İzmir'deki Efes'ten sonra Anadolu'nun en büyük ve en önemli antik kenti olan Laodikya'da, bin 900 yıl önce su yollarına zarar verenlere ağır cezalar verildiğinin taşlara kazınmış belgesi ortaya çıkarıldı. Denizli'nin 6 kilometre doğusunda, Eskihisar, Goncalı ve Bozburun köyleri sınırları içinde kalan, Çürüksu (Lykos) Vadisi'nin en büyük ve en önemli antik kentinde, "su kanunu" olarak nitelendirilen, 90 santimetre yüksekliğinde ve 116 santimetre genişliğinde bir yazıt bulundu.

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Laodikya Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, yazıtın bin 900 yıl önce antik kentte su kullanımının kurallara bağlandığını gösterdiğini ifade etti. Şimşek, 2015 yılının en güzel buluntusunun, Stadyum Caddesi üzerinde ortaya çıkardıkları daire şeklinde çeşme yapısı olduğunu ve İmparator Traianus'a adandığını belirtti. Prof. Dr. Şimşek, "Özellikle çeşmenin önüne yerleştirilmiş olan 30 satırlık su yasası, MS 114 yılında Laodikya meclisi tarafından hazırlanmış ve Efes'te proconsule sunulmuş. Proconsul de imparator adına su yasasını onaylamış. Laodikya'da suyun Denizli'den buraya geldiğini düşünecek olursak, bu kent için su, çok yaşamsal önem taşıyor. Bu nedenle suyun kirletilmesi, su yollarına verilecek zararlar veya diğer taraftan mühürlenmiş boruların açılması gibi hususlar, çok ağır cezalar içeriyor. İmparatorluk, çeşme için 30 bin denarius yardım etmiş. Yazıt, 'Muhteşem kent Laodikeia' diye başlıyor. Günümüzden bin 900 yıl önce bu kent, Roma İmpatorluğu için çok özel bir kent olarak biliniyordu. Suyun nasıl kullanılacağıyla ilgili bu yazıt, çok özel bir yer işgal ediyor." dedi.

Celal Şimşek, İmparator Traian'a adanan yarım daire çeşme yapısı yanında, Laodikya meclisinin MS 114 yılında hazırladığı "Laodikya Su Kanunu" yazıtını bulduklarını belirtti. Şimşek, "Günümüzden bin 900 yıl önce bu kent, diğer kentlerden çok farklı ve özeldi. Suyun nasıl kullanılacağıyla ilgili bu yasa, çok önemli bir yer işgal ediyor." diye konuştu. Kanunda, su yoluna zarar vermenin cezasının 5 bin dinar olduğunu anlatan Şimşek, şöyle konuştu: "Bu kabaca, bugünün 50 bin lirasına tekabül ediyor. Suyu kirletirseniz, yine 5 bin dinar ceza alıyorsunuz. Suyu kirleteni ihbar edene de cezanın sekizde biri teşvik olarak veriliyor. Suyun kapatılmasındaki mührü açana da yine bu kadar ceza veriliyor. Suyu, üst düzey yöneticilerin bazı şahıslara iltimas geçmesine de ağır ceza var; 12 bin 500 dinar, yani 125 bin lira cezayı içeriyor."

Yazıtı inceleyen Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan da suyun o gün olduğu gibi bugün de çok önemli olduğunu vurguladı. Zolan, "Su belki bugün daha önemli, çünkü nüfus arttı. Suyun düzenli ve kontrollü kullanılması gerekiyor. Bin 900 yıl önce suyu kaçak kullananlar veya hatlarına hasar verenler, gerekli cezayla karşı karşıya kalmışlar. Bugün de aynı şekilde bu tür yaptırımlar söz konusu. Aslında bin 900 yıl önce koyulan kurallar, bugün harfiyen geçerli diyebiliriz." şeklinde konuştu.