Kırşehir'de terör protestosu sırasında giyim mağazası ve kitabevinin bulunduğu apartmanı yakılan vatandaşlar, 'kardeşlik ve sağduyu' vurgusu yaptı. Yanan giyim mağazası sahibi Cihat Beydoğan, 200 yıldır Kırşehir'de olduklarını ifade ederek, "Bunu biz bir eğitim zayiatı olarak görüyoruz. Bütün halkımız sağduyulu olsun." dedi.

Yanan kitabevinin bulunduğu apartmanın sahibi Abdurrahman Kaplan da büyüklerin 'tahrik edici' sözlerden kaçınmasını isteyerek, "Hepsini devletime, milletime feda ediyorum, kurban olsun. Ama eski günlerimize, tatlı günlerimize dönelim." diye konuştu.

Yanan kitabevi ve apartman sahibi Kaplan, "Maalesef çok üzüntülüyüz. Tek tesellimiz can kaybının olmaması, içerinin çabukça boşaltılıp zarar görmemesi, ama malda canın yongası. Kiracı olan arkadaşlar için bu kadar hasara, bu kadar zarara çok yazık. Buna katlanılmaz. Büyüklerimizden temennimiz her gün gelen şehit acılarına maddi acıların da katılmaması. Maddi, bir bakıma geride durur, ama malda canın yongası. Büyüklerimizden tek temennimiz tahrik edici sözlerden kaçınsınlar. Bu olaylar da son olsun. Tek benim apartmanım gitsin, malım-mülküm gitsin. Hepsini devletime, milletime feda ediyorum, kurban olsun. Ama eski günlerimize, tatlı günlerimize dönelim. İnşallah son olur." dedi.

Yanan giyim mağazası sahibi Cihat Beydoğan ise "Söylenecek hiçbir şey yok. Bu sadece Türk ve Kürt halkının kardeşliğine, altına atılan bir ateş olarak görüyoruz. Biz Anadolu’ya, köyümüze 200 yıl önce geldik. 75 yıldır ticaret yapıyoruz. Bu ülkeye KDV’sini, vergisini ödüyoruz. İnşallah bundan sonra ki süreçlerde böyle devam etmez. Söylenecek bir şey yok. Toplumu germemek lazım. İnsanları germemek lazım. Kutuplaştırmamak lazım. Bunu biz bir eğitim zayiatı olarak görüyoruz. Bütün halkımız sağduyulu olsun. Bununla bir yere varılmaz. Yakmayla, yıkmayla bir yere varılmaz. Terörü de her alanda kınıyoruz. Nereden gelirse gelsin kınıyoruz. Şehitlerimize canımız acıyor. Onlarınkinin yanında bizimki bir şey değil." diye konuştu.

Ateşe verilen giyim mağazasının sahibi Servet Beydoğan da "Kırşehir halkı ile alakası kesinlikle yoktur. Dışarıdan gelip provoke etmişlerdir. Önemli olan ülkemizde bir iç savaş çıkarmak amacına ulaşmaya çalışıyorlar, fakat biz buna izin vermeyeceğiz. Biz kardeşiz, kardeşçe yaşıyoruz. Mağazamıza devam edeceğiz. Kesinlikle onlara uyup da Kırşehirimizi terk etmeyeceğiz. Bu şehir hepimizin. Kardeşçe yaşayacağız, yaşamaya da devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selahattin Ekicioğlu, bu filmi 1980 öncesi izlediklerini hatırlattı. Ekicioğlu, "Aslında biz bu filmi 1980 öncesi izlemiştik. Tekrar sahneye konulması, insanların birbirine düşmesi açısından gerçekten kötü, istenilen de bu. Karanlık bir ülke isteyenler için, ama biz nasıl şehitlerin önünde kendimizi siper ediyorsak, bu halkın önünde de siper edeceğiz. Halkı savunan biz olacağız. Çünkü toplumun kaynaşmaya ihtiyacı var, ayrışmaya değil. Bütünleşmeye ihtiyacı var. Biz geçmişteki mücadelemizi aynı bugün de sürdürüyoruz. Biz kardeşlikten, barıştan, dostluktan yanayız. Bizim arkadaşlarımız, çocuklarımız İzmir’de, Ankara’da ticaret yapıyor, orada onları yakmak mı gerekiyor, taşlamak mı gerekiyor? Herkes terörü nasıl lanetliyorsa, bu terörün de lanetlenmesi gerekir." şeklinde konuştu.

"Biz Kırşehir'i arkadaşlarımızla örnek bir şehir gösteriyorduk.Şimdi utanç şehri mi olacağız? Hayır." diyen Ekicioğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz yine kardeşliğimizi koruyacağız. Yönetimimizdeki arkadaşlarımızın her biri farklı etnik kökenli, bizim güzelliğimiz diyoruz buna. Güzelliğimiz olarak görüyoruz bunu. Ama maalesef 8 ölü kara bir leke olarak Kırşehir’in sırtına yapışacak. Biz şunu da gördük, Afşin arabasını taşladılar arkadaşlar. Afşin arabasının camlarını indirdiler. Bu vandallık niye? Kim yazdı bu senaryoyu, uygulamaya kim koydu, uygulayanlar kim bu filmi? Devletin bir an önce açığa çıkarmasını istiyoruz bunu. Bunlar benim yeğenlerim, annesi Türk, kendisi Kürt suç mu bu yani? Suç mu işledik akraba olmakla, halamızın Kürt ile evlenmesiyle. Neyin hesaplaşması bu? Şundan da korkuyorum ben, bu insanların hepsini suçlamak yanlıştır. Bu vandalların gün yüzüne çıkması gerekir. Benim korktuğum şu, eğer sorunun üzerine gidilmez de üstü örtülürse vahim olan o zaten. Türkiye’de bu hep böyle olmuştur. Biz akşam esnafa baktığımızda şehrin bütün esnafları buradaydı. Neden? O gücü çocuklar arkasında hissetsin diye, hepsine teşekkür ediyorum. Kardeşin pekişmesi için hepsine teşekkür ediyorum. Bu birlikteliği sağladıkları için. Bize destek veren, esnafımıza, Kırşehir halkına teşekkür ediyorum. Sağduyu bekliyorum vatandaştan. Biraz daha sağduyu, doğru teröre hepimiz tepki göstermeliyiz, hepimiz yürümeliyiz. Hepimiz yürüdük de, tepkimizi de dile getirdik. Ama sonuç bu olmamalı."