Süper marketten bir kilo kıyma ile bir kilo kuşbaşı çaldığı iddia edilen çocuğa 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası veren yerel mahkemenin kararını Yargıtay bozdu. Sanık avukatının temyiz başvurusunu değerlendiren Yargıtay 13. Ceza Dairesi, suça sürüklenen çocuğu neticeye götüren kastının yalnızca bu miktardaki ürüne yönelik olması, sanık çocuk hakkında indirim ve değerin azlığı sebebiyle ceza verilmesinden vazgeçilmesini öngören Türk Ceza Kanunu'nun 145. maddesinin tartışılıp sonuca bağlanmamasını gerekçe olarak gösterdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın karara itirazı sebebiyle son sözü söyleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu da, anne-babası ayrı olan ve üvey babası ile yaşayan, herhangi bir geliri olmayan, eğitim hayatı yarım kalan ve sabıkasız olan sanık hakkında TCK'nun 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiğinden Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nin bozma kararını yerinde buldu.

2009'da Malatya'da meydana gelen olayda, eğitimini lise 2. sınıfta yarıda bırakan 17 yaşındaki çocuk, iki arkadaşıyla birlikte önce semt pazarından sebze ve meyve aldı. Ardından et almaya karar veren üç kişi, girdikleri süper marketten piyasa değeri 27,28 lira olan bir kilo kıyma ile bir kilo kuşbaşı et aldı. Kasadan para ödemen çıkan şüphelileri gören güvenlik görevlisi, durumu polise bildirdi. Güvenlik kameralarının incelenmesinin ardından yakalanan şüphelileri güvenlik görevlisi M.S. teşhis etti. Mağazanın şikayeti üzerine olayla ilgili Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Şüpheliler hakkında, Malatya Çocuk Mahkemesi'nde "Adet gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık" iddiasıyla dava açıldı. Mahkeme, 17 yaşındaki çocuğa TCK'nun 142/1-b, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası verdi. Sanık avukatının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 13. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararını sanık hakkında indirim ve tamamen ceza verilmemesini kapsayan TCK 145. maddesinin tartışılmaması gerekçesiyle bozdu. Dairenin bu kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti.

İtiraz üzerine dava dosyası Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderildi. Dava dosyasında son sözü söyleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu, özel dairenin kararında isabetsizlik olmadığına hükmetti. Sanığın, bekar, işsiz ve sabıkasız olup lise 2. sınıfta öğrenimine ara verdiğine dikkat çekilen Genel Kurul kararında, sanığın olay gününün akşamında yakalandığı hatırlatıldı. Kararda; 5237 Sayılı TCK'nun 145. maddesinin 29 Haziran 2005 günü, 'Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir' şeklinde değiştirildiği belirtildi.

BAŞKA MALZEMELER DE ÇALABİLİRLERDİ AMA PİŞİRMEK İÇİN ET ÇALMIŞLAR
145. maddede öngörülen değer azlığı ile zorunluluk halini düzenleyen 147. maddenin uygulanma şartları birbirinden farklı olduğuna dikkat çekilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında, "147. maddenin ayırıcı ölçütü, hırsızlığın ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için yapılmasıdır. Burada hırsızlığın konusu olan malın değerinin az veya çok olmasının herhangi bir önemi yoktur. Örneğin ölümcül bir hasta için eczaneden çok pahalı bir ilacın çalınması söz konusu olabilir. Anılan kanunun 147. maddesinin uygulanmasında esas alınacak kıstas malın değeri değil, ağır ve acil bir ihtiyaç için suça konu malın çalınmasıdır. Buna karşılık TCK'nun 145. maddesinin uygulanmasındaki en önemli kriter, şüphesiz değer ölçüsüdür ve bu değerin 'ceza vermeme' halini haklı kılacak düzeyde az olmasıdır. Sanık ve yargılaması ayrı yürütülen iki arkadaşı olay günü semt pazarından sebze aldıktan sonra gittikleri süpermarkette, kasada ödeme yapmadan gizleyerek alabilecekleri başka mallar da olmasına karşın, evde pişirip yeme amacıyla sadece toplam değeri 27,28 lira olan et ve kıyma almışlardır. Olayda, anne ve babası ayrı olup üvey babası ile yaşayan, herhangi bir geliri olmayan, eğitim hayatı yarım kalmış ve sabıkasız olan sanığın büyük bir süpermarket işleticisi olan şikayetçi aleyhine birer kilogram kıyma ve et almak suretiyle gerçekleştirdiği hırsızlık eyleminde, kişiliği, suçun işleniş şekli, mağdurun konumu ve suça konu eşyanın değeri göz önüne alındığında, hakkında 5237 Sayılı TCK'nun 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiğinden bahisle hükmün bozulması isabetlidir. Bu itibarla, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin Özel Daire kararı isabetli olduğundan, itirazın reddine karar verilmelidir. Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Genel Kurul Üyesi; sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 145. maddesinin uygulanma şartları bulunmadığından itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır."