Marmara Denizi’nin kirliliğin had safhaya ulaşması denizbilimcileri alarma geçirdi. 20 yıl önce yılda bir kez gerçekleşebilen red tide (kırmızı gelgit) bu yıl içinde 4 kez ortaya çıkınca uzmanlar çok acil önlem uyarısında bulundu. Denizde fitoplankton türlerinin aniden artışıyla oluşan olayın uzun vadede deniz canlılarını tehdit eder hale gelebileceğini belirten Prof. Dr. Bayram Öztürk, sahipsiz kalan Marmara’da müdahale edilmediği takdirde toplu canlı ölümleri yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Kirliliğe bağlı olarak denizdeki bir fitoplankton türünün sayılarının aniden artması sonucu deniz renginin kırmızıya dönmesiyle sonuçlanan biyolojik olay bilim camiasında ciddi tedirginliğe neden oldu. Çünkü 20 yıl önce yılda sadece bir kez görülebilen deniz olayı, bu yıl içinde 4 kez yaşandı. İç deniz olan Marmara’da gerçekleşen olayın, kirliliğin ulaştığı seviyeyi gösterdiğini belirten deniz bilimcileri, acilen önlem alınması çağrısında bulundu.

'ARITMA PROBLEMİ VAR'

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk, Marmara Denizi’ndeki kirliliğe bağlı olarak oluşan red tide’ın kara kökenli olduğunu, bunun da arıtma eksikliğinden kaynaklandığını anlattı. Marmara Denizi çevresindeki bütün illerde aynı durumun geçerli olduğunu anlatan Öztürk, “İstanbul'dan tutun Çanakkale'ye, Tekirdağ'dan Balıkesir'e kadar. Dolayısıyla arıtma işinin daha ciddi yapılması lazım, bu konuda eksikliklerimiz var. 2002 yılına kadar Marmara Eylem Planı vardı. Marmara Denizi'nin korunması ile ilgili. Bu plan ortadan kalktı, sonra da hiç uygulanmadı. Bu planı yeniden ortaya çıkarmak lazım. Marmara'nın her bir tarafı Türkiye'nin sorumluluğunda. Dolayısıyla buranın kirliliği konusunda ne Rusya'yı suçlama hakkımız var, ne de Akdeniz'de herhangi bir ülkeyi.” şeklinde konuştu.

Marmara Denizi’nin sadece karasal değil, deniz yoluyla da kirlendiğini ifade eden Öztürk, Tuna Nehri başta olmak üzere kirletici unsurların Karadeniz’e taşıdıkları kirliliğin boğaz kanalıyla Marmara Denizi’ne ulaştığını anlattı. Bu kirliliğin Marmara’daki kirliliği katladığını belirten Öztürk, gelinen durumu şöyle özetledi: “Bundan sonra alp patlaması oluyor. Alp patlaması sudaki besleyici olan azot ve fosfatın suda daha fazla bulunması, artışı ve renk değiştirmesi. Bunu yapan bir tür fitoplankton kırmızı renk oluşturuyorlar. Marmara Denizi'nin kırmızıya dönüşmesine neden oluyorlar. Bu soru 20 yıl önce sorulsaydı Marmara Denizi'nde bu tip bir olay yılda bir defa görülüyor derdim. 10 yıl önce sorsaydınız 2-3 defa görülüyor derdim. Ama sadece bu sene Marmara'da 4 defa kırmızı red tide dediğimiz artışlar var.”

Öztürk, deniz canlılarının korunması ve türlerin geleceğe taşınması konusunda şimdiden önlem alınması gerekliliğine de işaret ederek alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı: “Ciddi bir izleme programı uygulanması gerekiyor. Çevre Bakanlığı'nın ciddi şekilde bu konuyla ilgilenmesi gerekiyor. Ama bakanlıkta herkes kendi derdinde. Bir anlamda Marmara Denizi sahipsiz desek çok yanlış olmaz. Burayı kurtarmak için eski eylem planının yeniden uygulanması, arıtmaların azaltılması lazım.”

Bu seviyedeki kirliliğin devamı durumunda toplu canlı ölümleri başta olmak üzere çok ciddi sorunların oluşabileceği uyarısında da bulunan Öztürk, “Uzun süre devam ederse su canlılarının ölümüne neden olurlar, toplu ölümlere neden olurlar. Şimdilik bu durum yok. Toplu balık ölümleri şimdi yok ama ileride olmayacağı anlamına gelmez. Biz, düzenli olarak boğazdan örnek alıyoruz. Belli dönemlerde özellikle yaz döneminde Marmara'daki kirlenme yükünün fazla olduğunu biliyoruz. Bu sadece Marmara değil, Ege Denizi ile de ilgili. Uzun süre devam ederse deniz canlılarının ölümüne neden olabilir.” şeklinde konuştu.

Vatandaşları da korkutan suyun kırmızıya boyanması olayında veriler İzmit Körfezi, Gemlik, Edremit ve Tekirdağ kıyılarını işaret ediyor. Buna göre son 3 yıl içinde İzmit Körfezi’nde 6 kez yaşanan olay, İstanbul’da Bakırköy, Kumburgaz’da birer kez görüldü.