Eğitim Bir-Sen Kahramanmaraş 1 No'lu şube başkanı Adnan Alagöz'ün yaptığı yazılı açıklama şu şekilde: 11 Ocak 2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çıkartılan genelgede belirtilen 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının stadyumlarda değil de okullarda yapılacak olmasının ifade edildiği karar metnini sendika olarak destekliyoruz,öze dönük bir karar olarak kabul ediyoruz ve Milli Eğitim Bakanlığı'na bu kararı almasından dolayı tebriklerimizi iletiyoruz. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak Ulusal Milli Mücadelenin ve İstiklal Harbinin ilk fitilini ateşleyen M.Kemal Atatürk daha sonra bu tarihi günü gençlere armağan ediyorum demesinin ardından Gençlik ve Spor Bayramı olarak 1927 yılından itibaren kutlanmaya başlanmış ,1938 yılında ete kemiğe bürünerek 3466 Sayılı Kanunla Gençlik ve Spor Bayramı olarak resmiyetteki yerini alarak, günümüze kadar devlet töreni şeklinde kutlanagelmiştir. Milli Bayramlarımızı, ülkemizde sadece stadyumlara sıkıştırma çağdışılığından kurtarmak için, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarını halka açma yönünde çalışma başlatması bizleri mutlu etmiştir. Bundan dolayı 19 Mayıslar stadyum duvarları arasına sıkıştırılmamalı, tüm toplum kesimlerine açık hale getirilmeli; eğitimciler ve öğrenciler, eğitim süreci içerisine serpiştirilmiş seremonilerle zaman kaybetmekten kurtarılmalıdır. Ancak Milli Eğitim Bakanlıgı'nın son günlerde yayımladığı genelge ile ilgili bir bardak suda fırtınalar kopartılıyor. Bakanlık,19 Mayıs Atatürk'ü anma Gençlik ve Spor Bayramı stadyumda değil de okullarda kutlansın demiş.Yasaklıyorum dememiş,kaldırıyorum dememiş ayrıca isteyen de istediği gibi kutlasın demiş.Üniversiteye hazırlanacak lise öğrencilerinin 2,5 aylık zaman kaybı,öğretmenlerin özellikle de beden eğitimi öğretmenlerinin ders proğramının altüst oluşu ve okulda kalıp çalışmaya katılamayan öğrencilerin derslerinin boş geçmemesi için idarenin olağanüstü gayretleri,bahar aylarının dengesiz iklim özelliklerinin öğrencilerin sağlığı üzerindeki olumsuz tesirleri,ailelerin çocuklarının dışarıda bulunmasından dolayı kaygıları ,işin maliyeti gibi olumsuzluklar bakanlığın bu kararı almasında büyük rol oynamıştır. Ayrıca sivil anayasa tartışmalarının yaşandığı şu günlerde,kutlamış olduğumuz tüm resmi bayram ve törenlerin kutlanış şekli ve esasının izini sürdüğümüzde 12 Eylül darbecilerinin yapmış olduğu 01.10.1981 tarihli ”˜'Milli Bayramlar ve Törenleri Kutlama Yönetmeliği''ne ulaşıyoruz.Bu Yönetmeliğe darbe kokusu sinmiştir,militer bir bakış açısıyla ele alınmıştır,halktan kopuktur ve demirperde ülkelerini andıran ritüeller manzumesidir.Şimdi kalkıp anket yapsan bütün sivil toplum kuruluşları 12 Eylül 1980 askeri darbesine karşı olduklarını ifade ederler ama içlerinde bazı gruplar vardır ki, hem darbeye karşıdırlar hem de darbecilerin koymuş olduğu tüm kanun ve yönetmelikleri milli davamızdır diyerek sahiplenirler.Bayram, hakiki bayram olmalıdır.Milli Bayramlar da Dini Bayramlar da üzerinde yaşanılan toprakların değerlerini barındırır,inanç sistemini ifade eder,insanıyla özdeşleşir ve mutmain kalblerle kutlanır.Bayramda talimat yoktur,zorlama yoktur,tepeden bakma,dikte etme yoktur, samimiyet vardır,içtenlik ve huzur vardır. Dolayısıyla 20 Haziran 1938 tarihli kanunla “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra “Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak değiştirilen bayram, öğrencileri zorla stadyumlara doldurma anlayışından kurtarılmalı, gönüllülük esasına dayalı, halkımızın kutlayacağı şekle dönüştürülmelidir.