Yolsuzluk ve Selam terör örgütü soruşturmalarında görev alan polisler ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın tahliye kararları hala uygulanmadı. Mahkemenin, kararların uygulanması için bugün infaz savcılığına gönderdiği müzekkere yine iade edildi. Avukatlar kendileri mahkeme kararlarını infaz savcılarına götürerek işleme almalarını istedi. Ancak şu ana kadar avukatlar, mahkeme kararını uygulayacak infaz savcısı bulamadı.

Yolsuzluk ve Selam terör örgütü soruşturmalarında görev aldıkları için polislere yönelik operasyonlarda tutuklanan polisler ile Karaca hakkında İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi tahliye kararı vermişti. Karar iki gündür uygulanmadı. Mahkeme, tahliye kararlarının uygulanması için savcılığa üçüncü kez müzekkere yazmıştı. Mahkemenin bugün gönderdiği üçüncü müzekkere de savcılık tarafından iade edildi.

İlk müzekkere kararın çıktığı zaman nöbetçi olan savcı Ercan Devrim’e gönderildi. Ancak kararlar savcıya ulaşmadı ve tekrar mahkemesine geldi. Daha sonra mahkeme müzekkereleri infaz savcılığına gönderdi. İnfaz savcısı Orhan Güldiken’in imzalamayacağını söyleyerek kararları tekrar mahkemeye iade ettiği kaydedildi. Bunun üzerine mahkeme, bugün tekrar infaz savcılığına tahliye müzekkerelerini gönderdi. Savcı Ahmet Hanefi Uslu da mahkeme kararını uygulamadı ve müzekkereleri mahkemeye iade etti.

Savcı Uslu, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin tahliye kararını veren mahkemenin kararının yok hükmünde olduğu kararını gerekçe gösterdi.

Karaca ve polislerin avukatları tahliye müzekkerelerini kendileri infaz savcılarına götürerek kararın işleme konulmasını talep etti. Ancak avukatlar şu ana kadar mahkeme kararını uygulayacak bir savcı bulamadı. İddialara göre, savcılar yoğun baskılar nedeniyle bu kararları imzalayamadı.

Tahliye kararını veren İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi, bugün infaz savcılığına müzekkere yazarken verilen tahliye kararlarının yasalara uygun, kesin ve itiraza tabi olmadığını vurgulamıştı. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kendi verdikleri kararı değerlendirme ve yok sayma şeklinde karar vermesinin hukuka uygun olmadığını ifade etmişti.