Günümüzde özellikle gelişmiş ülkelerde obezitenin çocuklarda görülme sıklığı gün geçtikçe artıyor. ABD’deki verilere göre; okul çağı dönemindeki çocukların yaklaşık 3’te biri fazla kilolu veya obez. Çocukluk döneminde ortaya çıkan obezite birçok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Bunlardan en önemlilerinden biri de; dünya çapında önemli bir sağlık sorunu olan hipertansiyon! Okul çağı çocukları arasında yapılan bir tarama çalışmasında kilolu olan çocukların yüzde 30’unda hipertansiyon saptanmış. Bir başka deyişle, kilolu olan her 3 çocuktan birinde hipertansiyon mevcut! Üstelik çocuklarda gelişen hipertansiyon yetişkinlerdeki ortaya çıkan hipertansiyonun aksine çoğunlukla belirti vermediği için genellikle geç teşhis ediliyor. Acıbadem Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alpay Turan Sezgin, bu nedenle her çocuğun 3 yaşından sonra kan basıncının mutlaka ölçülmesi gerektiği uyarısında bulundu.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alpay Turan Sezgin, çocuklarda görülen hipertansiyonun nedenlerinin yaşa göre değiştiğini belirterek: “Erken yaşlarda (3 yaşın altındaki çocuklarda) ortaya çıkan hipertansiyon genellikle böbrek veya damar hastalıklarına bağlı ikincil sebepler nedeniyle oluşuyor. 10 yaşından büyük çocuklarda ise hipertansiyonun en önemli nedenleri son yıllarda özellikle okul çağındaki çocuklarda adeta salgın haline gelen aşırı kilo. Obezitenin günümüzde çocuklar arasında yaygınlaşması nedeniyle hipertansiyon da çocuklarda görülen çok önemli bir sağlık sorunu haline geldi. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarının sağlıklı yaşamı benimsemeleri konusunda teşvik etmeleri şart.” dedi.

ÇOCUKLARDA GENELLİKLE BELİRTİ VERMİYOR
Çocuklarda gelişen hipertansiyondaki asıl tehlikenin, baş dönmesi, baş ağrısı, kulakta çınlama ve çarpıntı gibi erişkin yaşlardaki tansiyon hastalarında görülen yakınmalara nadir rastlanması olduğunu aktaran Sezgin, “Hipertansiyon maalesef çocuklarda sessiz seyrediyor. ABD’de yapılan bir çalışmada; hipertansiyon tanısı yeni konmuş olan çocukların yüzde 40'ında, uzun süredir devam eden yüksek tansiyonun bir belirtisi olan kalp kaslarında kalınlaşma olduğu saptanmış. Bu da tansiyon yüksekliğinin uzun süredir sessiz olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Yine ABD’de yapılan sağlık taraması çalışmasında 14187 çocuk ve genç incelenmiş; 507 çocukta hipertansiyon yüzde 3 saptanmış ve bu çocukların ancak yüzde 26’sında daha önceki tıbbi kayıtlarında hipertansiyon hastası olduğu biliniyormuş. Yine bu çalışmada çocukların yüzde 3.4’ünün hipertansiyon öncesi dönemde oldukları belirlenmiş. Daha önceki kayıtlara göre bu çocukların da sadece yüzde 11’inin hipertansiyon öncesi dönemde oldukları biliniyormuş.“

KALP KRİZİ VE DİYABETE ZEMİN HAZIRLIYOR
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alpay Turan Sezgin, çocukluk çağında ortaya çıkan hipertansiyonun ciddi hastalıklara adeta davetiye çıkardığı uyarısında bulunarak şu bilgileri verdi: “Öyle ki yapılan bir çalışmada; çocuklukta veya gençlikte hipertansiyon varlığının; 55 yaş öncesi erken yaşta ani ölüm, kalp yetmezliği ve kalp damar tıkanıkları için bir risk faktörü olduğu bildirilmiş. Hipertansiyonu olan çocuklar kilolu oldukları için insulin dirençleri de yüksek oluyor. Bu nedenle de ileride diyabet hastalığı gelişme riski büyük oranda artıyor. Esasında erişkin yaşta olan hipertansiyonun birçok hastada çocukluk döneminde başladığı düşünülüyor.“

SAĞLIKLI BESLENMELİ VE DÜZENLİ SPOR YAPMALI
Prof. Dr. Sezgin, ilaç tedavisinden önce çocuğun yaşam tarzının yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekerek bunları şöyle sıraladı: “Çocuk sağlıklı besinler tüketmesi, kilo vermesi, hareketli bir yaşam benimsemesi ve düzenli egzersiz yapması konusunda teşvik edilmeli. Bunun için de öncelikle evde sağlıklı yemek düzeni kurulmalı; sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeye öncelik verilmeli. Ebeveynler sigara içiyorlarsa hemen bırakmalı ve çocuklarıyla daha çok zaman geçirmeli. Dikkat edilmesi gereken bir başka önemli nokta da, çocuğun sağlıklı uyumasını sağlamak. Çünkü hipertansiyonu olan çocuklarda Uyku Apne Sendromu görülebiliyor. Bu sendromda insulin direncinin artmasına, kan basıncının yükselmesine, kontrol edilemeyen ritim bozukluklarına ve sonuçta kalp yetmezliğine yol açıyor. Ayrıca çocuğa psikolojik destek vermek ve özgüvenini artırıcı davranışlarda bulunmak da çocuğun motivasyonunu artırmak açısından önemli.”