Bülent Arınç'ın Erdoğan hakkındaki açıklamaları sonrası Melih Gökçek'in olayın içine girmesi sonucu büyük bir tartışma başlamıştı. Bakanlar Kurulu sonrası açıklama yapan Bülent Arınç, Türkiye gündemini sarsacak iddialarda bulundu. Arınç, Melih Gökçek'in yolsuzluk yaptığına dair ve Ankara'yı Cemaat'e sattığını dair iddialarda bulununca gözler Melih Gökçek'e çevrildi.

Ahmet Hakan'ın sunduğu ''Tarafsız Bölge'' programına gelmeyen Melih Gökçek Twitter'dan 2 sayfalık bir açıklama yaptı. Açıklamada Arınç'ın kendisine hakaret ettiğini ve bu durumun mahkemede devam edeceğini belirtti.
İşte Melih Gökçek'in açıklaması:

“Senelerdir yaptığın açıklamalarla hep partinin başına dert oldun. Partide 10 kişiye sor, 9’u teyit eder. Her kırdığın potu, parti temizlemek için günlerini harcar. Son olarak sanki başbakanımızın tarafında imiş gibi gözüküp cumhurbaşkanımızı eleştirip araya fitne sokmaya çalıştın. Bunu sanki hükümet adına yapıyormuş gibi gözüktün. Bu konuşmanı yaparken çözüm süreciyle ilgili izleme heyeti ile cumhurbaşkanımızın her şeyden haberi olduğunu söyledin. Cumhurbaşkanımız ise tam tersini söyledi. Bu açıklamalarınla cumhurbaşkanımızı neyle itham etme gayesi güttün? Bugün ise ’Meğer cumhurbaşkanını bilgilendirmemişiz, bilgilendirmedik ise hata bizim. Cumhurbaşkanımız haklı’ dedin. Şimdi soruyorum. Önceki günkü Bülent Arınç ne yapmak istedi? Bugünkü Bülent Arınç ne yapmak istiyor? Dürüst politikacı söylediğinin arkasında durur. Eğer bir gün öyle bir gün böyle konuşuyorsan hükümet sözcülüğünde ne işin var? Ben seni paralel yapıdan talimat aldığın için tenkit ettim. Sana hakaret etmedim. Fikrimi söyledim. Delillerimi söyledim. Kızının ve damadının paralel yapının hala üst seviyelerinde görev yaptığını açıkladım. Onların tesirinde kaldığını söyledim. Aynı sözlerimi tekrar ediyorum. Dikkat ettin mi, şu anda paralelin (senin tabirinle) tetikçileri internet medyasından ve Twitter’dan bana saldırıyor. Hepsi tezgahlarının ifşa edilmesinden ve oyunlarının bozulmasından son derece rahatsız. Açıklamalarım Ak Parti’de oynanmak istenen paralel fitne ateşini söndürmüştür. İçine düştüğün çıkmaz, olayları açıklama yerine suçlu insanların telaşıyla hakaret dolu iğrenç bir üsluba dönüşmüştür. Kibar ve mülayim Bülent Arınç gitmiş, yerine hakaret yağdıran ve saldırgan bir Bülent Arınç gelmiştir. Keşke bana takındığın bu yiğitliğin onda birini Gezi olaylarında gösterseydin. Hakan Fidan’ın tutuklanma girişiminde gösterseydin. Ama sanma ki hakaretlerin karşılıksız kalacak. Ben sana hakaret etmeyeceğim. Çünkü hakaret eden kişi kendi seviyesini ortaya koyar. Ancak seni dava edeceğim. Hesabını mahkemede vereceksin.
 
Sana yazıklar olsun...
 
Konuşmanda bana tetikçi dedin. Ben cumhurbaşkanıma veya başbakanıma bir saldırı olduğunda tetikçi değil gücümün yettiğince kalkan olurum. Senin gibi alttan almam, yiğitçe kavgamı veririm. Gezicilere yaranmaya çalışmam. Bugüne kadar adaylığıma her zaman itiraz ettiniz. Ama ben hiçbir yerde ve hiçbir zaman sizin hakkınızda tek kelime etmedim. Ancak liderime karşı sürekli olumsuz beyanlarda bulundunuz. Son sözleriniz artık bardağı taşırdı. Beni konuşmak zorunda bıraktınız. Konuşmanda şöyle bir cümle kullandın, ’Gökçek’le ilgili 100 konuyu seçimden sonra konuşmak isterim.’ Kastının ne olduğunu ve delillerini mahkemede senden öğreneceğim. Sen bir adım geri kalırsan sana yazıklar olsun. Mahkeme de hesap sormayan Gökçek namerttir. 
 
Bundan sonra konuşmam
 
Son olarak beni paralel yapıya yardım yapmakla suçluyorsun. Bu bir suç ise kabul ediyorum. Herkes bilir ki ben hayır kurumu olan herkese ayırım yapmadan yardımcı olurum.   Bu arada cumhurbaşkanımız ile başbakanımız arasına fitne soktuğu fikrimi aynen muhafaza ettiğimi bir kez daha ifade ediyorum. Kibrini mütevaziliğinin ardına saklayan Sayın Arınç, bir daha paralelin talimatıyla cumhurbaşkanım ve başbakanım arasında yeni bir fitne çıkarmaya kalkarsan karşında gene beni bulacağını unutma. Bundan sonra partimin prensipleri gereği konuşmayacağım.”