İzmir’de emniyetin önemli birimlerinde görev yapmış olan polislere yönelik ikinci operasyonla ilgili farklı bir gelişme yaşandı. Savcılık tarafından hazırlanan iddianame, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, delil bulunmadığı gerekçesiyle reddedildi.

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından sonra Emniyet Teşkilatı’nın terör, istihbarat, kaçakçılık, organize suçlarla mücadele, mali suçlarla mücadele, narkotik gibi birçok biriminde görev yapan polislere yönelik operasyonlar düzenlendi. İzmir’de 2014 Ağustos ayında düzenlenen ilk operasyondan sonra 2015 Ocak ayında ikincisi düzenlenmişti. Hemen hemen aynı isimlere ve aynı iddialarla yapılan bu operasyonda, 26 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Operasyonda 24 kişi serbest bırakılırken tutuklanan iki polis müdürü de avukatlarının itirazı üzerine bir hafta sonra serbest bırakılmıştı.

'MAHKEME İDDİANAMENİN BOŞ OLDUĞUNU GÖRDÜ'

Gözaltına alınan polislerden bazılarının avukatlığını yapan Ali Aksoy, 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, ikinci operasyonla ilgili iddianameyi reddetmesini değerlendirdi. Av. Aksoy, şunları söyledi: “Biz, yapılan birinci algı operasyonundan sonra bu ikinci algı operasyonunun tamamen bir kumpasın parçası olarak, alelacele hazırlanmış bir kumpasın parçası olduğunu söylemiştik. Yine yargılamanın sorgulama esnasında da açıkça ifade ettik. Eğer burada hakikaten bir suç olduğu düşünülüyorsa bunun ek iddianame ile hazırlanabilecek bir işlem olduğunu ısrarla söylemiştik. Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 43. maddesinin değerlendirilmesi gerektiğini söylemiştik fakat bütün bu itirazlarımız savcılık tarafından gözardı edilmişti, çünkü zaten işlem bir algı operasyonuydu. Bu çerçevede başladı, bu çerçevede yürüyordu. Bu doğrultuda hazırlamış oldukları bu iddianame, 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne düştü. 9. Ağır Ceza Mahkemesi, aynı zamanda ilk iddianamenin de düştüğü mahkeme. 9. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kez bir öncekindeki hatayı yapmadı. İddianamenin delilsiz olduğunu, içinin boş olduğunu, iddiaların ispatına yarayacak hiçbir belge ve bilginin dosyanın içerisinde olmadığı gerekçesiyle iddianameyi reddetmiştir.”

'HUKUKSUZLUK MAHKEME ELİYLE TESCİLLENDİ'

Savcılığın, iddianamenin reddi kararı üzerine sıradaki mahkeme olan 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunduğunu, iddianamenin şimdi burada incelendiğini aktaran Aksoy, “İddianame orada değerlendirme aşamasında. Mahkeme artık nasıl bir karar verecek bilemiyoruz ama bizce dosya zaten en başından beri algı operasyonuyla başlamıştı, çökmüştü zaten. Bir kez daha çökmüş oldu. Bu sefer mahkeme eliyle tescil edilmiş oldu. 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, bir öncekinde biraz iş karambole gelmişti, ‘Acaba dosya kalın, kalabalık, evrak çok, hele bir inceleyelim, hele bir bakalım.’ diyerek bir iddianame kabul edilmişti. Bu sefer 9. Ağır Ceza Mahkemesi tecrübeli olduğu için, olaya vâkıf olduğu için dosyayı incelediğinde dosyada hiçbir delil olmadığını, dosyanın fotokopilerden ibaret bir evrak olduğunu görünce bu sefer iddianameyi reddetti haklı olarak.” diye konuştu.

'İŞLEMLER HUKUKSUZ ŞEKİLDE YÜRÜYOR'

Şu anda yapılan eylem ve işlemlerin hukuksuz şekilde yürüdüğünü iddia eden Av. Ali Aksoy, “Hukuksuzluk, ağır ceza mahkemesi eliyle tescil edilmiş oldu. Bu polislere yönelik algı operasyonlarının hepsinde mahkeme huzuruna çıkan her evrak, her dosya zaten fiilen ve hukuken bitiyor, çünkü bunlara ancak kendileri talimatıyla hareket eden bir kısım hakim ve savcıların dışında hiç kimse itibar etmiyor, yapılan bu operasyonlardaki yapılan bu soruşturmalarla ilgili olarak. Müvekkillerle ilgili tutuklama kararı vardı. Onların bir sonraki sulh ceza hakimi tarafından kaldırılmış olması, belki bunlar adına ileride ödeyebilecekleri tazminatlar adına kurtuluş oldu sadece. Bizim bir önceki iddianameyle ilgili bütün ikazlarımız olmuştu onun, hem mahkemede olmuştu hem savcıya olmuştu. Savcılık bu hataları da yapmadı, bunları düzeltmiş olduğu halde böyle bir iddianame reddedildi. Şu an aslında işin esasında da hiçbir şey yok. Neden? Savcılığın usul hataları vardı iddianamesinde, usul hatalarıyla birlikte kabul edilmişti. Bu sefer esasıyla ilgili çok ciddi hatalar olduğu için reddedildi mahkeme tarafından. Siz örneğin Türk Ceza Kanunu 204’ten bahsediyorsunuz, bununla alakalı bir evrak koymuyorsanız, yani iftira atıyorsunuz demektir. Şu an savcılık, iddianame hazırlayan konumundan çıktı, bir nevi iftira atan konumuna geçmiş durumda, çünkü siz delilsiz suçlamada bulunuyorsunuz. Yani bu şu demektir, herkesi, bundan sonra istediğiniz herkesi suçlayabilirsiniz, hiç delil gösterme gereği duymadan. Yani bu mantıkla hareket edilmesi halinde ki savcılık makamı öyle bir keyfilik makamı değildir.” dedi.