Manisa'nın Soma ilçesinde, 13 Mayıs 2014 günü meydana gelen maden faciasıyla ilgili olarak Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde 8'i tutuklu 45 sanığın yargılandığı dava, bazı sanık avukatlarının istifa etmesi sebebiyle yeni avukat bulunması için 18 Ağustos 2015'e ertelendi. Mahkeme heyeti, 8 tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Soma davasının ara kararının ardından müşteki avukatları Selçuk Kozaağaçlı ve Can Atalay açıklama yaptı. 2 bin lira maaşla çalışan sanık genç mühendis ve teknikerlerin, şirketin patronlarını ve üst düzey yöneticilerini korumak için hayatlarını karartmaması gerektiğini belirten Av. Kozağaçlı, “Tutuklu ve tutuksuz maden mühendisi sanıklara sesleniyorum, bu kadar açık görülebilen, bu kadar ucuz bir oyunla hayatlarınızı karartmayın. Burada 15 yıldan müebbet hapse kadar hapis cezalarının söz konusu olduğu bir yargılama yapıyoruz. Sadece vicdan ve ahlâk meselesi değil. Vicdanlarına seslenmiyorum, ahlâklarına seslenmiyorum, akıllarına sesleniyorum; eğer bu yolla devam edecek olurlarsa patronlarını korumak için, ayda 30 bin lira maaş alan üst düzey temsilci mühendisleri korumak için bu şekilde suçu üstlenmeye devam edecek olurlarsa onlar kurtulur, kendileri de yatarlar.” dedi.

'SON DERECE İSABETLİ BİR KARAR'

Duruşmanın bir kez daha erken kesintiye uğradığını ancak son derece önemli bir meselenin halledildiğini dile getiren Kozağaçlı, "Mahkemenin başlangıçta eksik de olsa nihai olarak doğru bir karar verdiği kanaatindeyiz. İki büyük sorun vardı. Birincisi şuydu, çok büyük bir sermaye şirketiyle karşı karşıyayız. Kendi beyanlarına göre 500 milyon TL yatırım yapmış bir sermaye şirketi. Patronları tutuklu sanık. Bu şirketin, bütün personelin avukat tutmalarında etkili olduğunu fark ediyorduk. 2 bin 500 lira maaş alan mühendislerin, 2 bin lira maaş alan teknikerlerin, işçilerin avukatlarının organizasyonu da böyle büyük bir sermaye grubu tarafından yapılıyordu. Sıralı ilişkileri olan vardiya amiri, güvenlik şefi, güvenlikçi, emniyetçi gibi kişilerin amirleriyle aynı avukatı tercih etmek zorunda bırakılmış olmasının da bu davanın geleceği için bir tehdit olduğunu her celsede söyledik. Geçen celsede bir tablo sunduk ve bu ilişkileri anlattık. Bu avukatlık ilişkisi böyle sürdüğü sürece kişilerin serbestçe konuşması, sorumluluğu olan amirlerini suçlaması, yahut çalışmaya devam ettikleri şirketin patronu hakkında beyanda bulunması mümkün değil dedik. Mahkeme nihayet geç de olsa bu celse periyodunun başında talebimizi kabul etti. Menfaat çatışması nedeniyle ayrılmasına karar verdi. Son derece isabetli bir karardır.” diye konuştu.

'SORUMLULUĞU ÜSTLENMELERİNİ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Bu kararın ardından, 'Yeni gelen avukatlara aynı şekilde etki olmayacak mı?' diye sorulabileceğini belirten Kozağaçlı, “Şunu anlayamadığımızı her zaman söyledik, 2 bin lira maaşla her gün madene giren maden mühendisi oradaki sorunları bildiği halde, hiçbir söz hakkı olmadığını bildiği halde, ağzını açtığı anda kapının önüne koyulacağını bildiği halde ekmek parası için madene inen maden mühendisleri, neden bugün bu gerçekleri anlatmazlar? Ortak avukat tutmaya zorlanmanın bunda etkisi var. Hala çalışıyor olmaya devam etmelerinin etkisi var. Eğer bu madenin gerçek durumunu anlatırlarsa maden sektöründe bir daha iş bulamayacakları korkusunun etkisi var ama bugün tablo öyle bir noktaya gelmiştir ki patronlar ve onları temsil eden büyük mühendisler, özel avukatları ve stratejik planları sayesinde kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Bu teknikerlere ve genç mühendislere de, ‘Biz sizin için de avukat tutalım.’ deyip sorumluluğu tamamen üstlenmelerini sağlamaya çalışıyorlar.” şeklinde konuştu.

'HİÇBİR ERTELEME YORMAZ'

Av. Kozağaçlı, ailelerle birlikte davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirterek, “Hiçbir tür erteleme bizi yormaz. Aileler, inanılmaz bir zorlukla buraya geliyorlar. Ekonomik zorlukla, gönül yarasıyla. Araç bulamadan, yemek bulamadan buraya geliyorlar. Bu sayı artacak. Aileler artarak takip etmeye devam edecekler. Kolektif avukat çalışması artarak devam edecek.” dedi.

AİLELER İÇİN DESTEK ÇAĞRISI

Av. Atalay da duruşmaya gelen aile sayısında azalma olduğunu ve bunun yargılama sürecini doğrudan etkileyeceğini söyledi. Soma hesabının sorulmaması durumunda bundan sonra Soma’dakine benzer işçi katliamlarının yaşanmaya devam edeceğini savunan Atalay, demokratik kitle örgütlerine şöyle seslendi: “Arkamızda parasıyla puluyla, devlet desteğiyle koskoca bir şirket var. Bu şirketin karşısında kendi iradeleriyle örgütlenen aileler var. Bu ailelerin iradesinin parçası olmak, onlara destek olmak durumundayız. Aile sayısı bu hafta itibariyle azaldı. Buraya geldiği için iş bulamayan insanlardan bahsediliyor. Bu davanın takibinin bir parçasıdır ailelerin örgütlenmesi. Bu davanın takibinin bir parçasıdır bu kara listelerin yırtılıp atılması. Avukatlar olarak ilan ediyoruz, gerekirse Bergama’da, Kınık’ta ve Soma’da köy köy ailelerin buraya katılmasının önündeki tüm engelleri kaldırmak için dolaşacağız, dertleşeceğiz.”