Adana’da bir kadın, yıllar sonra tüp bebek yöntemiyle sahip olduğu ve yaklaşık bir ay sonra doğacak bebeğini ‘bakacak durumum yok’ diyerek, evlatlık olarak vermek istiyor.

Merkez Seyhan İlçesi Gazi Paşa Mahallesi’nde kiralık bir evde oturan Ayşe E.(35), “Başka çarem yok. Bu kadar borç ve çocukla ne yaparım; nereye giderim. Tüp bebek için taksitle 5- 6 bin lira harcama yapmıştık. Evlat sahibi olmayı çok istiyordum. Şimdi belki de kucağıma alamayacağım. Kız olarak dünyaya gelecek yavrumu Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’ne veya maddi durumu iyi olan aileye vermek istiyorum.” dedi.

2008’de anne ve babası karşı olmasına rağmen sevdiği İlker E.(36) ile hayatını birleştiren Ayşe E., ilk yıllar sorunsuz bir evlilik sürdürür. Ailenin en büyük sıkıntısı çok istemelerine rağmen bir çocuk sahibi olmayışları olur. Bunun için geçen yıl bir sağlık merkezine başvuran çift, tüp bebek tedavisinde olumlu sonuç alır. 8 yıl sonra hamile kalan genç kadın, doğacak bebeğini kucağına almak için gün sayarken beklenmedik gelişmelerle yıkılır. Eşi İlker 1,5 ay önce attığı cep telefonu mesajından “Ben gidiyorum, sen de başının çaresine bak. Borçlar yüzünden tehdit alıyorum, duramam.” diyerek, kayıplara karışınca genç kadın ortada kalır.

Kira ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele veren Ayşe E., yaşadıklarını gözyaşı dökerek, “Biz geçen sene kadar çok iyiydik. Eşim ne iş bulursa yapıyordu. Daha çok da araba alım–satımla ilgileniyordu. Üç ay öncesine kadar ev kiramızı normal bir şekilde ödüyorduk. Ondan sonra kocam dolandırıldı mı ne oldu bilmiyorum. Bir anda bir çıkmaza girdik. Kapımıza sürekli alacaklılar geliyor. Kocam ‘yeni araç alacağız’ diye adıma 45 bin TL kredi çekti. Onu da ödeyemedik. Bir yerde çalışıyordum. İşyeri sahibi çıkardı. Şimdi apartmanlara temizliğe gidiyorum. Hamile halimle çöpleri alıyorum. Merdiven yıkıyorum. Artık bu işi de yapamıyorum.” şeklinde anlattı.

Bir gün eve geldiğinde bırakıp giden kocasını en son bir arkadaşının Bursa’da gördüğünü ifade eden Ayşe E., doğum günleri yaklaşmasına rağmen güçlükle de olsa haftanın üç günü 25-30 liraya temizliğe gittiğini hatırlattı. Ayşe E., şöyle devam etti: “Üzerimde 45 bin lira banka, eşimin 60-70 bin lira borcu var. Bankadan sürekli uyarı geliyor. Parayı araç alım satımı yaparken, dolandırılmış. Kocamın telefonu kapalı, hattını değiştirmiş. İki aydır 470 TL aylık kirayı ödeyemedim. Bu ay da ödeyemezsem ev sahibi çıkaracak. Üç kardeşiz; onlar da ‘biz bu kadar borç ve çocukla seni kabul etmeyiz’ diyor. Resmi nikahımız var. Bu saatten sonra kocamdan bir beklentim yok. Nasıl dönsün ki tehdit alıyormuş. Ben de kapı çaldığı zaman ‘acaba birileri mi geldi’ diye korkuyorum.”

Yıllar sonra özlemini çektikleri bebeklerini evlatlık vermenin zorluğunu “Onu bana sorun” sözleriyle aktaran Ayşe E., şunları kaydetti: “Yiyip içemediğim ve içim bir şeyi kaldırmadığı için artık bebek karnımda hareket etmiyor. Komşular kullandıkları beşiği çocuk için verdiler. Ama bu durumda ne yapacağım bilemiyorum. Bu durumda bebeğe bakamam. Hem ben hem o rezil olacağız; sokakta kalacağız. Allah kimsenin başına vermesin. Kocam ‘olan borcum için polise başvuramam’ demiş. Senet vermiş. Bebeğim dolayısı ile ‘ne yapabilirim' diye Kaymakamlığa gideceğim.”