2010 yılında gerçekleştirilen Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) kopya iddiasıyla ilgili operasyonda gözaltına alınan bir anne, 1 yaşındaki çocuğuyla, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde görüştürülmedi. Yaşanan bu olay kameraya yansıdı. Ankara Barosu yetkililerinin çabaları sonucu bir süre sonra çocuk annesi ile buluşturuldu.

Şanlıurfa Barosu avukatı Halil Baturay konu hakkında yaptığı açıklamada, farklı bir ilden gelen müvekkiline savcının yaptığı muamelenin bir hukuk garabeti olduğunu anlattı. Baturay, şöyle devam etti: "Müvekkilimin eşi ve 2 tane çocuğu beraberinde gelmiş. Geldikten sonra 2 çocuğu babasına bırakmışlar. Yaklaşık 2- 3 gündür otel odalarında bu insanlar rezil rüsva durumdalar. Bugün sabahleyin müvekkilin büyük kızı rahatsızlandı, hastaneye götürdüler. 1 yaşındaki çocuğu da biz getirdik, annesiyle görüştürebilme şansına sahip oluruz diye düşünüyorduk. Ancak içeride karşılaştığımız muamele; önce savcı beyle görüştüler. Savcı bey de ‘ben hiçbir şey yapamam, burası çocuk yuvası değil, götürün nereye götürürseniz’ diye bir cevap aldık. Daha sonra Ankara Barosu’nun çocuk koruma bürosu ile diğer temsilcileri sağ olsun araya girdiler. En azından birkaç dakika çocuğun annesini görme imkanı doğdu. Çocuğu aldık. Babası hastanede diğer çocukla birlikte. 1 yaşındaki çocuk ortalıkta."

'OPERASYON 2010 KPSS İLE ALAKALI, MÜVEKKİLİM 2010’DAKİ SINAVLA ATANMAMIŞ'

Avukat Baturay, müvekkilinin gözaltına alınma sebebini "2010 KPSS sınavıyla alakalı iken müvekkilim KPSS 2010’daki sınavla atanmamış. Atandığı KPSS yılı 2009. Yani 2009 yılında yapılan sınavla ataması yapılıyor. Operasyon 2010 yılının, müvekkilimle alakası yok." diye aktardı.

'EN SON 7- 8 TANE SORU, ‘ŞU ÖRGÜTE ÜYE MİSİNİZ' ŞEKLİNDE'

Soruşturma anındaki hukuksuzluklar hakkında konuşan Baturay, "İfadelerle alakalı hukuksuzluklar var. Operasyon, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve örgüt üyeliğinden. Ancak sorulan sorularda, yaklaşık 36 tane soru soruluyor. Bu soruların ilk 11 tane sorusu şahsi bilgiler. En son 7- 8 tane soruda ‘şu örgüte üye misiniz, değil misiniz?, Örgütün şurasına gittiniz mi?’ şeklinde. Ortada somut bir delil veya bulgu varsa bu soruları sorarsınız. Ortada olmayan bir şeyle ilgili soyut bir şey sormanız hukuka ve yasaya açıkça aykırıdır. Geri kalan sorularda da ölçme ve değerlendirme uzmanının hazırlamış olduğu bilirkişi raporu. Eğer, bir bilirkişi raporu hazırlanacaksa bunun kapsamı bilirkişi raporu olarak hazırlanması lazım. Yani ölçme ve değerlendirme uzmanları sadece soruların zorluk ve kolaylık olayıyla alakalı bilgi ve rapor hazırlayabilirler. Sınava giren şahısların psikolojik, sosyolojik durumlarıyla alakalı herhangi bir durum yok dosyada. Daha doğrusu bize sorulmadı. Dosyada da gizlilik kararı olduğu için dosyaya vakıf olamıyoruz. Bize sorulardan yola çıkarak biz bu kanaate varıyoruz. İlk 10 soru ve son 6 sorunun geriye kalan sorularda toplam 2 veya 3 soru vardır. Ancak burada aynı soruları ardarda sıralayarak çoğaltmaya çalışmışlar. Yani 36 soruyu netleştirdiğinizde karşınıza çıkabilecek 5 ya da 6 tane soru vardır." diye devam etti.

'3 GÜNDÜR BOŞU BOŞUNA BEKLETİLİYOR, BİR HUKUK GARABETİ'

Soruşturmanın devam ettiğini kaydeden Şanlıurfa Barosu avukatı Halil Baturay, içeride bir kısım şahısların şüphelilerin beyanlarının alındığını ifade etti. Baturay, "Bizim müvekkilin beyanı geldiğimiz pazartesi günü alındı. Fakat 3 gündür boşu boşuna bekletiliyor. Savcı bey herhalde şunu düşünemiyor; tamam çocuğu ne yaparsanız yapın da bizim istirhamımız bunu bekleteceğine annesinin ifadesini alsaydı ve gerekli işlemleri yapsaydı. Bunu da yapmıyorlar. Maalesef böyle bir hukuk garabeti yaşanıyor. Aldığımız bilgilere göre sabah 09’da çıkaracaklarını söylüyorlar da bunun ne kadar doğru olduğunu bilmiyoruz." dedi.