Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından köfte ve sucuk yapımına getirilen yasağa tepki gösterdi. Yalçındağ, “Yasağı getiren o. Ne garip ki izni veren de o. Biz kendi kendimize yapmadık bunu, izinle yaptık.” dedi. Kasapta köfte bulundurmanın cezasının 14 bin 600 TL olduğunu vurgulayan Yalçındağ, "Adamın niyeti üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. 14 bin 600 lira bir esnaf ceza ödeyince iş yerini açabilir mi, mümkün değil. Bir tebliğ çıkarıyorsunuz kime ne kadar yarar, kime ne kadar zarar sağlar piyasaya etkisi nedir, bir araştırma yapmadan böyle bir dayatmayı önümüze koyuyorlar." diye konuştu.

Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, köfte ve sucuk yapımının yasaklanması ile ilgili Cihan Haber Ajansı’na () açıklamalarda bulundu. Yalçındağ, tebliğ çıktıktan sonra konuyu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'na ilettiklerini söyledi. Bakanın ‘Olur mu öyle şey’ dediğini ifade eden Yalçındağ, konuşmasına şöyle devam etti: “Olur dedim. İşte yasak. Sizin memleketiniz neresi, genelde Bursa’da otuyorsunuz. Uludağ’a çıkarken kasaba uğraşıp bir kilo köfte alıp gidip orada mangal yapıp yiyemeyeceksiniz. ‘Olmaz böyle bir şey.’ Bana değil gidin Mehdi Bey’e sorun dedim. Yasağı getiren o. Ne garip ki izni veren de o. Biz kendi kendimize yapmadık bunu, izinle yaptık. Konuyu gündeme getirdikleri zaman 'kim karışır sizin 3 kilo köfte ile 5 kilo sucuğunuza' dedi bana. Arkasından biz de dedik ki bu işler sözle olmaz. Gıda yasası çıktı, gıda yasasında bu izin bize verildi, yasa burada duruyor, bir yönetmelikle bize yapma imkanı tanınmıyor. Yasayı çıkaran meclis yönetmeliği çıkaran bürokrat hangisi kimin üzerinde onu anlayamadım.”

Kasapların son zamanlara kadar önemli problemlerinin olmadığını belirten Yalçındağ, her 5-10 senede bir et konusunda sıkıntıların yaşandığına dikkat çekti. Yalçındağ, “Adımızla özdeşlemiş köfte yapamaz durumdayız, sucuk yapamaz durumdayız. Bunlarla ilgili de hukuki bir süreç başlattık. Yeni kabine ile birlikte tekrar karar mercileri ile konuyu bir kez daha gözden geçirmeleri konusunda görüşmemiz olacak. Mevcut bu tebliği dayatmasının mantığını anlayamıyoruz.” diye tepki gösterdi. Kendilerine göre tebliğin bir tek sebebinin olduğunu öne süren Yalçındağ, “Bizce tebliğin bir tek sebebi var. Sanayicinin üretimi biz köfte yapmaya başladıktan sonra yüzde 50 azaldı. Geçmişe baktığımızda anlı şanlı sanayicilerin sucuk ya da köfte adı altında neler yedirdiğini biliyorsunuz. Vatandaş da unutmadı ki bizi tercih ediyor. Bu pazar kaybına uğrayınca böyle bir tebliğ dayatmasını lobi oluşturarak bizim önümüze koydular.” ifadesinde bulundu.

HAZIR KÖFTE VE SUCUK BULUNDURMANIN CEZASI 14 BİN 600 LİRA

Yalçındağ, getirilen yasağa dikkat çekmek için şöyle bir örnek verdi: “Bana 2 kilo köfte yapabilir misiniz? Ben 2 saate kadar gelip alacağım işim acele beklemeyip diye siparişiniz olsa. Biz de bu dileğinizi yerine getirmeye çalışsak o anda bakanlıktan denetim elemanları gelse cezası 14 bin 600 lira. Adamın niyeti üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. 14 bin 600 lira bir esnaf ceza ödeyince iş yerini açabilir mi, mümkün değil. Bir tebliğ çıkarıyorsunuz kime ne kadar yarar, kime ne kadar zarar sağlar piyasaya etkisi nedir, bir araştırma yapmadan böyle bir dayatmayı önümüze koyuyorlar. Anında ne sucuk, ne köfte yapılır. Bunun belirli mayalanma süresine ihtiyaç var. Kasap köfte mesleğimizle birleştirdiğimiz şeyin yasaklanmasındaki manayı anlamak mümkün değil.”

YILBAŞINDAN BUNA ET FİYATLARI YAKLAŞIK YÜZDE 40 ARTTI

Yılbaşından beri et fiyatlarının yaklaşık yüzde 40 arttığını söyleyen Yalçındağ, bu konu ile ilgili bakanlığa iki yıl önce tedbir alınması için uyarıda bulunduğunu ifade etti. Bakanlığın kendilerini dinlemediğini kaydeden Yalçındağ, “Bizi dinlemek yerine yanındaki 4 kişiyi dinledi, gelinen nokta ortada. Biz piyasalarda ne olup bittiğini çok önceden görüyoruz, hissediyoruz. Malın gelişi bize bir ışık gösteriyor bu konuda bilgi oluşturmamıza dayanak sağlıyor. Gelen malın kalitesi, gelen malın cinsi, fiyatlar yükseldikçe para ediyor diye inekleri de kesiyorlar yarın öbür gün 2010’dan daha derin kriz yaşayacağız et konusunda bu sıkıntıyla karşı karşıyayız. Biz söylüyoruz, biz dinliyoruz.” diye konuştu.

ET FİYATLARI YÜKSEK OLDUĞU İÇİN İNEKLER KESİLİYOR

Et fiyatları yüksek olduğu için ineklerin kesildiğinin altını çizen Yalçındağ, “Yarın inekler kesildiğinde danayı nerden bulacağız da beslenecek.” dedi. Türkiye’deki temel politikaların gözden geçirilmesi noktasında uyarılarda bulunan Yalçındağ, konuşmasına şöyle devam etti: “Her şeyden önce Türkiye’deki ırk değişimini sağlamak lazım. Daha fazla et verimi olan buna karşılık süt verimi de olabilen hayvanların Türkiye’ye yerleşmesi lazım. Bu yapılana kadar da beslenecek dana ithalatı ile piyasaların dengede tutulması lazım. Adam malını kestiriyor. Para kazandığını görüyor. Hayvan pazarlarına gidiyor kestiğinin yerine dana almak için cebindeki para dana almaya yetmiyor. Nasıl olacak bu olay? Kısır bir döngünün içerisine giriyorsunuz. Sonuçta olan tüketiciye oluyor. Daha fazla fiyatla et almak durumda kalıyor.”

Hayvan sayıları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yalçındağ, sektör temsilcilerinin açıkladığı hayvan sayısı ile resmi kurumların açıkladıkları rakamın aynı olmadığının ilan edildiğini ifade etti. Yalçındağ, “ İlan ettikleri rakama baksanız Türkiye’de her şey güllük gülistanlık ama öyle değil, ilan edilen hayvan sayıları gerçeği yansıtmıyor. Bir gelişme sağlanmış, et üretimi artmış ama nüfusumuz artıyor, beslenme alışkanlıklarımız değişiyor her şeyden önemlisi 3-5 senedir ülkemize çok yoğun misafir geliyor. Bunların da ihtiyaçları da bunları da ortaya koyduğumuz zaman Türkiye’de üretim bunu maalesef karşılayamıyor. Bunun için ek tedbirler almak lazım.” diye kaydetti.

Köfte ve sucuğa getirilen yasaklatmalarla gizli saklı iş yapmaya yol açtıklarını belirten Yalçındağ, bu tebliğin bir an önce değiştirilmesi ve düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Müşteri isteğinin önüne kimsenin geçemeyeceğini ifade eden Yalçındağ, konuşmasına şöyle devam etti: “Müşteri bir şeyi talep ediyorsa talep edilen iş yeri de bunu yapmak zorunda. Yapmazsa esnaflığını bıraksın, ne işi var da dükkan açıyor? Zaten sizi denetleyen bir denetim ordusu var. Bir kasap, bir müşteriye beğenmediği ürünü verdiği zaman bir daha satış yapma imkanı yok. Çok samimiyse der ki verdiğin eti beğenmedim bir daha öyle verirsen bir daha senden almam. Samimiyeti yoksa zaten gelmez. Bundan daha büyük bir denetim mi olur. Biz müşterinin beğenisine göre et alıp et satan müşterinin siparişini de ona göre yapan insanlarız. Bir kilo pirzola yaptın. Üzerine tuz, kekik attığın zaman et karışımı oluyor, bu da yasak var mı böyle bir şey. Bu adamlar ya kasap dükkanını bilmiyorlar ya da dünyadan haberleri yok. Vatandaşlar ne yiyip ne içiyor dünyadan haberleri yok.”

AKŞAM EVİNİZE KIYMA GÖTÜRÜN 5 DAKİKADA KÖFTE YAPILABİLİYOR MU?

“Köfte denildiğinde içine baharat, ekmek, tuz, maydanoz, soğanını koyup yoğuruyorsunuz bunların hepsi özdeşleşiyor, kıvama geliyor ondan sonra sen bunu köfte yapabilirsin.” diyen Yalçındağ, konuşmasını örnek vererek devam etti. “Gidin eve eşinize yarım kilo kıyma götürün akşam giderken iftara beş dakika kala bunu köfte yap da getirin deyin bakalım, yapıp getiriyor mu olmaz, mümkün değil. Her şeyin bir yakışanı var, yaparsak da 14 bin 600 lira ceza. Bir yandan diyorsun ki ben esnaf çocuğuyum öbür taraftan dönüyorsun bir yasaklama yapıyorsun. Yapana da öyle bir ceza veriyorsun ki adam ayda o kadar satış yapamıyor. Milletvekili maaşından yüksek bir ceza, bunu yapanın insafı var mı?”

Bakanlığın verdiği kararı bozabilecek olan Danıştay’a dava açtıklarını belirten Yalçındağ, “O da turşunun şahidi bozacı olursa ona da diyecek bir şeyimiz yok, ne yapalım. Elbet bu memlekette esnafa da bir sahip çıkan olur. Oyu gelir bizden alırlar, dayatmayı gelir bize yaparlar bunu anlamak mümkün değil.” dedi.

İNSANLARIN GELİRLERİ ET FİYATLARI KARŞISINDA DÜŞÜK KALDI

Türkiye’de et ve bazı eşya fiyatları karşısında insanların gelirlerinin düşük kaldığını belirten Yalçındağ, Avrupa Birliği’nde de et fiyatlarının hemen hemen aynı olduğunu ancak oradaki gelirlerin Türkiye’den üç kat fazla olduğunu söyledi. Fitre hesabı ile beş kişilik bir aileye 2 bin lira civarında bir rakama ulaşıldığını söyleyen Yalçındağ, “Öbür taraftan geçiyorsunuz asgari ücret diyorsunuz bin 200 lira. Gelirler emtia fiyatlarının gerisinde kaldı. Okuduğum zaman bir ödev yaptım. Bir maaşta 100 kg et alınıyordu. Şimdi bir maaş ile 100 kilo et alan iş alan ya da memur var mı, yok. Demek ki maaşta gıda fiyatlarının ya da fiyatların gerisinde kalmış. Bunun suçlusu kim o günden bugüne kadar Türkiye’yi kim yönettiyse o. Bir kişinin suçu değil bu. Bazen yoksulluk sınırı deniliyor, asgari geçim endeksi deniliyor. Oradaki rakamlar doğru, öyle olması lazım.” diye konuştu.

KASAP, MÜŞTERİLER TAZE SUCUK YEME HAKKINI KAYBETTİLER

Kasap Bekir Atalay, kasaplarda köfte ve sucuk yapımının yasaklanmasının yanlış bir şey olduğunu ifade etti. Müşterinin zaten kasabı denetlediğini belirten Atalay, “Sucuk ve köfte verdiğimizde müşteri beğenmediğinde bir daha alışveriş yapmayacak. Bunu yasaklamanın bir mantığı yok. Müşteriler taze lezzetli, güzel sucuk yerken bunu kaybettiler.” diye konuştu.

Köfte ve sucuk yapımına getirilen yasaklama ile kasaplarda iş düşüklüğünün meydana geleceğine dikkat çeken kasapçı Atalay, “Müşteri geliyor sucuk istiyor biz yapamayız diyor. Müşteri öyle saçma şey mi olur biz kasap sucuğu yemek istiyoruz diyor. Köfte için de müşteri köftenin başında beklemesi lazım. Yoksa sipariş verip giderse o sırada denetim gelirse köfte bir kilodan fazla çıkarsa ceza yazılıyor. Müşteri tepkili, sucuk da yapıyorduk, köfte de yapıyorduk. Müşteri zaten beğenmediğinde almıyordu, böylelikle müşteri kasabı denetlemiş oluyor. Müşteri gelip alıyorsa demek ki beğeniliyor.” diye kaydetti.

Sucuk ve köfte yapımı ile ilgili getirilen yasağa tepki gösteren Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yasağın sebebi büyük firmaların köfte ve sucuklarını satamamasından kaynaklanıyor. Küçük esnafı bu yüzden mağdur ediyorlar. Mahallenin kasabı sattığı için büyük firmaların satışı düştüğü için böyle bir kural getirdiler. Burada esnafta var, bizim ülkemiz sadece büyük firmalara yönelik değil, esnafı da korumamız gerekiyor. Hükümetten beklediğimiz eski duruma geçilerek serbest bırakılması. Hükümet denetimleri artırırsa problem çıktığı yere ceza yazar. Dürüst olan insanları cezalandırmaya gerek yok."