Ortak Akıl Hareketi'nce organize edilen ve Fomara Meydanı'nda yapılan mitinge 12 ilden binlerce kişi katıldı. Kocaeli, Sakarya, Kütahya, Çanakkale, Tekirdağ ve Balıkesir'in de aralarında bulunduğu 12 ilden gelen vatandaşlar, "Darbeciler değil halk kazanacak", "Milli irade engellenemez", "Zulme karşı direneceğiz", "Sözde değil özde egemenlik", "Sivil anayasa istiyoruz", "Darbeye karşı 70 milyon adım", "Milli irade engellenemez, her Türk sivil doğar" yazılı dövizler taşıdılar. Türk bayrağı taşıyan vatandaşlar, darbecileri düdük çalarak protesto etti ve tam demokrasi istedi. Mitingin devamında kürsüye çıkan Hasan Celal Güzel, "Türkiye bu çetecilere, bu despotlara, bu darbecilere, bu ulusal şefçilere, bu Baykalcılara kalsa, bunlar cumhuriyeti de bölerler. Türkiye'de 100 senedir irtica hikayesi dinliyoruz. Hep irtica öcüsüyle halkı korkutup bütün menfaatleri ceplerine indirdiler. İrtica bahane, hırsızlık, egemenlik şahane oldu. 'Laiklik elden gidiyor' diyorlar. Laikliğin bir yere gittiği yok, ama 10 senede bir hep demokrasi elden gitti. Hep millet iradesi çiğnendi. 27 Mayıs'ta Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) organizasyonunda darbe yapıldı. Milli Birlik cuntası, çetesi kuruldu. Yüksek Adalet Divanı altında Yassıada mahkemelerini kurdular. Mahkeme başkanı, Menderes'e, 'Seni buraya tıkan güç böyle istiyor' dedi. Yargı siyasallaştırıldı. Silahlı kuvvetler politikaya karıştırıldı. Üniversitedeki kara cübbeliler meydanlara döküldü. Bunun neticesinde hepimizin sevdiği Menderes şehit edildi. Kardeşlerim, demokrasi 4 senede bir oy sandığına gidip oy atmak değil. seçtiğinize sahip çıkmalısınız. 80'de de, 28 Şubat'ta da böyle oldu" dedi. 28 Şubat'ta Sincan'da tankların yürüdüğünü söyleyen Güzel, "Yanlış anlaşılmasın, ordumuz bizim için mukaddes bir ocaktır. Ama ne zaman; düşmanlara karşı savunduğu zaman. Eğer tanklar düşmana gidiyorsa, ben o zaman tanklarla beraberim. Ama milletin parasıyla alınan tanklar milletin üzerine çevrilirse ben karşıyım. 2007'de Baykal'ın tarifiyle bir CHP militanı olarak, CHP Çankaya İlçe Başkanı gibi çalışan Sezer'in atadığı bir takım siyasallaştırılmış yargı mensuplarının dahiliyle Türkiye Cumhurbaşkanını seçemedi. Gül'ü istemediler. Kayserili bir işçinin oğludur, karısının başı kapalı diye istemediler. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) muhtıra verdirdiler. Anayasa Mahkemesi'ne ideolojik bir karar aldırdılar. Siz böyle bir ülkede nasıl adaletten, hukuktan, demokrasiden bahsedebilirsiniz?" ifadelerini kullandı. Güzel, "Milletin milyonlarca oyunu bir anda çöp sepetini atacak, AK Parti'ye kapatma davası açtılar. İddianameyi gördünüz, arama motorundan toplanmış haberlerden meydana gelen, laikliği hayatın her safhasında yasakçı zihniyete göre hazırlanmış. Savcılığın ifadesine göre siz ibadet bile edemezsiniz, Allah bile diyemezsiniz. Seçtiğiniz insanlara sahip çıkamazsanız, sırıtarak seyrederseniz bu darbeleri hep yaparlar, bu çeteleri hep kurarlar. Ulusalcı kalkmış, Ergenekon'u tenkit ediyor. Ergenekon Türklerin bir destanı. Ama gerisine bakarsanız cinayet var, kan var. Danıştay'ı taratıyorlar. Niye? 'Müslümanlar cinayet işledi' denilsin diye, Türkiye'de darbe yaptırsınlar diye. Eğer birkaç kahraman savcı mücadele etmemiş olsaydı, Türkiye'de şu anda darbe yapılmış olacaktı. Ergenekon çetesi ülkenin her tarafından çatışma çıkartacaktı. Daha sonra gördüğünüz film gelecekti. Ordu göreve diye bağıracaklardı" diye konuştu. Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ülkeyi kim yönetecek? Sandıktan döne döne başı dönmüş Baykal ve onun demokrasiye karşı CHP mi yönetecek? Bu ülkeyi Ergenekon çetesi mi yönetecek? Bu ülkeyi bir avuç omuzu kalabalık mı yönetecek? Eğer siz yönetecekseniz, buna karar verin. Niye Washington'da, Paris'te tanklar yürütülemiyor? Çünkü Paris'te tank yürütseler kaldırıp tankı Senne Nehri'ne atarlar. Ben size yeminle söylüyorum. Türkiye'de bir daha darbe olursa, tank yürütülürse, üstüne çıkacağım. Eminim ki beni ilerde yalnız bırakmayacaksınız. Artık siyasallaştırılmış yargının da suyu çıktı, darbenin de çıktı. Halkın nezdinde beş paralık itibarları kalmadı. Onların emrindekiler de bizim Mehmetçiklerimiz, bizim evlatlarımız. Bundan sonra bu ülkede darbe yaptırmayacağız." Daha sonra kürsüye gelen Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu da, "Türkiye'de son zamanlarda, dokunulmaz zannedenlere dokunuluyor. Bizlere dayatılan yapay gündemlerin kodları çözülüyor. Bu mitinglerin ne kadar doğru olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıkıyor. Cumhuriyet mitinglerini tüm ülkenin gözüne sokmaya çalışanlar, Malatya ve Samsun'daki 100 bin kişinin vicdanıyla ilgilenmediler. Biliyorum ki bunlar, Bursa'da toplanan binlerce kişiyi de haber değeri olarak görmeyecek, ekranlardan saklayacaklar. 'Sarıkız', 'Ayışığı' ve 'Eldiven' kodlarıyla ortaya çıkan darbe planları gün gibi ortadayken, Ergenekon çetesinin yakalanmasından üzüntü duyanlar var. Zanlıları, cuntacıları aklama çabasına düşenler var. Faşistlerle ağız birliği etmekten utanmayanlar var. Gerçekleri ters yüz eden yalanı hakikat gibi sunmak isteyenler var. Dün parti kapatılsın, savcı eleştirilmesin diyenler, bugün başsavcıyı ve iddianameyi yerden yere vuruyorlar. Bunlar sosyal değil, seyyar demokratlar. Onlar, kurtla yemeye, sahibiyle ağlamaya alışmışlardır. Rüzgara göre pozisyon alanları görüyor musun? İspanya, İtalya, Yunanistan ve Güney Kore darbecileri mahkum ederken, Türkiye'de dokunulmasın diyenleri görüyor musun? Ayıp duygusu ne zaman biçim değiştirdi. Vicdanlarınızın kirlendiğini fark edemiyor musunuz? Zavallı darbe aklama çabaları bu milletin sağ duyu süzgecinden geçer mi? Anayasayı cunta pisliğinden temizlemek için bugünden tezi yok. Yeni bir anayasa yapılsın istiyorsak, meydanlarda olmaya devam edeceğiz. İnsanlık onuru ve demokrasi mücadelemiz kutlu olsun" dedi. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise yaptığı konuşmada, "Her 10 yılda bir ülkemizi kaosa sürükleyen darbecilere ve yalakalarına 'dur' demek için bu muhteşem tabloyu oluşturanlara selam olsun. Bütün desiseleri bozmak için buradayız. Seçtiklerimizi kimseye verme mecburiyetimiz yok. Türkiye'nin geleceğini karartmak istiyorlar. Ortak Akıl Hareketi'nin ülkemizin önünü açacağına inanıyoruz. Bu millet yasaklardan çok çekti. Yasakların bitmesini istiyoruz. Ey Jakobenler! Ne kadar hesap ederseniz edin, şunu bilin ki, hiçbir şey elde edemeyeceksiniz. Çünkü milletimiz demokrasi ve iradesine sahip çıkmaktadır. Laikliği, inananları dövmenin sopası haline getirmeye müsaade etmeyeceğiz. Ergenekon çetesinin avukatlığına soyunanları çok iyi takip edin. Ne zaman milletin avukatlığını yapacaksınız? Ne zaman millet adına siyaset yapacaksınız? Onlar her 10 yılda bir ülkeyi 20 yıl geri götürenlerdir. Bu milletin kanını emenlerdir. Bunlar cumhursuz cumhuriyet özlemi duyanlardır. Bunlar koltuğunu cumhuriyetin kalesi zannedenlerdir. Bürokratik cumhuriyet değil, otokratik cumhuriyet değil, demokratik cumhuriyet istiyoruz" ifadelerini kullandı.