Malatya Barosu’ndan yapılan açıklamada, avukat Umut Kılıç’ın tutuklanmasına ilişkin, “Bu anlamda verilen tutuklama kararı tedbir değil cezalandırma amacına hizmet etmektedir. Hukuki mülahazalar bir yana sorun artık hukukun üstünlüğü, insan hakları ve adalet ilkelerinin bu ülkede devam etmesini isteyip istemediğimiz noktasına gelmiştir.” denildi.

Baronun yazılı açıklamasında, Adalet Bakanlığı’nda hakimlik mesleği için mülakata giren avukat Umut Kılıç’ın Cumhurbaşkanı ve kamu görevlisine hakaret suçlamasıyla Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandığı belirtildi. Tutuklamaya esas alınan kanunun ‘İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez’ amir hükmünün bilinçli olarak nazara alınmadığı vurgulanan açıklamada, “Burada kişinin avukat olması bir yana sade vatandaş dahi olsa kişinin üzerine atılı suçun vasfı, kaçma şüphesi ve bu yönde somut olguların olmaması, delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme ihtimalinin bulunmaması, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma durumunun söz konusu bile olamaması nedenleri ile verilen tutuklama kararı açıkça hukuka, anayasa ile güvence altına alınan kişi hak ve özgürlüklerine ve ülkemizin taraf olduğu başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere uluslararası antlaşmalara uygun değildir.” denildi.

Tutuklanan avukat Umut Kılıç’ın üzerine atılı suçların cezasının alt sınırının 1 yıl olduğu vurgulanan açıklamada, “Cumhurbaşkanına hakaret suçu sübut bulsa dahi TCK 299 maddesi gereğince kendisi hakkında uygulanabilecek cezanın alt sınırı 1 yıldır. Kurul halinde görevli memura hakaret suçu da sübut bulsa dahi TCK 125. maddesi gereğince kendisi hakkında uygulanabilecek cezanın yine alt sınırı 1 yıldır. Bu anlamda verilen tutuklama kararı tedbir değil cezalandırma amacına hizmet etmektedir. Hukuki mülahazalar bir yana sorun artık hukukun üstünlüğü, insan hakları ve adalet ilkelerinin bu ülkede devam etmesini isteyip istemediğimiz noktasına gelmiştir.” ifadelerine yer verildi.

Gerçek demokrasi adına artık umutların tükenme noktasına geldiğini ifade edilen açıklamada, “Evrensel hukuk normları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM kararlarına aykırı bu ve benzeri tutuklamalarla siyasetin yargıyı etkilemesine bir son verilmesi gerekmektedir. Yapılan bu ve benzeri hak ihlalleri ülkemiz ve hukuk sistemimiz için, zaten eksik olan hukuk devleti uygulamalarından daha çok uzaklaşmaya neden olmaktadır. Hep siyasetçileri eleştirdik ama bu kez siyasetten etkilenen yargı hakkında söz söylemek bizi son derece üzmüş ve umutlarımızı karartmıştır. Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddelerinden doğan hukukun üstünlüğü ve insan haklarını korumak görevinin bilinci ile yurttaşlarımızı haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.” cümleleri kullanıldı.