Bursa'da, 13 yaşındaki kızı 'Seviyorum' diyerek ‘kuma’ olarak evine getiren kişi, kızın kemik yaşının olay tarihinde 15'ten büyük çıkması üzerine 'Hürriyeti yoksun bırakmak' suçundan yargılandığı davada beraat etti. Sanık hakkındaki, 'Nitelikli cinsel istismar' suçunun da kuma olarak eve gelen kızın şikayetçi olmaması üzerine düşürülmesine karar verildi.

İnşaat işlerinde çalışan N.Y. (25), sevdiği Ç.E. isimli kızı 2013 yılında kaçırdı. Geçen sene Ç.E., hamile kalınca bir sağlık kuruluşuna gitti. Nüfus kaydında Ç.E.'nin 13 yaşında olduğunu gören doktor, durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Polise intikal eden olayla ilgili cumhuriyet savcısı iddianame hazırladı. İddianamenin kabul edilmesiyle Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Ç.E.'i kuma olarak evine getiren N.Y. hakkında "15 yaşından küçük çocuğa karşı nitelikli cinsel istismar, hürriyetinden yoksun bırakmak" suçlarından Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103/1a, TCK 109/1 maddeleri gereği 14 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Tutuksuz yargılanan N.Y., yaşadıklarını mahkeme heyetine anlattı. Sanık N.Y., "Biz birbirimizi çok sevdik. Kaçmaya karar verince Bursa'ya geldik. Ç.E.'yi eşimle birlikte oturduğumuz eve getirdim. Yaşının nüfusta küçük olduğunu bilmiyordum." diye savunma yaptı. N.Y.'nin eşi Ş.Y'de (21), "Bizim geleneklerimize göre erkek aşık olduğu bir kadını eve getirebilir. Ç.E., ile aynı evde birlikte yaşıyoruz. Herhangi bir sorunuz yok, mutluyuz." şeklinde ifade verdi.

KEMİK YAŞI BÜYÜK ÇIKINCA BERAAT KARARI VERİLDİ

Sanığın, 'Küçük olduğunu bilmiyordum' sözü üzerine mahkeme, Ç.E.'nin ruh sağlının bozulup bozulmadığının tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine karar verdi. Kurum, Ç.E.'nin ruh sağlığının bozulmadığı yönünde rapor verdi. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan dava kapsamında ise Ç.E.'nin kemik yaşı belirlendi. Ç.E.'nin kemik yaşının olay tarihinde 15'ten büyük olduğu belirlendi. Yapılan inceleme sonrası Ç.E.'nin 2000 olan doğum tarihi nüfus kayıtlarında 1996 olarak düzeltildi. Bu gelişme üzerine Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, eve kuma getiren N.Y.nin 'hürriyetten yoksun bırakmak' suçundan beraatine hükmetti. Sanığın işlediği iddia edilen 'Nitelikli cinsel istismar' suçunun 'Reşit olmayanla rızaen cinsel ilişkiye girme' suçzuna dönüştüğünü, bu suçun da şikayete bağlı olduğuna dikkat çeken mahkeme heyeti, Ç.E.'nin şikayetçi olmaması üzerine bu suçtan da beraatine hükmetti.

ANAYASA MAHKEMESİ DE HAK İHLALİNE HÜKMETTİ

Öte yandan Anayasa Mahkemesi (AYM), Çorum'da 15 yaşından küçük kızı kaçıran ve 'Cinsel istismar' suçundan 6 yıl 8 ay hapis, 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 2 yıl 6 ay hapis cezalarına mahkûm edilen M.B.'ın davada, mağdureyi suç tarihi itibarıyla görünüm olarak 15 yaşından büyük zannettiğini belirtmesine ve beyanını doğrulayan adli rapor olmasına rağmen mahkûmiyetine karar verilmesi nedeniyle anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasına yönelik bireysel başvurusunu değerlendirdi.

Yüksek mahkemece hazırlanan raporda, yerel mahkeme karanını değerlendiren Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin, "Suç tarihinde 15 yaşı içerisinde olan ve bu yaşını tamamlamayan mağdure ile sanığın anlaşarak birlikte kaçtıkları ve cinsel ilişkiye girdikleri, çocuk sahibi oldukları ve daha sonra resmi olarak evlendikleri anlaşılmıştır" ifadesine dikkat çekti. M.B.'ın yargılama sürecinde alınan ifadelerinde mağdurenin yaşını 17 olarak zannettiğini, duruşmada ise gerçek yaşını bilmediğini, 15-16 civarında olarak bildiğini ifade ettiğine dikkat çekilen AYM kararında, "Mağdure ise duruşmada, 'M.B., benim 15 yaşından küçük olduğumu polislerin kontrolü sırasında anlamıştır, daha önceden beni 15-17 yaşlarında zannediyordu, kimliğimi alıp kontrol etmemişti.' şeklinde beyanlarda bulunmuştur." denildi.

AYM, M.B.'nın yargılanması sırasında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasının kabul edilebilir olduğuna, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine hükmederek ihlal ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi.