

Avukat Konaç, avukatlara nefretle bakanların olabileceğine işaret ederek, açıklamasında şu sözlere yer verdi; “Bu manzarada bizlere nefretle bakan bir kısım insana da şunu söylemem lazım. Çıplak gelip, çıplak gittiğimiz bir dünya da; kibrin, gururun, enaniyetin zerre kadar içimizde yeri yokken. Avukat olarak üzerimiz aransa ne olur, aranmasa ne olur. Üstelik bu kanunlar konulurken, bu haklar tanınırken avukat olarak birçoğumuz doğmamıştık bile. Avukatları veya mesleğimizi kutsadığımızı düşünenler bilsinler ki yanılıyorlar. Bu karşı duruş bir onur meselesidir. Cinayetin faturası olarak kesilecek faturayı reddediştir. Sükutun ikrardan geldiği algısına mahkum olmamaktır. Anlamak çok mu zor?”