Yazar Ali Özsoy, Çukurova Kitap Fuarı’nda 17-25 Aralık 'Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu'nu anlatan ‘Hırsız Vaaar!’ isimli kitabını okurlarına imzaladığı sırada, iddiaya göre şikâyet üzerine polis baskınına uğradı. Adana Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi’nden yaklaşık on sivil polis, bir ay önce basılan ve 6. baskısı yapılan kitabın bandrolünü kontrol etti.

Yazar Özsoy, olayı sosyal paylaşım sitesindeki hesabında “Güvenlik Şube memurları biraz önce kalabalık bir heyetle ziyarete geldiler. Kitabın 6. baskısını görünce memur beyler de ihbarcı vatandaşın biraz geciktiğini kabul ettiler. Teşkilatın, hırsızlar yüzünden zor günler geçirdiğinin farkındayım. Kitabımı hediye ettim. Tutanaklarını merkezde rahat tutsunlar diye” ifadeleriyle duyurdu.

"MAHKEMELER ÇAMAŞIR MAKİNESİ GİBİ HERKESİ AKLIYOR AMA HIRSIZA HIRSIZ DEMEK YASAK"

‘Hırsız Vaaar! kitabının kapağında konuyla ilgili bazı görsellerin bulunduğunu belirten Özsoy, 6. baskıya ulaşan eserden dolayı gittikleri her fuarda aynı sahne ile karşılaştıklarını söyledi. 16 Ocak Perşembe günü öğrenci, öğretmen ve diğer vatandaşlara imzaladığı kitabın bazı kişiler tarafından ‘cumhurbaşkanına, devlet büyüklerine hakaret edildiği’ gerekçesiyle polise ihbar edildiğini dile getiren Özsoy, konuya ilişkin şunları söyledi:

“Bu ülkede ne garip bir durumdur ki hırsızlık yapmak serbest, mahkemeler çamaşır makinesi gibi herkesi aklıyor. Ama hırsıza hırsız demek yasak. Kitabın içeriği belgelerden oluşuyor. Savcılığın Meclis'e gönderdiği fezlekeler, şimdi bunlar da yok edilmek isteniyor, ses kayıtları, tapeler, gazetelerde çıkan manşetler. Birden bire yaklaşık 15-20 kişilik polis geldi. Onlar da tabi böyle bir kültürel ortamda müdahale etmek de istemiyorlar. Onlar da şaşırmış durumda. En sonunda ben baktım gelmek istiyorlar, ama cesaret edemiyorlar. ‘Buyurun gelin’ dedim. (polisler) ‘İşlem yapmamız gerekiyor, bir ihbar var, cumhurbaşkanını hakaret şeklinde.’ Her fuarda biz bunu yaşıyoruz. Kitap 6. baskıya geldi, bu 2. polis baskını. Artık kitapları stantlardan mı kaldıracaklar. Ülkede adaleti ortadan kaldıran güçlere bir çağrım var: Bu kitap hakkında bir soruşturma varsa, zaten tebligatını göndersinler. Şu anda bir gazeteci olarak iki kere ‘cumhurbaşkanına hakaretten’ yargılanıyorum. Üçüncü bu kitaptan olacaksa, ondan da yargılanırım.”

Cumhurbaşkanına veya Cumhuriyet'e ‘hakaret’ etme gibi bir düşünceleri olamayacağını kaydeden Ali Özsoy, esas hırsızlık yapmanın; bunların peşinde koşan hakim, savcı ve polisleri sürüp, hapse atmanın vatana, millete en büyük hakaret olduğunu vurguladı. Standa gelen polisleri de anlayışla karşıladığını aktaran Özsoy, “Buyursunlar, dedik. Kitabımızı hediye ettik. Polisler de her ihbarı değerlendirmek zorundalar. Ama bu da Türkiye’nin içler acısı durumunu göstermektedir. Zaten kitap matbaadan çıktığında basın masasına ve güvenlik şubesine gidiyor. O sırada savcılık bir soruşturma başlatacaksa başlatıyor. Ben şimdi tebligatı bekliyorum. Kitap çıkalı bir ay oldu. İhbarcı vatandaşta ihbar etmek için biraz gecikti. Kitap kaç bin tane sattı zaten. Ama bunun bir bedeli ödenmesi gerekiyorsa (ödeyeceğiz), bunları tarihe not düşeceğiz.” diye konuştu.

"KİTAPÇILAR ALMAYA KORKUYOR"

Dünyanın en büyük yolsuzluğunun gerçekleştiğini ifade eden Ali Özsoy, “Bunu ortaya çıkartan savcı ve hakimler meslekten atılıyor, polisler cezaevine konulmuş. Ve kimse bununla ilgili bir kitap yazmayacak. Böyle şey olmaz. Biz bu kitabı yazıyoruz, kitapçılar almaya, dağıtım şirketleri dağıtmaya korkuyor. İnsaf, kitabımı satamayacaksam o zaman bu ülkede alıp içeriye atsınlar, daha iyi. Bu kitap için yargılanmaya ve içeriye girmeye de hazırım. Birileri hırsızlık yapıyorsa ve bundan utanmıyorsa biz de açıkça ‘Hırsıza hırsız’ demeye hazırız. İhbar, bir suç duyurusu niteliği taşıyor. Sanırım savcılığa bunu iletirler. Polisler burada tutanak tutmak istemedi. Sonuçta burası bir kitap fuarı. Kitabı alın tutanağı merkezde tutun, dedim. Ondan sonra polisin yapacağı süreç nedir, onu da tam bilemiyorum. Açıkçası kitapları stanttan kaldırmaya da cesaret edemediler. Çünkü bir toplatma kararı yok.” şeklinde konuştu.

Her gün kitapla ilgili provoke davranışlarda bulunan bir iki kişinin çıkabildiğine işaret eden Özsoy, şöyle devam etti: “Ben bunun hesabını öte dünyada vermeye hazırım. Bence tartışmayı kısa bitirecek yöntem budur. Emniyet mensuplarını anlayışla karşılıyorum. Pek çok meslektaşları hapiste. Yazık, keşke onlara izin verseler hırsızların peşinden koştursunlar. Onlar da bu tür saçma sapan ihbarlarla uğraşmak zorunda kalmasalar.” diye konuştu.