Şark Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın memleketi olan Karaman'ın Kazım Karabekir ilçesinde yöreye özgü 'kasaba taşı'nın yerini beton binalar almaya başladı. İlçe sakinleri kasaba taşıyla yapılmış tarihi evlerin korunmasını ve turizme kazandırılmasını istiyor.

Karaman'ı Konya'ya bağlayan ana yol üzerinde, Karaman’a 20 kilometre mesafede bulunan Kâzım Karabekir ilçesi, tarihi ve doğal mimari yapısıyla dikkati çekiyor. Adını, Şark Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’dan alan ilçe aynı zamanda Karabekir Paşa’nın da memleketi. Anadolu’daki birçok şehir gibi binlerce yıllık geçmişe sahip bu beldeyi farklı kılan bölgede çıkarılan ve sadece bu bölgeye has taşlarla yapılan mimari yapı. İlçenin yakın bölgelerindeki taş ocaklarından yerin birkaç metre altından tabaka halinde çıkan Kasaba Taşı olarak da adlandırılan yassı ve düz taşlar mimaride kullanılmak için oldukça elverişli. Tarihi kalıntılardan anlaşılacağı üzere taşın yoğun olarak kullanımı Selçuklu ve Karamanoğulları dönemine kadar uzanıyor. İlçede Karamanoğulları döneminden kalan Ulu Cami, Osmanlı döneminden kalma Nalbastı Camii gibi birçok eser bu taşlardan inşa edilmiş.

Evler genelde tek katlı bazen de iki katlı ve 'hayat' denilen yüksek duvarlı avludan oluşuyor. Avluda içi taşla örülü bir su kuyusu, ocak ve dış duvara yakın tuvalet bulunuyor. Camiler, sokak çeşmeleri, dükkanlar kısacası tüm mimari yapı bu taşlardan oluşuyor. Yakın dönemlere kadar bu taşlar şehrin bütün mimari yapısını oluştururken, yeni yapılarda artık betonarme tercih ediliyor. 1980’lere kadar aktif olarak kullanılan bu taşlar artık günümüzde sadece turizm amaçlı mimari yapılarda kullanılıyor. Betonarme yapıların gün geçtikçe artması üzerine de bu nadide mimari yapılar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Küçük çaplı koruma çalışmalarına rağmen maddi imkânların yetersizliği nedeniyle tarihi doku yok olup gidiyor. İlçe sakinleri, yöreye has taşlarla inşa edilen tarihi beldenin korunmasını ve turizme kazandırılmasını istiyor.