Türk Eğitim Sen Antalya 2 Nolu Şube Başkanı Fethi Kurt, öğretmenlerin haklarını koruma adına ek zam taleplerini her platformda dile getireceklerini söyledi.
Fethi Kurt, ek zam talepleriyle ilgili Manavgat'ta yaptığı basın açıklamasında, memura zam konusunda Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun farklı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek farklı açıklama yaparak kamuoyunun yanıldığını savundu.
Türkiye'nin son bir yılı aşkındır algı operasyonlarıyla kamuoyunun aldatıldığını dikkat çeken Kurt, Davutoğlu ile Şimşek'ten gelen 2 farklı açıklama ile şu açıklamada bulundu:
"Maliye Bakanı Şimşek, kamuoyunu aldatıcı açıklama yapıyor. Başbakan Davutoğlu, memurlara yüzde 17 zam yapıldı diye açıklama yapıyor. Şimşek de 2 gün önce memurlara yüzde 8,5 zam yaptık dedi. Arada yüzde 100 fark var. Hangisi doğru? İkisi de kamuoyunu aldatıcı açıklamadır. Bu nasıl bir ciddiyetsizlik, maalesef Türkiye’ de işler böyle yürüyor. Gerçek şudur ki, kamu çalışanlarına en düşük maaşa yüzde 7 oranında artış olmuştur. Diğer çalışanların ise aldığı zam oranı yüzde 5.2’dir. Yüksek maaş alan memurlarda ise bu oran yüzde 3,5 a kadar düşüyor."
Aslında, Başbakan'ın da, Maliye Bakanı'nın da kamu çalışanlarının ceplerine yansıyan rakamları iyi bildiklerinin altını çize Kurt, amacın kamuoyunu aldatarak göz boyaması yapıldığını kaydetti.
Dünyada petrol fiyatlarındaki düşüş enflasyonun yüzde 10 un altında çıkmasını sağladığını, buna rağmen enflasyon rakamı 8,17 olduğuna dikkat çeken Kurt, bu oranın memurlara yapılan zamdan daha yüksek bir oran olduğunu, kamu çalışanlarının, sadece enflasyon farkından doğan, 2 puan alacağı var olduğunun altını çizdi.
Vatandaşlarımızın o ay içerisinde kullandıkları harcama kalemleri ortaya konulsa bu rakamlar çok daha yüksek çıkacağını dile getiren Kurt, " Enflasyonun yüzde 8,17 olduğu gerçek değildir. Bu sebeplerden dolayı bizim ek zam yapılmasına ihtiyacımız var. Siyasi irade sesimizi duyana kadar ek zam talebimizi dillendirmeye devam edeceğiz. Önümüzde genel seçimler var. Bu zamana kadar ek zam talebimizi her platformda haykıracağız. Türk Eğitim Sen bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirecektir. Bu sebeple 15 Ocak tarihinden itibaren tüm il merkezlerinde bordro yakma eylemi yapacağız. " diye konuştu.
Aileleriyle birlikte yaklaşık 20 milyon insanımızın taleplerini hiç duymayan bir iktidarla karşı karşıya olduklarını vurgulayan Kurt, öylesine şımarmış, ayakları yere basmayan bir iktidar var ki bunlara Türk Eğitim Sen olarak seslerini duyurarak gasp edilen haklarını geri alacaklarını söyledi.
Türk Eğitim Sen olarak, haksızlıklar karşısında, Türk hukukunun kendilerine verdiği yetkiye dayanarak eylem yapmayı sürdüreceklerinin altını çizen Kurt, GSMH içerisinde büyüme payından kamu çalışanlarına düşen oranın maalesef, milli gelirin büyümesiyle ters orantılı olduğunu ifade etti.
MİLLETE HALİNİZE ŞÜKREDİN DİYORLAR, KENDİLERİ 5 MİLYARA SARAY YAPTIRIYOR
Bu durumu ülkeyi yönetenlerin izah etmesi gerektiğine dikkat çeken Kurt, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:"Ekonomik büyümeden kamu çalışanlarının da hak ettiği payı alabilmesi gerekiyor. Bir pasta var ortada. Türkiye sosyal devlet ise, bütün sosyal dilimlere pastadan hak ettiği payı vermek zorundadır. Pasta büyüyor deniyor ama pastadaki büyümenin çalışanlara yeterli oranda yansımadığını görüyoruz.Ekonomik büyümenin vatandaşa yansıması arzu edilen noktada değil. Gelir vergisinin yüzde 63’ ünü çalışan kesim veriyor. burada bir yanlışlık var. Büyümeden bana düşen payı vermiyorsunuz ama gelir vergisi adı altında toplanan vergiyi bu kesimlerin omzuna yüklüyorsunuz. Biz de buna isyan ediyoruz, bunu kabul etmiyoruz. Hak etiğimiz seviyeye çıkartılmasını istiyoruz. Birileri yerken birileri seyretmemeli bu ülkede. Biz payımızı istiyoruz. Bu paylaşmayı adil olarak yapamayan iktidarı da çalışanlar değerlendirmelidir.Şükretmekle enayilik arasında ciddi bir fark vardır. Biz şükreden insanlarız ama kimse bizi enayi yerine koymasın. Millete “aman şükredin halinize” diyecekseniz siz 5 milyar TL'lik saraylar yaptıracaksınız. Önce sizin siyasi erk olarak her anlamda fedakarlık yaptığınızı göstermeniz lazım. Milletvekillerine 1000 lira zammı bir kalemde verebiliyorsanız, bizlere şükredin demek, çalışanlarla dalga geçmektir. Biz bunu kabul edip, sineye çekmeyiz."

KPDK kararlarının da 1,5 yıldır bekletildiğini ve hala hayata geçirilmediğini kaydeden Fethi KURT, muhalefet partilerine de seslenerek, seçim beyannamelerine çalışanların menfaatleri doğrultusunda maddelerin eklemelerini istedi.

“Kamu Personeli Danışma Kurulunda alınan kararlar var. Bunların arasında 4/C’lilere kadro var, disiplin affı,2005’den sonra göreve başlayanlara bir derece verilmesi, gibi önemli kararlar var. .Bu kararların alınmasının ardından 1,5 sene geçti. Birçok torba yasa çıkartıldı. Bu torba yasalarda maalesef KPDK kararlarının önemlilerinin hiçbiri hayata geçmedi. Önümüzdeki günlerde yine bir çalışma olacak. Kadro bekleyen4/C’li arkadaşlarımız haklı. Bir düzenleme yapıyorlar yalnızca özelleştirmeden gelenlere iş garantisi veriyorlar;TÜİK 4/C'lilerini hiç dikkate almıyorlar. Bir daha sözleşme imzalanmayacak diyorlar ama, yine sözleşme imzalatıyorlar. Bu nasıl iş, anlamıyoruz! Devlet Personel Başkanlığıyla görüşüp bir açıklama yapmasını sağladık. Ama, arkadaşlarımız hala kaygılar yaşıyorlar. 4/C’lilerin sadece kadro talebi vardır. Kadrolu devlet memuru olmak istiyorlar. İş garantisi verme ihtiyacını neden duyuyorsanız, o kadroyu da o sebeple vermek zorundasınız. Çalışma hayatında farklı normları kabul etmek hukuki değil. Sözleşmeli statüde çalışan bütün personele kadro verilmesini istiyoruz.


Fethi KURT
Türk Eğitim Sen Antalya 2 Nolu Şube Başkanı