Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Lami Özgen, cumartesi günü Ankara'da yaşanan resmi rakamlara göre 99 kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısında siyasi sorumluluğu olan kişilerin istifa etmesi gerektiğini söyledi. Özgen, “Bizzat Ahmet Davutoğlu’nun kendisi istifa etmeli. İçişleri Bakanı istifa etmeli, hatta televizyon karşısında sırıtan Adalet Bakanı istifa etmeli.” dedi.

Genel merkez binasında cumartesi günü yaşanan saldırı hakkında basın açıklaması düzenleyen Lami Özgen, olayın faturasının sadece bürokratlara kesilmesine karşı çıktı.

Kendilerine yönelik sahte telefon ihbarları, sahte maillerle nasıl operasyonlar yapılıp, nasıl tutuklandıklarını hatırlatan KESK Genel Başkanı, bunların nasıl yapıldığının bildiklerini ifade etti. Özgen, sahte telefonların, maillerin delil olarak gösterildiğini ancak canlı bombanın öyle değerlendirilmemesine tepki gösterdi. Lami Özgen, “Sahte mail, sahte telefon bir delil oluyor da buna bağlı olarak biz makul şüpheli oluyoruz da hükümet bilmesine rağmen canlı bomba için eğitilip, örgütlendirilip Türkiye’ye gönderilmesine rağmen iddia ediyoruz, devlet kurumları adresleri bilmesine rağmen halen bunlara makbul şüpheli bazında yaklaşması suç işlememiş gibi yaklaşması kabul edilir bir şey değil.” diye konuştu.

Canlı bombaya makbul şüpheli olarak bakıldığını ifade eden Özgen, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na tepki gösterdi. KESK Genel Başkanı, Davutoğlu’nun ceza yasalarını, TMK’yı bilmediğini iddia etti. Özgen, konuşmasına şu şekilde devam etti: “TMK’yı bize işleten hükümet yetkilileri hele hele silah, mühimmat, bomba aynı zamanda direkt TCK da TMK’da örgüt üyeliğini ifade ediyor. Bunun için bilinçli olarak harekete geçmediklerini düşünüyoruz. Burada istifa etmesi gereken en alttaki bürokratlar değil, siyasi sorumluluğu olan kesimler istifa etmeli. Bizzat Davutoğlu’nun kendisi istifa etmeli. İçişleri Bakanı istifa etmeli, hatta televizyon karşısında sırıtan Adalet Bakanı istifa etmeli. Çünkü bunların siyasi sorumlulukları vardır. Geçtiğimiz katliamlardan da biliyoruz, hükümetler siyasi sorumluluğu en alttaki bürokratlara yıkmak suretiyle onları geçici bir süre işten alırlar, bir süre sonra soruşturmalara gizlilik kararı getirirler, o soruşturmadan bir sonuç çıkmaz. Böylelikle bu suçtan kendilerini kurtarıyorlar. Bu yöntem Türkiye’de belirli yıldan beri kullanılan yöntemdir, bu yaklaşımın ortadan kalkması gerektiğini düşünüyoruz.”

HASTA YAKINLARINA KENDİ İMKANLARIMIZLA İLGİLENDİK

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun hasta yakınları ile ilgilendikleri hiçbir sorunlarının olmadığı ile ilgili açıklamaya tepki gösteren Özgen, “Katliam anından bu yana kendi imkanlarıyla o acı içinde Ankara’ya gelen bütün hasta yakınları bizlerin ve diğer kurumların bir arada geliştirdiği dayanışma ilişkisi içinde biz hasta yakınlarımızı ailelerimizi otellerde yine bazı kurumlarımızın misafirhanelerinde ve gönüllü insanların evlerinde barındırmak suretiyle barınma ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Hasta yakınlarını hastane önünde bekleyiş süreçlerinde bütün ihtiyaçları bizim tarafımızdan yarattığımız dayanışma ilişkisi tarafından sağlanmakta.” ifadesinde bulundu.

Bakan Müezzinoğlu’nun konuşmasına ilişkin hasta yakınlarının en iyi cevabı verdiğini aktaran Özgen, sözlerini şöyle tamamladı: “Hasta ve hasta yakınları hastane önlerinde Sağlık Bakanlığı’na Kızılay yetkililerine de bu cevapları veriyor. Böylesi bir ortamda ailelerimize hasta yakınlarımıza tekrar yeni acılar yaşatmak suretiyle adeta Sağlık Bakanı bunun üzerinden bir yalan ve kara propaganda geliştirmekte.”