Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Türkiye’de kamulaştırılmış bir medya olduğunu, gazetelerin neredeyse yüzde 99’unun parti gazeteciliği yaptığını söyledi.

Anadolu Gençlik Derneği ve Saadet Partisi Kadın Kolları Teşkilatı tarafından düzenlenen programa katılmak üzere Antalya’ya gelen Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, şehirde görev yapan gazetecilerle bir araya geldi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kurdaş, yıllarca gazetelerine ‘parti gazetesi, parti bülteni’ diyerek etik kurallardan bahsedenlerin entelektüel olarak tanımlanan gazetecilerin bugün ciddi anlamda parti gazeteciliği yaptığını söyledi. “Bugün Türkiye’de neredeyse gazetelerin yüzde 99’u parti gazeteciliği yapıyor.” diyen Kurdaş, bunun da ilkesiz bir şekilde yapıldığını ifade etti. Türkiye’de medyanın kamulaştırıldığını söyleyen Kurdaş, bunların aynı zamanda obez hala geldiğini kaydetti.

Gazete çalışanlarının ve yöneticilerinin aldıkları maaşların belli olduğunu belirten Kurdaş, “Biz gazetecinin normal şartlarda, ilke bakımdan söylüyorum, bir genel yayın yönetmeninin üst limiti belli. Bir muhabirin üst limiti belli. Ama öyle tartışmalar görüyoruz ki bazı televizyonlarda program yapan yorumcular, bazı televizyonların genel yayın yönetmenlerinin üst kadrolarının aldığı maaşları, galiba Türkiye kamuoyuna şöyle bir deşifre edilmiş olsa insanların dudakları uçuklar. Bu geçmişte sadece kartel medya için kullanılıyordu. Ama bugün neredeyse iktidarın eteğine tutuşmuş bütün medya mensupları için kullanabiliriz. Çünkü bir besleme ve kamulaştırılmış bir medya ile bugün karşı karşıyayız.” dedi.

“HIRSIZLIK, YOLSUZLUK VE RÜŞVETİ SAVUNMAK İŞLERİ HALİNE GELDİ”

Türkiye’de medyanın gidişatının kötü olduğunun altını çizen Mustafa Kurdaş, “Hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvet gibi bir takım tartışmaları savunmak gazetecilerin işi haline geldi. Türkiye’de basın özgür değil. Kimi zaman kamu ilanlarıyla, kimi zaman özel sektöre yapılan baskılarla ilanların hangi gazetelere dağıtılacağı planlamalarla. Sadece illa bir gazetecinin, bir meslektaşımızın içeriye alınması, gözaltına alınması… Bunlar elbetteki hukuk çerçevesinde olması gerekirken farklı farklı süreçler işletiliyor.” dedi.

Kurdaş, ayrıca, TRT’nin tarafsızlığını kaybettiğini söyledi. Şu anda Türkiye’de 10 gazetecinin seçildiğini, bu kişilerin de 7 televizyon kanalında sürekli program yaptığını belirten Kurdaş, ekranların herkese kapalı olduğunu, burada basın özgürlüğünden bahsedilemeyeceğini kaydetti. Kurdaş, şunları söyledi: “Bir tarafta ekonomik, bir tarafta mali, bir tarafta siyasi hedef gösterme olayları oluyorsa, gözaltılar oluyorsa, keyfe göre dün Ata Uçağı’na davet ettiğiniz kişiyi bugün başka bir uygulamaya tutuyorsanız, burada tuhaf şeyler var demektir.”